2 entry daha
  • eserdeki 4 bablık aziz'in hikayesi meşhurdur. ibret alması için bir yolculuğa çıkarılır. evinden yürümeye koyulur. etrafında olan biteni iyice gözleyip yolun sonuna kadar gelmesi söylenir. tek şart hiç bir olaya müdahale etmeyecek, konuşmayacak, soru sormayacaktır.
    1. bab: yol kenarında ekinlerle dolu büyük bir tarla ve o tarladaki ekinleri olduğu gibi ateşe veren insanlar gördü.
    2. bab: bir adamın büyük bir kayayı yerden kaldırmaya çalıştığını fark etti. kayayı kaldıramayan adam, kayanın üzerine bir taş koydu ve kayayı hareket ettirmeyi başardı. bir taş daha koydu. bu defa hepsini rahatça kaldırıp koca kayayı üzerindeki taşlarla beraber sırtına alıp götürdü.
    3. bab: bir koyun gördü. beş kişi, koyunu koruyordu. biri koyunun sırtına binmişti, biri koyunu sırtına almıştı. biri koyunun memesini sağıyordu. birisi koyunun boynuzunu tutmuştu. birisi de iki eliyle kuyruğunu yakalamıştı.
    4. bab: bir dişi köpek gördü. yavruları karnında havlıyordu.

    yolun sonuna gelen aziz, söylendiği üzere gördüklerini karşısında duran ihtiyar adama anlattı. adam her biri için şöyle yorumlarda bulundu:

    1. vaka: tarlası yananlar başlarda ibadet edip kulluk yaptılar. ancak sonradan yoldan çıktılar. bu yüzden tanrı ellerindeki her şeyi aldı.

    2. vaka: taş taşıyan adam şuna benzer. bir insan ilk suç işlediğinde vicdanı rahatsız olur. bu duruma tahammül edemeyeceğini düşünür. bunun düşüncesindeyken tekrar suç işler fakat bu sefer daha az vicdan azabı duyar. sonra başka suçlar işler. giderek bu günahlar yük olmaz, kolay görünmeye başlar.

    3. vaka: gördüğün koyun dünyadır. üstüne binenler padişahlar, krallar. koyunu sırtına alanlar yoksullar. kuyruğuna yapışanlar, eceli gelmiş insanlar. iki boynuzunu tutanlar, dünyada zahmetle emekle yaşayanlar, memesini sağanlar ise varsıl zengin insanlardır.
    4. vaka: annesinin karnında havlayanlar, yersiz söz söyleyen, dilini tutamayan, geveze insanlara benzer. daha ana karnında başlarlar konuşmaya.

    aziz ihtiyar adamı dikkatle dinledi ve ''son bir soru sorabilir miyim?' dedi. ihtiyar ''tabi aziz, sor''
    -ey ihtiyar, söylediklerini anladım. şimdi senden isteğim buralarda para karşılığı kendini satan bir kadın varmış. çok güzelmiş. ona gitmek isterim. bana evini gösterir misin?
    ihtiyar birden hiddetlendi:
    -bu kadar ibretlik olaydan hiç bir ders çıkarmadın. ben ihtiyar değil azrailim. senin canını alacağım. son bir yudum su içmene bile zaman tanımayacağım, dedi ve oracıkta aziz'in canını aldı.

    hikayede aziz'in, israiloğulları'ndan olduğu özellikle belirtilir.

    edit: hede
hesabın var mı? giriş yap