• her sehrin hani az sehir icinde gibi ama az da disinda gibi bolgeleri vardir; parklari, manzaralari, alisverisi, kalabaligi ve sakinligi hep bir arada yer yer bulabilirsiniz. hani huzur verir ama sehirden ayrik hissettirmez. iste londra icin tam boyle bir bolgedir hammersmith. district line, hammersmith and city line, circle line ve piccadilly line buradan gecer. bunun ustune pek cok yone gece gunduz cilgin gibi calisan gece otobusleriyle her yone ulasimi cok kolaydir.

    yer yer bulabileceginiz guzel restoran ve publari bu semtin kendi kendine yetmesini saglar, lakin clublar acisindan cok zengin oldugu soylenemez. daha iyi bir gece hayati icin notting hill, kensington gibi nispeten yakin semtlere ya da sehir merkezi ya da battersea civarina gitmek yormaz. sadece bu garip londoner cole'ye east london'u hafif hafif ozletir.

    lakin bir yazi vardir ki londranin geri kalanini rahatlikla gomebilir. nedeni de hammersmith bridge'in hemen oradaki pub, restoranlar ve parklarin londradaki acik ara en keyifli nehir manzaralarindan birisini sunmasi, askeri gemiler ve vapurlar yerine yelkenliler, kanolar ve lazerler gormek ve hammersmith bridge ile chiswick arasindaki nehir kenari yuruyus yoludur.

    inanilmaz guzel evler, malikaneler, ayni evlerin, nehrin ustunde, bildiginiz ustunde sahip olduklari cimenlik, cardakli bahceleri, o bahcelere guneslenmeye cikan ordekler, kugular, binbir cesit cicekler farkli bir manzara ve barnes bridge'e yaklastiginiz bir anda bir anda kendinizi londra'yi birakin, bu adanin disinda hissedeceginiz sakinlikteki super guzel park ilginizi ceker mi bilmiyorum. ama omru hayatimda gordugum en guzel seylerden biri olduguna eminim ve omru hayatimda gecirdigim en keyifli gunlerden ikisini de burda yasadim. sadece yolunuz bir yaz ya da sicak bir bahar gunu (acik hava sart) buralara duserse bir yuruyuse cikin nehir kenarindan sehir disina dogru. yasadiginiz en farkli londra deneyimlerinden biri olacak ve belki de dibiniz dusecek benim gibi. sevmezseniz de gelin kufur edin, ben de bi kokteyl falan ismarliyayim size ne biliyim...

    velhasil, dogu londra'da calismiyorsaniz, yasanilasi, keyifli bir londra semtidir. nerede kalayim diye dusunenlere ve imperial college london ogrencilerine tavsiye edilir.
  • kısaca hammersmith and fulham ve aynı zamanda bu ilçenin dokuz semtinden biri. londra'da oturulası semtler'de benim için bir numarada. çok kısa bir süre yaşama imkanım oldu ama hakikaten dendiği gibi londra'nın beşiktaş'ı burası. sadece biraz daha yeşilini düşünün. harika konserler için apollo center, alışveriş için avrupa'nın en büyük alışveriş merkezlerinden westfield london ve tiyatro için lyrics hammersmith buradadır. dört metro hattı da bu semtten geçmesine rağmen yaşam/kira bedeli çevre ilçelere göre de daha ucuzdur.
  • londra'nin besiktas'i. bati londra'da olmasi sebebiyle zengin bolgesi olarak gorulur ancak burada yasayan insanlarin buyuk kismi beyaz yakalidir. kendi merkezinin olmasi, onlarca pub ve restaurant barindirmasi en onemli ozelliklerinden.

    hammersmith bridge'ten nehir kenari boyunca chiswick'e kadar yuruyebilir, yol ustu bir suru pub'ta mola verebilirsiniz. dove, en onemli ve tarihi publarindan. kendi rihtimi bile mevcut. bu rota uzerinde gorulmesi gereken bir diger yer ise fuller'in bira fabrikasi'dir. haftasonlari kapali oldugu icin sadece haftaici gidilebilir.

    ana caddesi olan king street'te istediginiz her mutfaktan restaurant bulabilirsiniz. aksam bu bolgede takilip sarhos olduysaniz, eve gitmeden once, tam merkezinde yer alan capital kebap'ta bir mercimek corbasi icin. ya corba gercekten cok iyiydi ya da ben biraz fazla icmistim.

