370 entry daha
  • 2018-2019 sezonunda galatasarayın en rahat deplasman galibiyetine tanık olduğumuz 22. hafta lig maçı.

    uzun zamandır bir galatasaray maçını 90 dakika izleme fırsatı yakalayamadığım için yazmaktan da uzak kalmıştım ama bugün gözüme uyku da girmeyince bir analiz bırakmak istedim.

    öncelikle bahsetmek istediğim bir husus var. maçın özetini bir kere trtspor ekranlarından izledim, bir de şimdi yazmaya başlamadan beinsports'un sitesinden izledim. paşa'nın tehlikeli bir şutu ve bir tane de tehlikeli pozisyonu yayıncı kuruluş özetinde mevcut değil. büyük hata.

    kontrollü ve bol paslı başladığımız müsabakada trezeguet çok güzel getirip, frikik kazandırdı takımına. güzel de bir gol çıkardı. yalnız ben frikik esnasında bizim sol beke takıldım. ya git barajda dur ya da git bir adam marke et. sap gibi dikiliyordu orada ve ayağını da uzatması hiç bir işe yaramadı. muslera'da kapattığı köşeden yedi tabi o da ayrı mevzu.

    belhanda'nın ceza sahası dışından gol atabildiğini görmek gerçekten hayret verici. trabzon maçındaki çarpıp girdiği için çok önemsememiştim ama sonunda biraz ekmek yemiş izlenimi veren bir sertlikte şut çıkarmayı başardı. kalecinin önünün de kalabalık olması golü getirdi. biz taraftarların da 10 numarasından beklediği şey tam olarak bu, atacak ve attıracak. wesley'nin halefi olmak kolay değildir. 10 numarayı alıyorsan sırtına sürprizler yapmakla mükellefsin.

    diagne'de aynı belhanda'da olduğu gibi bir takım mental sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. maçın başında yaptığı hareket bana masum gözükmedi. eli/kolu pozisyon icabı sallanıyor gibi değil yavaş çekimde izleyince. kırmızıyı yese neden yedi demezdim açıkçası. adam kolunu hem kaldırırken hem de indirirken iki kere yediriyor rakibe sümsüğü. 100% masum olduğunu düşünmek fanatizanlık kokuyor bana.

    2 stoperimiz de acaip mutlu etti bu maçta. çok karakterli top oynadılar. frikik öncesi luyindama güzel bir bacak arası yedi, onun haricinde ikisi de hatasız oynadılar. hele luyindama'nın ilk yarı 3-4 kişiyle boğuştuğu bir sahne var ki inanılmaz hoşuma gitti. hem topu vermediği gibi hem de saçma sapan tepmeyip, topu saklamayı ve çalım atmayı başardı, o kadar rakibin tepesine üşüşmüş olmasına rağmen.

    linnes görev adamlığına devam etti, gayet temiz oynadı. solda emre çok ekstra işler yapmadı ama öyle göze de batacak rahatsızlıklar yaratmadı. bir tek oyundan çıkmadan önce atılan bir yan topu göğsüyle kötü aldı ve kaptırdı, akabinde tehlike yedik. hatta geri dönüşünde çizgide az daha faul yapıp ikinci sarısını yiyecekti. zaten top oyun alanını terk edince kendini yere bıraktı ve oyundan çıkarıldı. bir kaç dakika öncesinde de kenara beni değiştirin işareti yapmıştı. netice itibariyle maçın en yüksek pas yüzdesiyle oynayan oyuncusuymuş. ilk defa gs'de 11 oynayan birisi için sevindirici bir istatistik.

    selçuk genel olarak iyi işler yaptı. biraz da top saklayacağım derken kendini yere bırakma huyunu artık bıraksa çok daha güzel olacak. rakibe sırtını dayayıp kendini yere bırakmalarında gerçekten çok sinirleniyorum izlerken. çünkü düştüğü 2 pozisyondan 1'inin faul olmadığını düşünüyorum. tabi bu saatten sonra bu adam bu huyundan vazgeçmez o ayrı ama biraz da ayakta kalıp oyunu şekillendirmeye konsantre olması lazım. ya da en azından dene be kardeşim.

