• özellikle türkiye'de sıklıkla dile getirilen kavram. gündemimiz fetö olduğundan dolayı haklı olarak cemaatler üzerinden eleştiriliyor fakat konu sandığımızdan daha derin gibi geliyor bana.

    hangi kademede olursa olsun, devlet memurluğunun ayrıcalığı "ülkeye hizmet etme şansına erişmek" olması gerekirken, türkiye'de ailelerin çocuklarına "yavrum boşver devlet memuru ol" telkinlerinin arkasında bu ayrıcalığı referans aldığını sanmıyorum *. yine aynı şekilde "oooo memur olmuşsun devlete kapağı atmışsın" dediğimizde de aynı ayrıcalıktan bahsetmiyoruz herhalde? "devletin malı deniz, yemeyen domuz*" gibi deyimlerle de örnekler çoğaltılabilir.

    15 temmuzda halkın ortaya koyduğu tepkiyi hafife almamakla birlikte, bu başarının abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. demokratik düzene karşı kalkışılan eylemlere çooook yıllar önce bu tepkiyi koymamız gerekiyordu, sanırım biraz geç kaldık. televizyon programlarında bu başarıya göndermeler yapılırken, bir önceki paragrafta bahsettiğim konular ise bu kargaşada pek dile getirilmiyor.

    hemen hemen her tartışma programını izlemeye özen gösteriyorum, kaçırdıklarımı youtube dan izlemeye çalışıyorum ve görebildiğim kadarıyla bu konulara değinebilen tek kişi ilber ortaylı oldu. cnn türk'deki programda herkesin general, herkesin devlet memuru olmak istediği bir ülkede bu tip yapıların kolaylıkla palazlanabileceğine vurgu yaparken aslında bir yandan da liyakatın devletten önce halk tarafından benimsenmesi ve yüceltilmesi gerektiğini kastediyordu.

    sorunun halk tabanında olduğu durumlarda basında buna işaret edebilen aydın sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. onlara da kendini beğenmiş, aksi, sinirli adam muamelesi yapıyoruz. halkın tabanında var olan sorunları halkı pışpışlayarak çözebileceğimiz gibi garip bir yaklaşım tarzımız var. halkı pışpışlamak yerine asıl sorunlara işaret edenlerin söylemlerini de capsleştirmekten öteye gidemiyoruz.

    sonuçta gruplar veya cemaatler peşine taktığı topluluğun genel kabulleri üzerinden yolunu çizer ve bu yolda yürürken kendi içerisindeki kapalı ilişkiler öyle yeni değerler ortaya çıkarırki yolun sonunda "bunu nası yapabiliyolar yaaaw" ile meseleyi çözemeyeceğin bir ortamda bulursun kendini. şu an tam olarak buradayız ve bu sorunu çözerken bunu sadece devlet kademesinde değil, halk tabanında da çözebilmek adına adımlar atmamız gerekiyor. aksi takdirde “devletin malı deniz, yemeyen domuz” gibi kabullerle bir arpa boyu yol alamayacağımız ortada.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap