10 entry daha
  • sabah şarkı söyleyerek uyandım.
    gözüme mavi ışıklar çalındı
    bilmem ki marslılar mı ikamet eyliyor.
    döner göçücü kuşlar gibi etrafımda
    her bir boku ufoya yoruyorum.
    temsil heyetinin başındayım kimi zaman
    anadoluya gidiyorum ?

    nereye diye sormalı insan
    tanım çerçevesinde sormalı
    erek-tahammül sınırlarını bilmeli
    bir caz şarkısındaki ceme seşşın durmalı
    bu tadılması gereken bir nefes
    yanlış yere gidip sonra nasıl olsa dönülmeli.
    hep sonsuza kadar kalacak gibi
    bu insanlar etrafımda dönecekler
    yenileri zaten ufolar, marslılar onlar.
    hiç birine enerjim yok sanıyorum
    nereye diye soruyorlar
    eşoğluları yanlış soruyorlar.
    43 numara bir tersliği
    ayağıma geçiriyorum.
    bu çalılıklardan karşı tarafa
    nereye ?
    buradan git.
    beklenmedik bir terlikle
    karşılarına çıkıyorum.
    nereye ?
    bravo nüvit.

    sabah küfrederek uyandım
    bu sefer tüm kuşların ağzında
    bisküviler vardı, bir önceki akşamdan kalmaydı
    konuştukça tabiat-ana yiyordu
    her şey iş oluş hareket bildiriyordu
    hatta reha muhtar da o dönem bir yerlerden bildiriyordu.
    bir ben ifadesizlikle suçluyordum kendimi
    abesle iştigal ediyordum.
    nereye diye sordu biri daha ?
    yanlışsın ulan canım kardeşim dedim.
    bir sert çıktım yani
    bir yumuşattım.
    ama mizacım sert olacak ki,
    adam bana yaşam dersi verdiğini sandı.
    nereye gittiğini bilmeyen kediler
    sıcak bir eve giremezler.
    derhal aforizmik götüne bir tekme attım
    canım kardeşimin..
    nereye diye sordu ?
    nereye ?
    bilmem belki hep sormak gerek
    bu soruyu.
    gün içinde sorarlar mı ki acep
    kuşlar etrafımda dönerlerken birbirlerine ?
    merak baki
    yönü bilmemek daha heyecanlı
    sanki..
54 entry daha
hesabın var mı? giriş yap