49 entry daha
  • insanlık tarihinin bugüne kadarki en büyük kaşifinin ruh haline odaklanmış ve başarılı bir şekilde bunu bizlere aktarmış bir film olmuş. 10 seneye kült olur.

    filmi belirli bir mantık çerçevesinde eleştirirsin anlarız ama burada "saçma", "uzun olmuş", "hani nerede teknik bilgiler", "fizik yok" deyip eleştiren andavalları anlamak gerçekten mümkün değil.

    arkadaşım, film çok basit bir şekilde "neil armstrong'un ruh halini konu alacak" şekilde yıllar öncesinde açıklanmıştı zaten, ne bekliyorsun? ay'ın arka tarafından nazi çıkmasını mı yoksa satürn'ü işaret eden siyah bir monolit mi? neil armstrong'u anlatan bir filme hangi akla hizmetle bilim kurgu olarak gittin? nasıl bir hayal gücüydü?

    filme gelecek olursak, buradan sonrası spoiler içeriyor.

    --- spoiler ---

    film, neil armstrong'un küçük yaştaki kızının ölümüyle başlıyor. belki de neil armstrong'un içine kapanıklılığının temel sebebi olarak bunu baz alabiliriz ancak gençliğinde de kendisinin içine kapanık olduğunu biliyoruz. gösterişsiz bir çocuk cenazesinin ardından armstrong'un direkt işe başlaması gerçek bir olaya dayanıyor. nitekim, armstrong ne zaman hayatında bir travma yaşasa kendisini daha çok işine adamış ve işkolik olmuş bir adam.

    nasa ofisinden astronotluğa geçişini konu alan mülakatı çok güzel işlenmiş. kendisini askerlerden ayıran ve sadece teoride kalmayan akademik bakış açısını mühendis olarak nasıl ele aldığını görüyoruz. yine bu özellikleri karakterini yansıtan detayların en başında geliyor.

    gemini 8 projesi ve kazasını soluksuz izledim. sahne çok gerçekçi olmuş, tabi teknik detaylara girilebilirmiş ancak gerçekte de neil armstrong'un kapsülü kurtarması ve bunu saf mühendislik bilgisiyle yapması iyi denilebilecek seviyede kotarılmış. kapsül içinden klostrofobik çekimler kusursuz olmuş. her şeyi astronotların olduğu ortamdan izliyoruz, kapsülü nadir de olsa dışarıdan görüyoruz. gördüğümüz şeyse astronotların kafasını kaldırdığında görükleri şeyle aynı: kanatlar.

    daha sonra apollo projesine geçiş ve bu projede hemen apollo 8'i göstermeleri biraz hızlı olmuş bence director's cut'ta yer alıyor olabilir. çünkü apollo projesi başlı başına uzun ve detaylı bir süreç. armstrong'un apollo projesi boyunca görüşleri ve nasıl projenin bir kısmından sonra lideri haline geldiği 10-15 dakikalık bir kesitle açıklanabilirdi diye düşünüyorum.

    uçmadan önceki ruh hali, uçuşu ve ay'a adım atışı tek kelimeyle kusursuz olmuş. tüyleri diken diken eden bir son olmuş. sonuçta ay'a adım atmakla, ölmek arasındaki çizgedesiniz. ay'a adım attıktan sonra da ölebilirsiniz, atmadan önce de ölebilirsiniz. bunun durum karmaşasını, insandan getirdiklerini ve götürdüklerini çok iyi resmetmişler. evet, bir şok hali içerisindesiniz ancak içinizi de korku kaplıyor. tüm bunları film çok iyi şekilde izleyicisine aktarıyor.

    son olarak apollo 1'deki kaza, isviçre çakısı, ruslar'ın başarıları çok güzel işlenmiş inceden. kronolojik akış iyiydi.

    ek olarak kızının bilekliği kurmacası işin dramatik kısmı olmuş ama her türlü amerikan bayrağını diktiğini görmeye yeğlerim. film olabildiğince az amerikan propagandası içeriyor, sırf bu açıdan bile diğer tarihi uzay filmlerinden ayrılıyor.
    --- spoiler ---

    ryan gosling de filmi almış, götürmüş. yönetmenin la la land'ı kalburüstü ve vasat bir filmken, first man filmi başyapıtı olmuş ve etkili bir sıçrayış yapmış.

    bunun dışında kabin içi çekimleri, merkezine armstrong'un gerçekçi bir şekilde depresif ruh halini alması, ay'a gitmek ve ölüm arasındaki çizgiyi ve eş-anne psikolojisini çok iyi bir şekilde işlemiş bir kısmi biyografi filmi olmuş.

    10 seneye kült olacağına inanıyorum.

    3.50/4.00

    son olarak neil armstrong ay yüzeyine;

    apollo 11 madalyaları,
    apollo 1'de hayatını kaybedenlerin anısına bir kit,
    gagarin ve komorov'un anısına adanmış madalyalar,
    eşinin ve annesinin altın zeytin dalı broş'u
    wright kardeşler'in ilk uçak fabrikasından iki tahta parça,
    arjantin futbol kulübü olan independiente bayrağı,
    izci bayrağı,
    kardeşlik nişanı,
    20 frank

    bırakmış.

    yine diğer bıraktığı şeylerinde listesi ve fotoğrafları burada.

    ayrıca 73 ülkeyi temsilen bıraktığı disk'in üzerinde türkiye'den de cevdet sunay'ın adı yazıyor.
133 entry daha
hesabın var mı? giriş yap