6 entry daha
  • henüz belirli bir diyalog zemini oluşmamış kişilerin, ya da bir süre görüşülmemiş olmasının verdiği kopukluğun sonucu ortamı geren sessizliğin oluştuğu durumlarda, yardıma koşan kıytırık cümle kalıbıdır... sorulurken, hem sırasını savmaya, hem de görüşülmeyen süre içinde neler yapıldığına dair ipuçları alınıp, adamakıllı sorular türetebilmek için gerekli kıvılcım yakalanmaya çalışılır... bu görüşülmeyen sürenin verdiği eziklik de soran kişinin yüzüne ezik bir gülümseme olarak yansır zaten... hatta, sorulmadan önceki önkoşul olan, "-ee, nasılsınız" sorusu gibi unsurların es geçilip direkt sorulmasının sebebi az çok bu samimiyeti, en son ucunun kıvrıldığı yerden tekrar yakalamak adınadır... söylenecek şey fazla yoksa, zevksiz bir tenis maçına döner diyalog...

    b - ee daha daha nasılsınız?... :} *
    a - n'olsun berkecan'cım, senden*...
    b - iyiyiz işte...
    a - bizden de aynen öyle...
    b - nasıl gidiyor?...
    a - fena diil, sizin...
    b - iyidir işte bildiin gibi*...
    a - güzel.. güzel*...
    b - *...

    bu gereksiz ve sıkıcı ısınma diyalogları, rezerve cümleler bitinceye kadar ortamı germeye devam eder...
    ta ki bir taraf, geçmiş diyaloglardan bir satır hatırlayıp, servisin karşıya geçmesini bekleyinceye kadar...

    - sahi senin arabayı satacaktın ne oldu o iş?...
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap