290 entry daha
  • elif şafak'ın mevlana'ya domates yedirmesinden bahsedilince aklıma gelen sebze, biyolojik yönden meyve.

    balkanlar için konuşayım, taş çatlasa 100-150 yıl evvel, kırmızısı "çürüdü" diye yenmez, bırakılır, yeşilininse yemeği yapılırmış. (bu yemeğin pirinçle yapılıyor olması, bana yıllar önce bir kitapta okuyup yaptığım, ispanya'dan göçen yahudilerin domates armika isimli yemeğini anımsattı, belki balkanlar'dakiler de onlardan öğrenmiştir, neticede başta edirne olmak üzere, eskiden balkanlar'da bolca yahudi insan da yaşardı. burası tamamen benim fikir yürütmem, kanıtım yok.)

    bir de yeşilinin turşusu kurulurmuş; ki hala kurulur. kırmızısını yemeyi sonradan öğrenmişler. nitekim, ayçiçeğini de sadece çiçek olarak güzel bulurlarmış; lakin yağ için çekirdeklerinden faydalanmayı da bölgeye gelen yabancılardan öğrenmişler. sonrasında bölge-toprak-iklim de müsait olunca, trakya bugünkü ayçiçeği tarlalarıyla dolmuş taşmış; zira bilindiği gibi, yağ eskiden pahalı ve nadir bir besin maddesi idi.

    böyleyken böyle işte, kaynak anneannesinden duyduklarını aktaran anneannem.
364 entry daha
hesabın var mı? giriş yap