• soguk savas yillarinda berlin ikiye ayrilmisti. amerikalilar ve ingilizler tarafindan, sscb'den istihbarat toplamak amaciyla dogu berlin'e gizlice girise izin veren oldukca derin bir tunel yapildi ve bu tunel haberlesmeyi saglayan kablolarla donatildi. tunel 1 yilda yapildi ve 3100 tonluk toprak hafriyati ve 125 ton celik kullanildi. fakat, bu buyuk cabayla yapilan bu proje basarisizliga ugramisti. cunku george blake adli bir ingiliz, kgb'ye ajanlik yapiyordu. ve ruslari bu tunelin yapimina baslandigi anda haberdar etti. fakat ruslar george blake'i riske atmamak icin bu tunelden habersizlermis gibi davrandilar.

    kuzey kore- guney kore savasinda ingiliz askeri olan blake bir roportajinda soyle demisti: ben savasta iken american ucaklarinin nasil alcaktan uctugunu ve sivilleri nasil bombaladigini gordum. ve kendimden utanmaya basladim. icinde bulundugum safin yanlis oldugunu ve bunun icin bir seyler yapmam gerektigini anladim. 1:15 dk'de blake konusmaya basliyor

    kgb'ye calisan bir diger ingiliz ise (bkz: kim philby).
  • kgb'den para almamıştır.
  • soğuk savaşın en büyük casuslarından george blake
    1922 yılında george behar ismiyle hollanda'da dünyaya gelmiştir. babası yahudi olup hollanda'da ticaretle uğraşmaktadır ve aynı zamanda ingiliz vatandaşıdır. anne koyu bir hollandalı protestan olarak çocuklarının dini olarak iyi yetişmeleri için düzenli olarak protestan kilisesine götüren ve bakıldığında muhafazakar olarak kabul edilebilecek bir kadındır. george küçükken annesi ile gittiği kilise ziyaretlerinden etkilenerek papaz olmak ister. babası 14 yaşındayken ölür. anne çocukları ile kalır. işler bozulur, parasız kalacak durumda olurlar. anne çocuğunu alır babası tarafından akrabalarının yaşadığı kahire'ye gider. kuzenihenry curiel en yakınlarından biri olur. henry o sırada mısır sosyetesinde bir playboy olarak yaşamaktadır. minik george da orada ingilizce ve fransızca öğrenebileceği iyi bir okula devam etmektedir.
    1930'larda faşist avrupa'nın yaşadığı sıkıntılar, kahire'de pek hissedilmemektedir. george ve ailesi iyi bir çevre içinde yaşamlarını sürdürürken, zaman geçtikçe george kahire banliyölerinde açlığı ve fakirliği gözlemlemeye başlar. tanrı'ya güçlü şekilde inanmaktadır. kendisinden 8 yaş büyük olan henry ile sorgulamaya başlarlar. henry playboy yaşamı bırakım mısır'daki komunist partisine girmiştir. komunizm ideali henry'yi de cezbetmeye başlar.

    1939'da savaş başladığında george hollanda'ya geri dönmüştür. almanlar'a karşı savaşan direnişçi güçlere katılır. annesi savaş başladığında kardeşlerini alıp ingiltere'ye gitmiştir. george bir süre sonra ingiltere'ye gitmeye karar verir. tehlikeli bir rota izler. belçika, fransa, ispanya ve cebelitarık üzerinden ingiltere'ye giriş yapar.

    ingiliz deniz kuvvetlerine katılır. 1944'te ise mi6 tarafından göreve alınır. savaş sırasında hollanda cephesi üzerinde faaliyetlerini sürdürür. mı6 savaş sonrası soğuk savaşından başlangıcında doğu blokuna yapılacak operasyonlar için blake'i cambridge'de rusça kursuna gönderir. kursta ders veren hocası, blake'i rus edebiyatına ve rus kültürüne ilişkin herşeye büyük bir aşkla bağlanmasını sağlar.

    blake 1948'de güney kore'ye gönderilir. seul'da konsoloslukta çalışmaya başlar. ülke karışıklık içindedir. görevi kore'ye çok yakın olan vladivostok'ta ingiliz istihbaratı için ajan devşirmektir. görev oldukça zordur. vladivostok o dönemde sovyet rusya'nın en stratejik şehirlerinden biridir. hem çin hem de kore sınırındadır. sovyet deniz kuvvetlerinin seçkin birliği de bu şehirdedir.

    1950'de kuzey kore güney'e saldırır. savaşta hızlı ilerleyen taraf kuzey kore'dir. seul komunist güçler tarafından işgal edilir. blake de esir alınır. diğer esirler ile beraber zorlu bir yolculuk yapar. esir kamplarında tutulur. bu dönemde blake kgb ile ilk temasını yapar. komunizme sempati duyduğunu ve çifte ajan olmak istediğini belirtir. diğer esirlerin bu görüşmeden haberi yoktur. 3 yıllık esaret biter. 1953'de biten savaş sonrası esir değişimi kapsamında bir kahraman olarak ingiltere'ye çifte ajan olarak geri döner.

    george blake berlin'de çalışmaya başlar. berlin o dönemde casuslar için savaş alanıdır. ingiliz istihbaratının berlin olimpiyat stadı yakınlarındaki merkezinde tüm kritik operasyonlar hakkında bilgi sahibi olup, bunları fotoğraflayıp ruslara iletmektedir. görevi berlin'de rus ajanlarını ingiltere istihbaratı için çalışmalarını sağlamaktır. mi6, bir çifte ajana rus ajanlarını çifte ajan olarak devşirmesini istemekle çok büyük bir hata yapmıştır. devşirilmiş ve devşirilen ruslar öncelikle kgb'ye bildirilmektedir.

    ancak george blake kgb için yaptıkları bunlarla sınırlı değildir. doğu berlin'de rusların telefonlarını dinlemekte zorluk yaşayan müttefikler yer altından bir tünel kazarak doğu berlindeki telefon hatlarını dinlemek için bir operasyon kararı alırlar. proje cia tarafından önerilmiş ve mi6 bu projede aktif olarak yer almaktadır. george blake operasyon toplantılarına düzenli katılır. ilk önce sınıra yakın bir bina yapılara üzerine antenler ve vericiler takılır. ruslar için havadan radyo sinyallerini dinlemek için bir tesis izlenimi verilir. bina içerisinde gizlice tünel kazılmasına başlanır.

    1955'de tünel kazılması işlemi tamamlanır. ruslar bu operasyonu bilmesine rağmen kgb operasyonu hemen ortaya çıkartmaz. uzaktan izler. george blake'den bilgileri alarak müttefik kuvvetlerin dinledikleri telefon görüşmelerini yönlendirir. müttefikler ağırlıklı olara rus askerlerin seks ve sıkıcı işler hakkında konuşmalarını dinlerler. kritik ve gizli bir bilgi telefon dinelmelrinden sızmaz. blake 1955 yılında başka bir ülkede operasyon için görevlendirilir. rusya blake'in gitmesi sonrası düğmeye basar. 1956'da tüm gazeteciler çağırılır. bir pr çalışması yapılır. basına tünel gösterilir. ortaya büyük bir skandal çıkar. müttefikler rezil olurlar. yapılan soruşturmada cia bu operasyonun başarısızlığını kontrolümüzde olmayan sebepler nedeniyle olmuştur ifaddesi ile kapatır. operasyonun başarısızlığı için bir köstebek suçlanmaz.

    blake beyrut'a arapça öğrenmesi için gönderilir. o dönemde ortadoğu'nun paris'i olan beyrut'ta iyi bir hayat sürdürmektedir. işler yolunda gitmektedir. ancak polonya'lı bir ajan cia'ye ilginç bilgiler verir; kgb için çalışan çifte ajan listesi. aralarında george blake de vardır. cia bu bilgiyi mi6'e iletir. george blake ingiltere'ye çağrılır. mi6 binasında soruşturma geçirir. soruşturmada tüm suçlamaları reddeder. ancak bir soruya verdiği yanlış cevap casusluk kariyerinin sonu olur. kuzey korelilerin işkence ve şantaj yapmadığını, kendi isteği ile taraf değiştirdiğini söyler. sonra herşeyi itiraf etmek zorunda kalır. blake yargılanır ve vatana ihanetten suçlu bulunur. 1961 yılında 42 yıl ağır hapis cezası alır.

    bu ceza sonrası hapisteki yaşamında örnek mahkum olur. hücreden çıkar. savaş karşıtı sol görüşlü genç aktivistler ile aynı koğuşta kalırlar. gençler hapisten kaçmayı planladıkları fikrini açtıklarında blake bu planda yer almayı kabul eder. bir gece koridordaki camı kırıp, aşağı ip sarkıtıp basit bir operasyonla kaçarlar 3 kişilerdir. blake duvardan atlarken kayar ve bileğini kırar. hapisten kaçtıktan sonra sürekli ev değiştirirler. tedavi olur. arkadaşlarının arabasında gizli bölmede seyahat eder. çocuklar bölmenin üstünde uyduğu için görenler şüphelenmez. aynı şekilde doğu almanya sınırına kadar seyahat ederler. içinde bir aile bulunan karavanı gören ve gizli bölme üzerinde uyuyan 3 çocuğu farkeden sınır görevlileri hiç sorun yaratmazlar. doğu almanya sınırına yaklaştıklarında blake arabadan iner. kapıdaki görevliye kgb görevlisini çağırmasını söyler ve 1966 yılında doğu almanya'ya kabul edilir. diğer arkadaşları ise ingiltere'ye geri dönerler.

    blake bir süre sonra moskova'da ortaya çıkar. hapisten kaçtıktan sonra zaten zor durumda olan mi6 ikinci darbeyi blake'in rusya'ya iltica etmesi ile yaşar. blake rusya'da tekrar evlenir 1 oğlu olur. moskova yakınlarında bir apartmanda kgb gözetiminde yaşamaktadır. uzun yıllar moskova'da bir think tank'te çalışır. komunizm hayalinin rusya'daki uygulamasından hiçbir zaman hoşnut kalmaz. ben komunizm idealine bağlıyım der. george blake hayattadır ve 93 yaşında moskova'da yaşamaktadır.

    gelelim asıl konuya. george blake'in babası albert behar ingiliz vatandaşıdır.birinci dünya savaşı başladığında sorbonne'da okumaktadır. savaş başladığında fransız ordusuna yazılır. kaza geçirir ve ingiltere'ye gönderilir londra'da hastanede tedavi olur ve roterdam'da görevlendirilir. savaş sonrası ise hollanda'ya yerleşmiş ve orada hollanda'lı bir kadınla evlenmiş, hayatı boyunca flemenkçe de öğrenmemiştir. annesi londra'ya geldiğinde behar olan soyisimlerini antisemitik tehdit karşısında blake olarak değiştirmiştir. albert behar aynı zamanda istanbul'ludur. babası istanbul'da halı tüccarlığı yaparak hayatını kazananmaktadır. eşine yahudi olduğunu söylememiştir. sadece kahire'de yaşayan kardeşi olduğunu ölümüne yakın ifade etmiştir. eşi zor zamanda mısır'da yaşayan zefira'ya yazdığı mektuba yanıt almış. o zaman albert'in bir yahıdi olduğunu öğrenip ufak bir şok geçirmiştir. albert behar'ın önceki hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır.
    kuzen henry curiel ise 1950 nasır darbesi sonrası ülkeden sürgün edilmiş ve paris'e yerleşmiştir. paris'teki yerel komunistler ile örgütlenmiş, dünyadaki diğer direniş hareketlerine yardım sağlamıştır. 1950'lerde cezayir bağımsızlık savaşında cezayir'e silah ve para göndermiştir. 1978'de paris'te bir apartman dairesinde 64 yaşında bir suikast sonucu öldürülmüştür. suikastı kimin düzenlediği hala aydınlatılamamıştır.

    tarihin en büyük casusluk operasyonlarından birinin kahramanı istanbul yahudisi olan george blake belgeselini izlemek isterseniz;
    bbc storyville - masterspy of moscow george blake
    https://www.youtube.com/watch?v=rutcvpjdyke

    yok ben daha fazla öğrenmek istiyorum, bu adam ilgimi çok çekti diyorsanız ve de üstüne ingilizce biliyorsanız bu kitabı okumalısınız;
    http://www.amazon.co.uk/…ecret-george/dp/1781311633
  • çift taraflı ajanlık faaliyetleri, hapisten ve ingiltereden rusya'ya kaçışı hakkında 4 dk'lık kısa video:

    https://youtu.be/quh9ene5vqi
  • 26 aralık 2020 tarihinde 98 yaşında vefat etmiştir.
    https://www.bbc.com/news/uk-25675566
  • ingiltereye ihanet ettiği ile ilgili gazetecilerin iddialarına şu cümleyle yanıt verir: “in order to betray, one must belong”.

    ben hiç ait olmadım ki der özünde.
  • ön okuma için : (bkz: #55784661) nolu giri.
    hikayesinin her safhası başlı başına film olacak biridir blake.

    - daha önceleri de zaten sosyalizmi sempatizanı olan blake kendi ifadesine göre kore savaşı sırasında (burada elçilik çalışanı görünümlü istihbarat görevlisi aslında) kesin kararını vermiştir.

    - bu savaşta amerikan uçaklarının bombardımanı yüzünden ölen sivilleri görünce "bir şeyler yapmalıyım" fikrine kapılır. esir düştüğünde bu fırsatı yakalayacaktır.
    şurada nasıl karar verdiğini kendi anlatıyor : https://www.youtube.com/watch?v=rfcgfncm-y4

    - şunu ekleyelim ki zaten avrupa'daki komünist partileri sscb için doğal bir istihbarat kaynağı olduğundan, sovyet istihbaratı blake'den zaten haberdardı.

    - bu arada blake hapishanede diğer esirlere mental olarak liderlik etmekte, kişiliği ile sivrilmekte. sovyetler bu durumu avantaja çevirir. sözümona bir kaçma hikayesi yazılır. blake kaçmaya çalışırken sözde yakalanır. dolayısıyla onu diğer mahkumlardan ayırır ve hücreye kapatırlar bir süre.

    - bu sırada gelecekle ilgili tüm planlamalar yapılır karşılıklı olarak. blake artık hazırdır.

    - bir süre sonra özgürlüğüne kavuşacak ve görevine dönecektir. yukarıdaki videonun bir kısmında havaalındaki röportajını göreceksiniz.

    - sovyetler kendisine bir minox parmak kamera verirler. bununla gizli belgeleri fotoğraflamaya başlar. kamera da şu : https://www.shutterbug.com/…e/public/minox-04_0.jpg

    - bir süre sonra berlin'e atanacak ve meşhur tünelin tüm bilgilerini sovyetlere aktarmaya başlayacaktır. sovyetler burada bir çakallık yapar. önce tünelden geçen informasyonu gereksiz bilgilerle donatır. bir süre sonra da sahte bir yol çalışması sırasında tesadüfen tünelin bir ucunu yakalamış gibi yaparlar. tünel açığa çıkar.

    - blake'in kariyerini bitiren polonyalı ajan "michael goleniewski". kendisi batıya iltica ettiğinde ilk verdiği isimlerden biridir blake. kendisi beyrut saha görevi dönüşü tutuklanacak ve hapse mahkum olacak.
    goleniewski için : https://en.wikipedia.org/wiki/michael_goleniewski

    - bundan sonrası yine film gibi. hapiste ira militanı "sean bourke" ile tanışır. bu arada bourke aktör richard harris ile uzaktan akraba. bourke blake'in hapishaneden kaçması için bir plan yapar.
    bourke : https://www.independent.ie/…620/1the_late_sean_bour

    - hapishane duvarından bir şekilde atlayarak kaçarlar. bu arada blake ciddi şekilde ayağından yaralanır. bir arabanın bagajında önce dover limanına, oradan da doğu almanya'ya kapağı atar. ardından da moskova yolunu tutar.

    - blake bundan sonra hep moskova'da yaşamıştır. burada güzel bir daça'da oturacak, zaman zaman da diğer çift taraflı ajanlarla sohbet edecektir.
    blake ve kim philby : https://editorial01.shutterstock.com/…_3425811a.jpg

    - bir notla bitireyim. blake oldukça soğukkanlı, bilgili ve aslında istihbarat kariyerinde en tepeye kadar çıkabileceği düşünülen biri. hatta arkadaşları bu yüzden çok üzülmüşler casus olduğu ortaya çıktığında.
hesabın var mı? giriş yap