1 entry daha
  • önce ailede başlayan daha sonra hayatımızın bütün alanlarına sızan psikolojik bir oyundur.
    üçgenin karakterleri: kurtarıcı, suçlayıcı ve kurbandır.
    hayatının ilk yıllarında yaşamsal faaliyetleri ailesi tarafından karşılanan çocuk, büyüdükçe annenin "kurtarıcı" rolünden sıyrılamamasıyla bu oyun başlar. aşırıcı korumacı ailede çocuk, yaşadığı her sorunda kendini muhtaç hissetmesi ile öfkelenir ve "suçlayıcı" karakterini oynamaya başlar. ebeveynler de bu öfkeyi haketmediklerini düşünerek bir anda "kurban" rolüne giriverirler. aslında ailedeki ergenlik krizi dediğimiz şey böyle oluşuyor. bu oyunun farkına varmadıkça roller değişerek devam eder.
    kurtarıcı çok iyi niyetli görünse de aslında karşısındakinin kendine bağımlı olmasını sağlamaya çalışan karakterdir. günlük / geçici çözümler üretir. klişe deyişle balık tutmayı öğreten değil, acıktığında balığı verendir.
    kurban karakter en düz karakterdir. "hiç birşey iyi gitmiyor, başarısızım, yetersizim, trafikte yoruluyorum, halsizim, güçsüzüm" diye mızmızlanandır.
    suçlayıcı, kendine ya da dışarıya yönelik suçlamalar geliştirir. "başarısız olmamalıydım, şunu yememeliydim, toplantıda bunu söylememeliydim" gibi kendine yönelik suçlamalar ya da "daha çok çalışmalıydın, bana bunu yapmamalıydın" vs. gibi ya bir kurtarıcı ya da kurban yaratır.
    bu üç karakterden biri olmayı bıraktığımızda diğer ikisi de anlamsızlaşmaya başlar. kurban şikayet etmeyi bırakıp çözüm ürettiğinde, suçlayıcı, suçlamaları bırakıp meydan okumaya başladığında, kurtarıcı da başkaları için çözüm üretmek yerine, destek olduğunda bu drama üçgeninin dışına çıkar.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap