mutsuz insan

• içindeki boşluk ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın dolmayan insandır.
  
  not: bir de mutsuz insanlar diye bir başlık vardır da benim kastettiğim farklıdır.
• rengi gri insandır. koyu gri.
• can sıkıntısı hiç geçmeyen insandır.
• kimi zaman başkalarının ızdırabı ile huzur bulan insandır. aslında 'yeter bana kendi derdim' demesini bilmeli ve huzuru uzaklarda aramamalıdır.
• aslında mutsuz hisseden insandır. bir insanın mutlu ya da mutsuz olduğuna karar vermek nesnel olarak pek mümkün değildir.
• bulduğu geçici, samanalevi mutluluk kırıntılarından sonra özüne dönen insandır. ışığa arkasını dönüp, gölgesinden mutsuz olandır.
• ...merdivendiiiir..hiçbir yereeee ulaşmayaaaan...
• kolay yolu seçmiş olan insandır zira yaşadığımız dünyada mutsuz olmak istendikten sonra kafaya takılabilecek milyarlarca şey vardır. zor olan yol mutlu olabilmek ve mutlu kalabilmektir.
• türkiye'de yaşayan insanların çoğu böyle. dikkat edin. kendisiyle alakalı olmayan, hadi alakasız demek acımasız olmasın ama, ufak tefek bağlantıları bile kendi gözünde büyütüp, aslında kendisiyle çok daha iyi ilişkiler kurabilecekken beceremeyen, yapmayan, gözardı eden insan güruhudur.
  
  basit örnek:
  
  kendi çocuğunun yığınla sorunu vardır ama sikine sallamaz adam. anca elalemin çocuğunun başarısıyla dövünür (övünmez, kendisininkiyle mukayse eder) kötü huylarıyla da sevinir (aman bizimkinde yok ne ala)
  
  basit örnek2:
  
  kendi karısıyla / kocasıyla zırnık alakası olmaz ve ilişkilerine dair kafasında en ufak bir tasarı yoktur, ama seda sayan'ın boşanma haberine yıkılır.
  
  karışık örnek:
  
  götünde donu yoktur giymeye. bunun yollarını aramaz, ama magazin programlarında kendince rüküş arar. evde oturur kadınımız, tv seyreder ama iki dakika uğraşsa terziliği kıvırabilecekken, uğraşmaz, dert yanar. sonra da kocasının kafasını siker.
  
  karışık örnek2:
  
  köy kahvesinde yolun çamurundan şikayetlenir mutsuzluğun kralıdır. ama çamurun üstüne taş döşemeyi akıl etmez. bu iş, asla onun gündeminde değildir. o varsa yoksa fayans döşesin kahvede.
  
  akılalmaz örnek:
  
  ekmek artıklarını atar evde. ekmeksizlikten şikayet eder. köfte yapmak için taze ekmeği heder eder. aklınız alıyor mu?
  
  akılalmaz örnek2:
  
  üstüne vazife olmayan her bir boka aklı yeter amma, sorumluluklarının zırnığı umrunda değildir. umarsız takılır, gerçekten de umarsızdır zira. umursamaz takılmaz, umursamazdır zira. umarsız'ın çaresiz demek olduğunu da bilmeden çaresizce mutsuzdur ve bu mutsuzluğu hak eder insanım.
• bulasici bir hastalik tasircasina/vebaliymiscasina/katilmiscesine kaciyorum senden mutsuz insan. eksi sozluk'tesin en cok; her yerdesin. ama buradasin en cok. binlerce stres sebebinin icinde gecirip, ruh sagligimi bozmamayi becerebiliyorum; ama seninle mucadele edemiyorum ben mutsuz insan. tatminsizligin, ofken, libidinal catismalarin, kimlik bunalimlarin, dizginsiz hirslarin ve komplekslerin beni hasta ediyor. you bring the worst out of me. eksi sozluktesin en cok.
  
  baltaliyorsun gordugun/bildigini sandigin durumlari. karanliksin. dark side'larimizi savastirabiliriz seninle gunlerce. ve emin ol, bu konuda uzerime yok. ve emin ol, sana yillarca yetecek kadar zehir akitabilirim dilersem. agir ve sancili gunler cizebilirim. besin kaynagin bu cunku.
  
  fakat benim cok vaktim yok. ne kadar hayatta kalacagimi bile bilmiyorum mutsuz insan; bunu icin, uzak duruyorum senden.
  ve seninle paylasmayacagim kendimi/hayatimi/ruhumu.
  benimle ilgili bildigini sandigin her bi sey de senin yine kendi frame'inden sonsuza dek yorumlanabilir.
  cunku baska besin kaynagin yok.
  karanlik ve mutsuz, hasta ve sakatsin. ustelik de yaslisin.
  
  bana bulasmana izin vermeyecegim mutsuz insan.