18 entry daha
  • konu itibariyle klişe olmakla birlikte, işleniş tarzının farklılığından dolayı etkileyici bir film. belki daha önce de buna benzer filmler çekilmiştir -ben izlemedim- ama ilk kez bir film izliyorum ki yahudilerin gözünden savaşı anlatmasın, yaşanan vahşetin büyüklüğünden dem vurmasın. izleyince farkediyorsunuz, yahudilerin bakış açısına o kadar çok yoğunlaşılmış durumda ki, yaşanan olaylar tek taraflı bir travmaymış gibi düşünülüyor. oysa ki her seferinde acıyı yaşayanlar kadınlar ve çocuklar oluyor. ister alman ister yahudi olsun. film bir anlamda bunu hatırlatıyor. genel itibariyle orjinal bir konusu var.

    filmi neredeyse her şeyiyle beğendiğimi söyleyebilirim. iş yoğunluğum dolayısıyla durağan filmler izlememeye çalıştığım şu son zamanlarda böyle filmler izlemeyi ne kadar çok özlediğimi fark ettim. olay "sanatseverlik" gibi bir durumdan da kaynaklanmıyor. bir bilim- kurgu izlemeyi ne kadar seviyorsam, gerçekçiliği bu kadar iyi anlatan filmleri o de o kadar seviyorum. hayat izlediğiniz o macera filmleri gibi akıp, kopup giden bir şey değil. aynı bu filmde olduğu gibi yavaş, acı verici ve bazen gerçekten travmatik olduğu yönleri çok fazla. özellikle ikinci dünya savaşı gibi bir ortamda bunların ikiye hatta üçe katlandığı düşünülürse hem de. bu açıdan bana hiç de öyle yavaş ilerleyen bir filmmiş gibi gelmedi doğrusu.

    --- spoiler ---
    filmde insanın içini acıtan çok şey var. bir kere korkunç bir ortamın içine doğmuş olan o çocuklar. çok üzücü. hiçbir şeyin gerçekliğinin farkında olmayan ikizler, anne ve babalarını sonsuza kadar kaybetmiş olabileceklerini, yenilmiş bir devletin ferdi olduklarını bilmeden çocukluklarını yaşamaya devam ediyorlar. o pislik ve açlık içinde oyun oynamaya devam etmeleri... günter'in ölümü... en ama en dayanılmazı o korkunç anneanneleri. yaşadıkları onca çileli yolculuk, kaybettikleri kardeşleri, anneleri ve babaları gibi olayların hiç bir önemi yok kadının gözünde. o sofrada öğretilmiş olan adabı görmeli, görmediğinde de cezalandırmalı, torunu bile olsa. aynı lore'nin kardeşini hırsızlık yaptığı için küçük bir kutuya kapatması gibi. oysa mevcut ortam ahlaksal kuralların tamamen yitip gittiği bir halde.

    bir de film çıkışında birinden şöyle bir eleştiri duydum: "her şey sonuca bağlandı ya ben bir şey demiyorum, ehehe." biz ne zaman bu kadar empatiden yoksun olduk gerçekten anlamıyorum. hayat sonuca bağlanan bir şey mi? film açısından bakacak olursak da, böyle bir filmi böyle bir hikayeyi nasıl sonuca bağlayabilirsiniz ki? anne babasını geri mi getireceksiniz? kardeşi aslında ölmemiş sonsuz kadar mutlu yaşamışlar filan? o bibloları kırmaktan başka elinden bir şey gelmez lore'nin. hiç bir şey eskisi gibi olamayacak. ona öğretilenlerin katılığını anneannesinde tekrar gördüğü anda o biblonun hiç bir önemi kalmamıştı zaten. hata kimdeydi peki? o çocuklarda olmadığı kesin.
    --- spoiler ---
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap