nereye
-
sabah şarkı söyleyerek uyandım.
gözüme mavi ışıklar çalındı
bilmem ki marslılar mı ikamet eyliyor.
döner göçücü kuşlar gibi etrafımda
her bir boku ufoya yoruyorum.
temsil heyetinin başındayım kimi zaman
anadoluya gidiyorum ?
nereye diye sormalı insan
tanım çerçevesinde sormalı
erek-tahammül sınırlarını bilmeli
bir caz şarkısındaki ceme seşşın durmalı
bu tadılması gereken bir nefes
yanlış yere gidip sonra nasıl olsa dönülmeli.
hep sonsuza kadar kalacak gibi
bu insanlar etrafımda dönecekler
yenileri zaten ufolar, marslılar onlar.
hiç birine enerjim yok sanıyorum
nereye diye soruyorlar
eşoğluları yanlış soruyorlar.
43 numara bir tersliği
ayağıma geçiriyorum.
bu çalılıklardan karşı tarafa
nereye ?
buradan git.
beklenmedik bir terlikle
karşılarına çıkıyorum.
nereye ?
bravo nüvit.
sabah küfrederek uyandım
bu sefer tüm kuşların ağzında
bisküviler vardı, bir önceki akşamdan kalmaydı
konuştukça tabiat-ana yiyordu
her şey iş oluş hareket bildiriyordu
hatta reha muhtar da o dönem bir yerlerden bildiriyordu.
bir ben ifadesizlikle suçluyordum kendimi
abesle iştigal ediyordum.
nereye diye sordu biri daha ?
yanlışsın ulan canım kardeşim dedim.
bir sert çıktım yani
bir yumuşattım.
ama mizacım sert olacak ki,
adam bana yaşam dersi verdiğini sandı.
nereye gittiğini bilmeyen kediler
sıcak bir eve giremezler.
derhal aforizmik götüne bir tekme attım
canım kardeşimin..
nereye diye sordu ?
nereye ?
bilmem belki hep sormak gerek
bu soruyu.
gün içinde sorarlar mı ki acep
kuşlar etrafımda dönerlerken birbirlerine ?
merak baki
yönü bilmemek daha heyecanlı
sanki..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap