• woody allen'ın özellikle 21. yüzyılla birlikte filmlerinde iyice ön plana çıkan "hayatın raslantısallığı", "şans" vb. konularla varoluşçuluğu tatlı tatlı diyaloglarla kurcaladığı son filmi.

    yine çok ciddi ve insanın benliğine değen şeyler olurken arka planda caz çalıyor, yine birileri çok ciddi varoluş sancısı çekerken dışarıda güneş açıyor. olmuş filmdir. blue jasmine'den bir tık aşağıda, you will meet tall dark stranger'dan da bir tık yukarıda diyebiliriz. fazla ilgi görmemesine bakarsak da aynı mighty aphrodite gibi değeri yeterince bilinmeyen filmlerinden biri olarak kalacak woody allen'ın.

    ek olarak; joaquin phoenix filmi taşımış, adamın oyunculuğu parlıyor da parlıyor bir kaç yıldır. sinematik de bir suratı var ayrıca, ailecek beğeniyoruz.

    ayrıca malum ortamlara da düşmüş filmdir. geç olsun güç olmasın be.
  • beğendiğim filmdir. çemçük ağızlı abimiz oyunculuk açısından zaten bir efsane. uzun uzun yazmaya gerek yok. bundan sonrasını filmi henüz izlemeyenler okumasın.

    --- spoiler ---

    öncelikle match point ile bu film arasındaki benzerlik sanırım herkesin kabulündedir. bunun yanında abe iki kere iyilik(!) yaptı ikisi de geri tepti. bunlardan ilki: dul kadını hakimin gazabından kurtarmak için hakimi öldürdü fakat bu eylem suçsuz birinin suçlanmasına sebep olduğu gibi kendisini de inanılmaz zor bir duruma soktu. iyilik(!)lerden ikincisi ise abe, sütbeyaz çıtır ablamızı lunaparka götürüp onun için bir hediye kazanmıştı. bu hediye el feneriydi. abe el fenerine basıp düşerek öldü. kısacası iyilikten maraz mı doğar diyelim, bugün yediğin hurmalar yarın götünü tırmalar mı diyelim? ne diyelim?

    --- spoiler ---
  • woody allen alamet-i farikasına sahip olmayan, woody allen filmi.
  • sırf woody allen filmi diye izleyeceğimiz bir filmdir.
  • felsefe ahlak intihar şans rastlantı psikoloji ölüm kadınlar seks yaşama sevinci...

    ve bütün bunları kendisinde toplayan bir derviş edalı başrol oyuncusu. artık klasikleşen ama klişeleşmeyen ( bence ) bir woddy allen filmi.

    evet evet tam olarak öyle; bir dahisin allen, çatlak bir dahi, harikulade.
  • yeteri kadar can sıkıntısı her şeyi yaptırabilir. genç öğrenci sevgili daha bu sıkıntıları yaşamadığı için anlamakta zorlanıyor. ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgideyiz.
  • woody allen'ın bu yıl vizyona girecek olan filmi. adam 80'e merdiven dayadı hala her yıl bir film çekiyor, bu nasıl üretkenlik demeden edemiyor insan. neyse, o çeksin biz izleyelim. emma stone'un magic in the moonlight'taki oyunculuğunu başarılı bulmuştum. woody allen filmlerindeki kadın karakterlerine uygun bir tarzı var. joaquin phoenix son yılların en başarılı aktörlerinden zaten. bir woody filminde izlemek güzel bir deneyim olacak. takipteyiz...
  • filme kötü eleştiri yapanlar olmuş. kötü olduğunu düşünmüyorum ortalamanın üzerinde bir film.

    öncelikle diyaloglara şöyle bir göz atalım. her şey kant'ın ahlak aforizmaları ile başlıyor daha sonra heidegger, kierkegaard, emily dickinson ve dostoyevski gibi düşünürlerin eserlerinden alıntılarla harmanlanıyor.

    film kant'ın ahlak felsefesi ile suç ve ceza romanının baş karakteri raskolnikov ile bütünleşmiş durumda.

    ne zaman bir woody allen filmi izlesem hep kendimden bir şeyler buluyorum. blue jasmine'de takıntılı kadın modeli, annie hall'da yine kendini gerçekleştiren kadın modeli, irrational man'de felsefe profesörü ve varoluşsal sorunlar gibi gibi gibi...

    her zaman sanatın, hayatın ve felsefenin buluştuğu filmleri bulmak kolay olmuyor. herkesin bu filmleri anlaması ve irdeleme potansiyeli de aynı değil. sonuç olarak olmuş film.
hesabın var mı? giriş yap