645 entry daha
  • “ benim sorduğum soru -ki beni elli yaşında intiharın eşiğine getirmişti- sorulabilecek en basit soruydu ve budala bir çocuktan tutun da bilgeler bilgesi bir yaşlıya kadar herkesin ruhunda yatan şeydi. bu, insanın cevabını bulamazsa yaşayamayacağı türden bir soruydu ve ben bunu tecrübelerimle öğrenmiştim. soru şuydu:
    "bugün yaptıklarımın ve yarın yapacaklarımın sonucunda ne olacak? hayatımın tamamının sonucunda ne olacak?"

    farklı bir yoldan söyleyecek olursak soru şöyleydi: "niçin yaşayayım, niçin herhangi bir şeye karşı bir istek duyayım, niçin herhangi bir şey yapayım?" soru şu şekilde de ifade edilebilir: "hayatımın, beni bekleyen, kaçınılmaz olan ölümün yok etmeyeceği bir anlamı var mı?"

    farklı şekillerde ifade edilebilen bu tek soruya bir cevap arıyordum ve şunu anladım ki, bu soru dikkate alındığında insanlığın bütün bilgisi sanki uçlarında iki ayrı kutup olan iki zıt yan küreye bölünmüş durumda: biri negatif, diğeri pozitif kutup; ama kutupların ne birinde ne de öbüründe hayatla ilgili sorulara cevap bulmak mümkündü. “

    der tolstoy.
2662 entry daha
hesabın var mı? giriş yap