sense of entitlement

• entitlement'tan, yani siradan bir istihkaktan farkli olarak, genellikle ufak capta bir narsistik kisilik bozuklugunu niteleyen terim. her seyin en iyisini, en guzelini, en rahatini, en kolayini hakettigini sanmak. hayatin butun sinavlarindan muaf tutulma hakkini kendinde gormek.
  
  (bkz: ukteydim doldum)
• yaklaşık olarak şöyle bir şey: tıkla
  
  .
• en iyi çevirisi sanırım; kendini bir sik zannetmek, her şeyden kendini sorumlu ve ayrıcalıklı hissetmektir.
  
  beyaz avrupalı da ve kuzey amerikalı da çok görülür, kendileri diğer toplumları "kurtarmaya" and içmişlerdir.
  
  erkeklerde de çok görülür. sürekli bir fikir belirtme ihtiyacı, sürekli en iyisini ben bilirim kafası.
  
  genelde toplumda baskın ve güçlü olarak atfedilen insanda ortaya çıkar, çünkü toplum gerçekten onları her şeyden sorumlu birer tanrı gibi davranır. e hal böyle olunca kendilerini çogu konuda karar verebilen birey olarak görürler. üzülerek söylüyorum ki, bu kişileri gercekten herkes daha çok ciddiye alır.
  
  yani örneğin bir erkek bir kadından daha çok ciddiye alınır, hem kadınlar tarafından hem de erkekler tarafından.
• kendisine her yerde ve koşulda özel bir muamele yapılmasını bekleyen, vip bir bilinçaltına, ide sahip bireyin kişilik özelliklerinden biri olarak sayılabilecek kavram.
• narsisistik bir karakter özelliğidir.
  kişi başkasında uygun görmediği davranışları kendisine hak görür. başkası yaptığında tüü kaka olan kendisine mübahtır. çok iyi de yapmıştır çok da güzel iyi olmuştur. kimsenin onu sorgulamaya hakkı yoktur.
  üstüne biraz terapi atın, geçer.