• uzun zamandir aklimin bir kosesini isgal eden bu soruya, yasin da biraz ilerlemesiyle sanirim bir miktar yanit bulabildim.

    malumunuz her baba biraz yorgundur. esinden, isinden, tuttugu takimdan, yasadigi ulkeden, her sabah ayakkabilarini baglamak icin egilmekten; akraba ziyaretlerinden, veli toplantisina cagrilmaktan, tras olmaktan, bir zamanlar askerlik yapmis olmaktan, hemen her seyden...

    ve bir pazar sabahi kahvaltidan sonra televizyonda rastladigi bir western, ona tum bunlari unutturur. oradaki artik bambaska bir dunyadir ve matrix'te kafasinin arkasina baglanti kablosu saplanmis gibi kendisini bir anda orada bulur.

    artik allahin gunu kravat takip gitmesi gereken bir isi yoktur. berbat bir trafikte arkasinda korna calip duran dallama suruculer yoktur. bagciklarini baglamasi gerekmeyen cizmeleriyle atina atlar ve ucsuz bucaksiz vadilerde, kanyonlarda at surer. kasabada saloon'a kuruldugunda esi cep telefonundan arayip nerede oldugunu, saat kacta gelecegini soramayacaktir. mekanin ust katindan kendisini suzen hayat kadinlarina gulumser ve purosunun dumanini havaya salar.

    gun batiminda meksika sinirina dogru at surerken cani nerede isterse orada kamp kurar. ateste kahvesini pisirir ve zulasindaki kurutulmus etlerle karnini doyurur. baykus sesleri ve kaktusler arasinda uykuya dalar. sabah cani hangi saatte isterse o zaman kalkacaktir.

    tijuana'daki sevgilisinden bir buse almis, santa clarita'da kendi elleriyle insa ettigi ev biter bitmez onu yanina aldiracagina soz vermis, hatunun kucuk kardesleri icin bir miktar para birakmis, sokakta atini surerken pis pis bakan meksikalilari gorunce sag elini yavasca tabancasinin kabzasina goturmus ve bu, sombrerolu kafalarin baska yone donmesine yetmistir.

    pasaportsuz, bavulsuz ve bir tek guvenlik gorevlisi dahi gormeden siniri bir kez daha sorunsuzca gecer. kasabaya dondugunde serifin kendisini aradigini ogrenir, ama iceri atmak icin degil; bu kez destek istemek icin. ogle treniyle kasabaya seriften intikam almak icin gelen azili bir haydut en az bir zamanlar kendisinin oldugu kadar tehlikelidir.

    insa ettigi evini, tijuana'daki kadinini dusunur. onun tutku ve inancla bakan kocaman gozlerini, pasifikten esen ruzgarla havalanan siyah, uzun saclarini ve basini goguslerine yasladiginda duydugu kokusunu...
    sonra serifin yasli yuzune gulumser ve ne zamandir kullanmadigi spencer marka tufeginin paslanmayacak olmasina sevindigini soyler. gulumseme sirasi seriftedir.

    babalar western izlerken, lutfen kanali degistirmeyin...
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap