• bir zamanlar ekşi sözlüktü amk.
  • tuvalet.
  • valla kafam rahatsa her yer bana huzur dolu cennet yok değilse mekan farketmez her yer cehennem
  • iç sesimin olmadığı her yer.
  • elbette (bkz: hogwarts)
  • babam ve çocukluk arkadaşı hüseyin abi 15 yıl önce dağ başında bir yeri satın aldı. yol kenarına yakın düz bildiğin tarla. ben buradan bir cacık olmaz dedim.

    babalar ilk sene önce o tarlanın etrafına ateş tuğladan güzel bir duvar ördüler. sonra yolunu yaptılar. en sonunda tek odalı bir ev yaptılar. ev dediysem kulübe gibi. ikinci sene bize su lazım dediler ve yukarılarda bahçesinde su olan bir köylü ile anlaşıp ta oradan bahçelerine toprağın 1 metre altından, tarlaların sınırlarından, ağaçların etrafından dolaşa dolaşa boru döşeyip su getirdiler. su gelince önce çeşme, çeşmenin yanına su boşa akmasın diye havuz yaptılar. bütün bunları elleri ile yaptılar ve bir yılda bunlar sürdü. üçüncü sene peyzaja başladılar. bahçeye envai çeşit meyve diktiler. elmalar, armutlar, kiraz, vişne, kayısı, şeftali, kestane vs.. her yer ağaç oldu. yolun kenarlarını bile ağaçlandırdılar. hatta yolun aşağısında ki dereye bile söğüt diktiler. evin yan tarafına bir çardak yaptılar. çardağın etrafına asma diktiler. çardağın yanına da ateş yakıp yemek pişirmek için güzel mi güzel bir barbekü yaptılar. mangalı da vardı kuzuneside, hatta altında odunluğu, yanında pişirenide yemeğini yiyebilsin diye küçük bir sehpası bile vardı. kocaman bir alanı bostan yaptılar. domates, biber, patlıcan, marol, maydonoz, fasulye, patates, kavun, karpuz vs.. ne ararsan envai çeşit ektiler. tohumları köylüden arayıp bulup aldılar. misal domates diyorum ya o bile üç çeşitti siz düşünün yani. bahçenin içini dolaşan yola çakıl döşediler. elektrik getirtmeye çalıştılar ama olmadı. gürültü yapar diye jeneratör istemediler. gittiler gaz lambaları aldılar. bahçeye eve her yere döşediler. eski büyük kocaman bir radyo bulmuşlar. akşamları neşet ağa çalan bir frekans bulmuşlar yıllardır genelde onda durur. araba aküsünden bir düzenek yaptırmışlar. evde şarj edip getiriyorlar. orada oldukları sürece radyoya fazlasıyla yetiyor.

    aradan yıllar geçti o ağaçlar şimdi kocaman oldu. nasıl bol meyve veriyorlar şaşarsınız. geçen sene bol verdiğinden elmanın dalı kırılmış. bahçede dolaşıp istediğimiz zebzeyi meyveyi topluyor, mangalı yakıp etimizi tavuğumuzu pişiriyor, kuzuneye patates atıyor, patlıcan közleyip meze yapıyoruz. çardakta oturduğumuz yerden başımızın iki karış üstündeki asmadan üzüm koparıyor, arka planda radyoda neşet ağam çalıyor, bütün ev ve bahçe gaz lambalarıyla aydınlanıyor.

    en güzeli ne biliyor muydunuz? babamla hüseyin abi bütün bu emeklerini insanlar ile paylaştılar. tanıdıkları bütün güzel yürekli insanlara bu evin bir anahtarını verdiler. o insanlar da kendi sevdikleri güzel yürekli insanları buraya getirdi. kimseden para falan almadılar. hiç birşey istemediler. sadece gözümüzün nuruna iyi bakın yeter dediler.

    sonra bir gün geldim duvarda bir bağlama asılı. öğretmen bir arkadaş getirmiş. arada geldiğinde çalıyormuş. ben hiç denk gelmedim. babamda denk gelmemiş. çalmasını bilen başka biri gelirse çalsın diye de duvara asıp gitmiş. bir gün bir öğretmen hanım geldi. resim öğretmeni. evin iç dış tüm duvarlarına resimler çizgi. baya da emek verdi günlerce uğraştı. çok güzel oldu. ne mi çizdi? çardakta oturanların bazıları biraz duvar görmek zorunda kalıyorlardı. onlarda yozgat'ta boğaza bakıyorlar artık. gelen hemen herkes kendi gördüğü bir eksiği düzeltti yada birşeyler kattı. bir keresinde ayağımdaki ağrıdan doktora gitmiştim. doktor hanımı akşam bahçede görmüştüm. arkadaşımın babası ile tanıştım. oğlunun arkadaşım olduğunu abiyi akşam evlerinin önüne bırakınca anladım. lisedeki okul müdürüm gelmişti. kimler kimler. gelen giden çok arttı bir ara. kimseyi kırmadılar. misafirlerin çoğu memur olunca bir süre sonra tayinle falan ilden gittiler. yeni birilerine anahtar vermediler. şimdi sayı makul düzeyde.

    memur olup gidenlerden biri de benim. polis olup istanbul'a tayimin çıkınca buralara geldim. şimdi istanbuldan her bunaldığımda bir cacık olmaz dediğim o bahçeyi özlüyorum.
  • bisiklet üzerindeki her saniye, dakika, saat.
  • moda sahil kayalıklar...
    oradan bildiriyorum.
hesabın var mı? giriş yap