    edit: 5 yıldır burada yaşayınca edit gereği duydum.

    capital'in çorbası kötüymüş.

    nehir kenarındaki favori pub old ship ve black lion. rutland arms ve blue anchor daha çok hammersmith dışında yaşayanların takıldığı publar. özellikle is çıkışları çok hareketli oluyor bu ikisi.

    restaurant tavsiyeleri
    kalamari : yunan. kleftiko muazzam.
    mahdi : iran. neck pollo mükemmel.
    azoy : fas. tajine konstantiniye ve bourek güzel.
    tosa : japon. ızgara süper. menüdeki white bait bildiğimiz hamsi tava.
    saigon saigon : vietnam.
    potli : hint.
    wtf : ingiliz. fish and chips gayet güzel.
  • huzurlu, keyifli ve sirin bati londra semti...

    dort ayri metro hattinin gectigi metro istasyonu ve otobusle ulasim icin gece-gunduz bircok otobusun ugradigi buyuk bir otobus istasyonu vardir. en islek caddesi olan kings street'teki cesitli dukkanlari, sehir merkezini * aratmayacak nitelikte.

    nehir kenarina yuruyerek bes dakikada ulasabilirsiniz ve oradaki publarda, ozellikle old ship adli pub'ta, soluklanip bi pint cider icmemeniz icin hicbir sebep yoktur. her gunesli gunde kendimizi attigimiz parklari, ozellikle nehir kenarindaki hammersmith parki, yazin civil civil bir manzara sergiler: portatif mangalini kapip gelmis piknikciler, bira esliginde laflayanlar, kucuk cocuguyla top oynayanlar, kopegini gezdirenler veya mayosuyla gunesin tadini cikaranlar...

    her yil mart-nisan aylarinda thames nehri uzerinde yapilan unlu oxford-cambridge kurek yarislarini izlemek icin de birebirdir hammersmith nehir kiyisi. her yastan birsuru insan, alkolun bolca tuketildigi ve rekabetten cok paylasimin bariz bir sekilde hissedildigi bu gorsel soleni heyecanla bekler.

    bircok konser ve etkinligin yapildigi hammersmith apollo; harika film gosterimleri, degisik tiyatral etkinlikleri ve cafesiyle riverside studios; nehir kenarinda dunyanin en kucuk ama en tatli pub’i olan the dove; fulham palace road'taki the distillers ve daha bircok cici mekan; keyifli vakit gecirmek isteyenlerin goz onunde bulundurmasi tavsiye edilen yerlerden sadece birkaci.
  • ilçe olan hammersmith & fulham'ın merkez semti.

    daha önce londra'nın beşiktaş'ı denmiş ama sanki daha çok londra'nın mecidiyeköy'ü. viyadük bile var burada, öyle düşünün.

    mecidiyeköy dediysek de bire bir aynısı değil, çok daha sakini elbette. bahsettiğim viyadükten birkaç dakikalık yürüyüşle thames'in bence en güzel kıyı yürüyüşü yapabileceğiniz bölgelerinin dördüne gidebiliyorsunuz.

    hammersmith köprüsünü geçmeden aşağıya fulham tarafına giderseniz the crabtree'nin bahçesinde keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. yolun ilerisinde fulham'ın stadı craven cottage ve bishop's park bulunuyor. bence londra'nın en yaşanılası bölgelerinden biri.

    köprüyü geçmeden yukarıya, chiswick tarafına yürürseniz bu defa sağınızda the blue anchor, the dove ve the old smith gibi 18. yüzyıldan beri devam eden publarda gün batımını izleyip biranızı yudumlayabilirsiniz.

    köprünün karşısı richmond upon thames ilçesinin bölgesi. kıyı boyunca toprak patikada yeşillikler içinde oksijene doyacağınız bir yürüyüş esnasında tekne garajı direkt thames'e açılan kulüpler, kuş cıvıltılarını dinlerken oturup kitabınızı okuyabileceğiniz banklar sizi karşılayacak. buralardan karşı kıyıdaki daha hareketli yaşantıyı izlemek bile oldukça keyifli.

    bunun dışında semt dört metro hattının kesişim noktası olmasının yanında bir de çok yaygın bir otobüs ağının merkezi. zaten mecidiyeköy yakıştırması yapmanın tek sebebi de bu. gerçekten londra'nın batısı, merkezi ya da kuzeyinde bir yere 25-30 dakikada rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.

    pandemi döneminde canlılığını yitirmiş olsa da king's mall ve hammersmith broadway'de her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz dükkan ve süpermarketler mevcut. semtin çarşısı diyebileceğim buralarda da pek oturmadığım birkaç pub ve restoran bulunuyor. londra'nın çoğu semtinde görebileceğiniz bill's burada da circle ve hammersmith & city hatlarının istasyonunun hemen yanında bir şube açmış.

    çarşının küçük bir meydanı var. ismi lyric's square. haftanın belirli günleri öğle saatlerinde burada dünyanın pek çok bölgesine ait sokak yemeği standı kuruluyor. yanılmıyorsam haftanın bir günü de meydan pilates ve yoga atölyelerinin kullanımına açık.

    semtin ana caddesi king's street. burada her bankanın bir şubesi bulunuyor. caddeyi doğu yönünde yürürseniz olympia ve high street kensington üstünden kensington gardens'a kadar gidebilirsiniz. yorulursanız yolunuz üstünde hemen solunuzda holland park'ın içinde bulunan kyoto garden'a da göz atabilirsiniz.

    eventim apollo ve lyric's theatre gibi iki etkinlik merkezi de semtin kültürel yaşamına katkıda bulunuyor. pandemi koşulları nedeniyle henüz katıldığım bir şey olmadı. elbette piccadilly circus tadında, o albeniyi size hissettiren yerler değil ancak burada yaşayanlar için yürüme mesafesinde iyi birer alternatiftirler diye düşünüyorum.
  • publari acisindan gayet dolgun olan hareketli, daha cok siyahlarin ikamet ettigi londra semti.
  • nehir boyu yürüyüş sırasında korumaya alınmış özel bölgeyi görebilirsiniz, korumaya alınmasının sebebi burada normalde londra'da yaşaması beklenmeyen bilimum kuşlar böcekler tırtıllar memeliler bulunmasıymış. memeliler kısmının yarasalar olduğunu düşünüyorum lakin henüz şahit olmadım, malum gece de oradan geçmek göt ister, ya yarasa değilse o mammals? neyse... kuşlar böcekler kısmına ise katılıyorum çünkü papağan yaşıyor burada, ben gördüm. hatta önce evin oralara biri "wanted" diye bir ilan asıp papağanını kaybettiğini onsuz ne yapacağını bilemediğini yazmıştı, resmini de koymuştu, tıpa tıp aynısıydı. ama bi de, görürseniz elinizi uzatın hemen konar yazıyordu, ben uzattım ama yemedi, yani konmadı. zaten insanlar garip garip baktı bi bana, ben de dönüp soran gözlerle baktım tabii onlara. yani londra'da ağacın tekinde papağan görüyorum, ben mi şaşırayım onlar mı bana şaşırsın, hangisi normaldir kardeşim? neyse, anladım ki bu papağan "wanted" değil. sonra gördüm zaten korumalı alan işaretini, yazmışlar da yazmışlar, köpeklerinizi uzak tutun vs, korku filmi gibi valla. sanki köpek girse içerde yiyecekler hayvanı, ya da tam tersi.

    bu nehir yolunu yeni keşfetmiş olmam benim hatam ama havalar da yeni açıyor zaten, geç değil diye avundum. her gün yürüsem o yolu burdan istanbul'a yol yaparım, koşsam gönül razı değil.
    neyse işte havalar güzel oldukça yürürüm artık, hem de fit olurum. zayıflamama gerek yok, hayır, fit.
  • londra'nın açık ara en çok ceza kesen lokal yönetimi burasıdır.
    sevgilim geçen sene okuluna yakın diye burada yaşadığı için her hafta giderdim, bu sene başka bir yere taşındığı için gitmiyorum artık.
  • istasyonun hemen doğusu beşiktaş, batısı ise gültepe olan semttir.

    kıyı bölgesinin de iyi olduğu söyleniyor, ama onlar da toplu taşımaya uzak alanlar.

    yani zor çalışma saatleriniz varsa ve nezih bir semt arıyorsanız cık

    (bkz: londra’nın nezih semtleri)
  • tom hardy, hugh grant, mischa barton, sacha baron cohen burada doğmuşlar. ayrıca londra'daki polonyalı azınlığın merkezidir.
hesabın var mı? giriş yap