• her gittigimde memnun ayrilirim. gozleme, cay bir de kitap fikstir. yurtdisindan geldigimi soyleyince uzerinde yasar kemal'in icinde sabahattin ali'nin resimleri olan bir kutu islak mendil hediye ettiler. masamda hatira olarak durur. bir ankara klasigi olarak devam etmesini istedigim nezih mekan.
  • kitap akçağ'dan alınır, çay kurtuba'dan içilir.
  • hayatın absürdlüğünü ve boşluğunu hissettiğim an evden çıkıp bi saate kadar kendimi içinde bulacağım ama kalabalığın verdiği bulantı ve hummayla tek başıma oturduğum masasından kalkıp tekrar eve döneceğim mekan.

    iki yıl sonra gelen edit: solcu ruhumun boğulduğu sağcı nehir! sana çok haksızlık etmişim. keşke daha çok sarılsaydım sularına. ya da keşke hiç tanımasaydım seni.
  • bir insan bir mekanı sevebilir mi ya.. öyle basit bir beğeni gibi değil de bildiğin ona şefkat merhamet duyacak, hakkında endişelenecek kadar yani. burayı öyle seviyorum.

    belki benim için geçmişi, toyluğu ve genç heyecanları hatırlattığı için bilmiyorum, yıllar önce ankara'da yaşarken çok giderdim, burasıyla silinmeyecek duygusal bir bağ kurmuşum.

    yolum ankara'ya düştüğünde tekrar uğradım ve self servis sistemine dönmüş olduklarını gördüm, dedim herhalde covid sonrası bozulan ekonomi vurmuş. ismine cordoba coffee ibaresini eklemişler tabelasında. bunlara bile üzüldüm, birkaç sene önceki "kapandı" muhabbetinden haberim yoktu, olsaydı kahrolurdum herhalde..

    eğer gerçekten kapanıp tekrar açıldıysa (el mi değiştirdi yoksa eski sahipleri mi devam ediyor bilmiyorum) burası ebediyen kurtuba olarak kalmalı, kitap çay kahve kültür kokan kendine has havası olan bu mekan bütün özel kokusu ve dokusuyla tarihi ve kültürel bir değer olarak asırlarca yaşamalı bence.

    büyük bir maddi gücüm olsa burayı alır; o koltuklarında ünlü yazarların isimlerinin çakılı olduğu koyu kahve ahşap masaları deri sandalyeleri, ünlü yazarların resimlerinin olduğu enteresan dev tabloları ve dar basık yapısının içinde en derin veya en boş, neşeli ya da hüzünlü, duygusal ve coşkulu sohbetlerin yapıldığı üst katı ve kitap bahçesine girer gibi girilen imza günleri gibi etkinlikler yapılan alışveriş yapılabilen duvarlarını kitap raflarının süslediği giriş katıyla birlikte bütün özgün yapısını, havasını ve ruhunu fanusa alarak koruyup zarar vermeden daha da zenginleştirip güzelleştirerek kâr amacının dışında canlı bir yönetim anlayışıyla bir müze gibi 7/24 açık tutar cıvıl cıvıl işletirdim.

    ya da çok param olunca onu nasıl katlarım diye 7/24 ekranlardan borsa vs takibi yapacağım diye kör de olabilirdim kimbilir. insan parayı bulduktan sonra hassasiyetleri hatta duyguları bile çok değişiyordur belki. yoksa memlekette zengin çok, böyle mekanlar sahipsiz kalmazdı.

    keşke böyle değerli yerler hep korunup geleceğe kalabilse.
    kahrolası dünyanın faniliği sadece canlıları değil her şeyi bitiriyor ama sen çok yaşa kurtuba!
  • ankara'da hala ayakta duran hatıra yüklü kitap kafe. cevizlerin buluşması.
  • ankara'nın en güzide mekanı.
  • `kızılay'da barlar sokağında (selanik caddesi sanırım) muhafazakâr bir vakıf tarafından işletilen bir mekan. işletmecisi ahmet bey harika bir insandır. laf olsun diye değil, içten konuşur. fiyatları el yakmaz. ankara'nın entelektüel muhafazakâr kişilerine rastlayabilirsiniz.
  • koltuklarının üst kısmında yazar ve şairlerin adları yazılıdır. sizde onun koltuğuna oturmuşsunuz hissi uyandırması için düşünülmüş hede
  • ankara'dan bildiriyorum; siham kahve in, kurtuba out.
  • çok güzel, kafa dinlemelik mekan, isminden ve içindeki kitaplardan anlaşılacağı üzere işletmecileri islamcı çizgide. elbette pek bir önemi yok ama genelde bu tarz kafeleri işletenler solcu olur, bu yönden ilgimi çekti.
hesabın var mı? giriş yap