    belhanda'ya yapılan bir faul sonrası hoca başka bir değişiklik yapacakken vazgeçti ve belhanda'yı çıkardı. çünkü bizimkinin kolay sinirlenip, kolay atılacağını bilecek kadar tanıyor artık. ama belhanda'ya yapılan faulü, kendisi başkasına yapsa direk atılır. geçenlerde yanlış hatırlamıyorsam ndiaye'nin bacağına basma hikayesi vardı. izlerken aynı faulü belhanda yapsa kesin atılır demiştim içimden.(bahsettiğim pozisyondan çok emin değilim belki de başka birine yapılmıştı ama aklımda ndiaye diye kalmış). bir de son golümüzde hoca avantaj oynatarak güzel bir hareket yaptı, avantaj oynatmasını bilen hocalara her zaman takdir duyarım. ancak pozisyon bitince belhanda'yı deviren adam niye sarı kart görmedi anlamış değilim. bilen varsa aydınlatsın. ben faulü popov yaptı gibi gördüm ve o sırada onun sarı kartı vardı, oyundan atılacak diye bekledim bir müddet.

    hatta bu noktada bir de tartışma konusu açmak isterim. geçenlerde bir arkadaşımla tartışmıştık bu konuyu. şutu çektik ve rakip futbolcu kale çizgisinden topu eliyle çıkardı, dönen topu da birisi tipledi ve gol oldu. sorular şunlar :

    1. penaltı çalıp elle keseni ihraç mı edeceğiz?
    2. avantaj oynatıp golü mü vereceğiz?
    3. avantaj oynatıp, golü verip, elle keseni ihraç mı edeceğiz?

    benim emin olduğum tek şey avantaja bıraktıktan sonra avantaj kaybolursa oyun duracak ve rakip oyuncu ihraç edilecek. ama avantaja bıraktıktan sonra dönen topun gol olması, topu çizgiden eliyle çıkaran vatandaşı işlediği suçun cezasını çekmekten muaf mı tutuyor? bunun cevabını bilmediğim için de senaryoyu 4. golümüzden önce belhanda'ya yapılan faule indirgiyorum. gol olmasaydı ya da top zaten hiç onyekuru'nun ayağına düşmeseydi oyun duracak ve adam sarı kart mı görecekti? ikinci sarıysa oyundan mı atılacaktı?

    diagne biraz lakayt tavırlarla oynuyormuş gibime geliyor. 18 maçta 21 gol atmanın şımarıklığı sinmiş gibi üzerine. ayağına alınca topu, fazla gevşek hareket ediyor. fatih hoca'nın kendisine ivedilikle buranın galatasaray dünyası olduğunu hatırlatması lazım. muhakkakki rakipler kendisine önlem alıyor orası tartışmasız ama rakip takım destekçilerine twitler attıracak görsellerin içinde de bulunmasına gerek yok, böyle basit malzemeler vermeye hiç gerek yok. elle gol atmaya çalışıp gördüğü sarıya şaşırmak nedir mesela trabzon maçında? bu maçta topu kapmaya çalışmaya ne gerek var o düştüğü pozisyonda, tep gitsin vicdansız neyin peşindesin.

    feguş mükemmel oynadı, güzel de goller attı. aşırtma gol öncesi arkaya sarkışı ve tv başında biz görmüşken, donk'un da kendisini sahada görmesi çok hoşuma gitti. tek pasla gol pozisyonu ve gol. ancak feghouli'nin topsuz oyunda biraz daha gözükmesi gerektiğini düşünüyorum.

    terim'in sevdiğim bir açıklaması vardır. önden oynayıp, yenip, rakibin maçını izlemek en keyiflisidir şeklinde olan. başak antalya deplasmanında puan kaybedebilir mi? pekala edebilir. o zaman da zirve mücadelesinde kan kokusu almış gibi olur bizim canavarlar zaten.

    son olarak da muslera'dan bahsetmek istiyorum. 3-4 pozisyonda topu ileri atarken bayağı yürek hoplattı. hele bir tane yerden pası var baya baya ara pas gibi oldu ama adam bi değdirse ayağını 2'ye 1 gelecekler bizimkinin üzerine. ama onun haricinde çokça yan top topladı. özette olmadığını iddia ettiğim pozisyonda da sola erken çıkıp açıyı iyi kapattı.

    toparlamak gerekirse nihayet bir deplasmandan zorlanmadan çıkmayı başardık. ligi götürmek için gerekli kadroya sahibiz. ve tabi ki fatih hoca'nın ali koç sorusunu geçiştirmesi de bu gecenin en güzel detaylarından birisi... #oynadevam
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap