6 entry daha
  • çocukluğumda sahip olduğum hesap makineli plastik nesneyi saymazsak hayatımda hiç bir zaman saat kullanmadım. saatin kaç olduğunu anlamam için saate ihtiyacım da hiç olmadı. yalnız horologye saygım sonsuz. benim gibi ilişkiler, alt ilişkiler, denklemler, çözümlemelerle yaşayan; laf salatalarının arasındaki argümanları görmeye odaklı, en derinlerinde hep analitik düşünmeye ve konuşmaya koşullu bir bünyenin en kolay algılayabileceği ve en çok saygı duyabileceği sanat olabilir horology.

    zaman kavramının karmaşası kafanızı karıştırırken, saatin içerisindeki mekanizmanın en ince, duru ve dokunulabilir matematiğini hissetmek.

    bu sanatın etkileyiciliğine kapıldığım anlarda en üzüldüğüm şey tüm bu görselin üstünün kapatılıyor oluşu. en güzel mekanizmaları gayet şık mezarlara koyduklarını hissediyorum. sırf bu sebeple bir gün saat alırsam bu bir iskelet saat olacak.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap