aynı isimde "pi" başlığı da var
  • tam bir atmosfer filmi.
    izlerken içinde bulunduğunuz ruh halinden sıyrılmamanız imkansız gibi.
    ilginizi filmin neyi anlattığından çok nasıl anlattığına kaydırırsanız filmden alacağınız haz da artacaktır.
    özellikle sıyrık matematikçimizin felçli profesör ile diyaloglarına ve metro sahnelerine dikkat.
    migren nöbetleri sadece izlenmiyor,yaşanıyor bu filmde.
  • 4-5 defa arka arkaya izlememeye ozen gosterdigim film.
    gerci, bu da lafin coku;
    hadi izledim diyelim, ne olacak, dahi miyim ki ben, kafayi bozup pattern of life, pi, o sayi bu sayi diye yuvami mi yikacam? hayir. ama gene de izlemem. zaten bak bak hayata bir milyon olduk, bir de patterna trip de olsa kasarim diye korkuyorum. olan hanima, coluga cocuga olur... bulacak olsam gene bir nebze.
  • basroldeki karakterin deha degil, sizofren ve paranoyak oldugu kesin olan film. üzerinde yazan "sizi koltuklarınıza yapıstıracak bir gerilim" tanımlamasıyla güldüren film. sonunda olayı dine,tanrıya baglamasıyla sıcmıstır. bize ögrettigi tek sey ise 6 yasındayken günese bakmamamız gerektigidir.
    (ara: ben 6 yasımdan beri)
  • filmin temel mesajlarışu şekildedir:

    - bazı matematiksel işlemler işlemciyi patlatabildiği gibi, silikonu da eritebilir,
    - matematik araştırmaları için özel tip işlemciler kullanmak lazımdır. bu işlemcilerin bulunduğu entegre devreler ise kırıldığında, basit bir havya ile tamir edilebilir,
    - kafayı kazıtmak başağrısını geçici bir süre alır,
    - 6 yaşındayken güneşe uzun süre bakmamak lazımdır,
    - onun yerine yan dairedeki hatunlara bakmak evladır.
  • yorumlarimin aksini iddia edip "sen anlamamissin aptalsin" diyenlerin engin bilgi ve zekalarina saygilarimi sunduktan sonra su yorumu yapmak isterim filmin kurgusu hakkinda:

    filmin bence kurgu yonunden tek sahip oldugu sey icinde sakli olan gizemi... bu gizemin bir cok insanin "vay be! kesin bizim anlamadigimiz super bir seyler var bu filmin icinde... o yuzden super film" dusuncesiyle filmi begenmesine neden oldugunu dusunmekteyim. (bundan once de tam olarak anlamlandiramadigim filmler oldu ama hic birinde "ben anlamamissam anlamsizdir, o yuzden kotu" yargisina ulasmadigimi belirtmek isterim.).

    yorumun bu ustteki kismi filmin kurgusuyla, hikayesiyle ilgiliydi, bunun disinda gorsel ve isitsel olarak oldukca doyurucu bir klipvari bir film oldugunu soylemeliyim. anti estetik siyah beyaz cekimler, yakin cekimlerin guzelligi, ve hareketli kamera kullanimiyla gorselligi ust duzeye cekmis, ve sirf bunlar sayesinde bile izleyiciyi icine almayi basariyor. ayrica bu cesit bir gorsellikle cok guzel paralellik olusturmus drum'n bass ve trip hop agirlikli muzikler, etkileyici monologlar da ayri bir hava katiyor.
  • daha yeni izleyebildiğim, fakat son derece beğendiğim bir film. içine katılan wall street insanları ve yahudiler ile iyice karamsar bir havaya bürünmüş, fakat müzikleriyle beter etmiş bir yapıt. requiem for a dream gibi, bu film de coney island görüntüleriyle bezenmiş. ayrıca, bu kadar düşük bir bütçeyle yapılabilecek en iyi hollywood filmi olarak değerlendirilebilir.
  • sonuna kadar "biliyorum bu film renklenecek" diye beklediğim sanat olayıdır
  • gavurlarin "bullshit" diye guzel bir nitelemeleri vardir ya, yapilabilecek en kisa tanim budur pi icin. bi de "fuckin waste of time" vardir, bu da benim duygularimi cok iyi ozetler pi'yi seyrettikten sonra. aranofsky'i artik sevmemek icin elimde iki cok saglam sebep var, biri requiem for a dream digeri de pi.
  • filmde klişe unsurlar var desem, germesine geriyor harika bir kurgu, harika soundtracklar, yönetmen mükemmel (zaten yönetmen filmdeki bazı sahnelerden o kadar memnun kalmış ki requem for a dream de de bunları kullanmıç. şekil a1 hap atma sahnesi
  • bence darren aronofskynin requiem for a dream ile birlikte en iyi filmi.. bu kadar düşük bütçeyle, özel effekt kullanmadan böyle filmler yapılabiliyomuş dedirten, tamamen sindirilebilmek için en az 2 defa izlenmesi gereken, izleyen herkesi etkileyebilmeyi başaran film. filmde indoor çekimlerde kullanılan nerdeyse her şeyin gerçekten de siyah beyaz olması için uğraşılmış diye okumuştum. film maximillian cohen adlı doğadaki her şeyin matematikle ilgili olduğuna inanan karakterin 216 basamaklı, hayatın anlamını taşıyan ve yahudiler tarafından da kutsal kabul edilen sayıya ulaşmasını ve kafayı iyice yemesini anlatıyor.
    faith in chaos
hesabın var mı? giriş yap