• türkçe dublajı orjinalinden daha güzel olan über film. dublajı yapanlar çok iyi çalışmışlar üzerinde.
  • okuduğum entrylerde, halkettiği değer zaten verilmiş daha farklı nasıl öveceğimi bilemedim ama filmi izlerken aklıma bekle dedi gitti geldi.

    "ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi. "
  • aşk, tutku, bağlılık ve en önemlisi hastalıklı bir saplantının insana neler yaptırabileceğini sihirsel bir dille anlatan christopher nolan filmi.

    sihir (illüzyon) dediğimiz şeyin en klişe tanımına bu filmde de rastlıyoruz: bakmak ve görmek arasındaki ince çizgi; yani izleyicilerin gerçeği görmek yerine, olağanüstü şeylere tanık olma arzusuyla aslında kendi kendilerini kandırmaları durumu.

    olay örgüsü ve karakterleri derinlemesine inceleyip çeşitli tahminlerde bulunmak çok zor. zira finalde bazı şeyler açıklığa kavuşturuluyor olsa da birçok mesele aynı şekilde havada kalıyor.

    onlarca kez izleseniz bile, her seferinde başka bir sır perdesiyle karşılaşıp saatlerce bu sır perdesinin çözümünü arayacak ve düşünmekten helak olacaksınız; o yüzden en güzeli, basit bir izleyici gibi zevk almaya bakmak.

    ayyaş dublörün kendi tabiriyle: "dünyayı benim kadar tanısaydın, sen de içerdin."
  • 10 yıl önce bugün vizyona girmiş efsane film.
  • " siz sırrı çözmek değil , kandırılmak istiyorsunuz . "
  • harika bir film. izlediğim enfes filmler listesine adını yazdırmıştır.
    --- spoiler ---

    borden'ın karısının bir günün bir gününü tutmuyor. bazen seni seviyorum dediğinde o sözü gerçekten söylediğini anlayabiliyorum. bazen içten söylemediğin belli oluyor demişti. anlam verememiştim filmin sonlarına doğru anladım ve sadece o bölümlerdeki mantık bile filmi etkileyici yapmaya yetiyor.
    edison ve tesla arasındaki rekabet de bariz bir şekilde yansıtılıyor filmde. hatta rekabetten ziyade edison'un tesla'yı sindirmeye çalıştığı aktarılıyor.
    --- spoiler ---
  • hayatımda herhangi bir filmi şurada burada denk gelmeden, kendim oturup açıp izlemem en fazla 3 kezdir.

    bu filmi ise 10dan fazla olduğu kesin olmakla birlikte kaç kez oturup izlediğimin sayısını ben bile bilmiyorum.

    tek başına tüm sinema dünyasını ve sinema tarihini karşısına alabilecek bir film.

    sinema eleştirmenleri, filmleri derecelendirmek adına ideal film diye bir referans belirleseler, o film bu film olurdu.
  • "but where is its bother ?" sorusunun yankısını filmin sonda bir kez daha içimizde çınlatan filmdir... :)
  • scarlett johansson için izlediğim sonlara doğru bana scarlett'ı unutturacak kadar güzelleşen film. yalnız şunu söylemek zorundayım ki;

    (bkz: memintolar da tombiktoymuş)

    bu kadın bu filmde 22 yaşında ve victoria kıyafetleri ile birleşince inanılmaz seksi bir hal alıyor. sonra göğüslerini küçültme ameliyatı yaptığı aklınıza geliyor ve insan cidden üzülüyor...

    edit: scarlett hakkında bir şeyler yazarken filmi unuttuk amarok. film hakkında da bir iki kelam edelim çöp entry olmasın.

    --- spoiler ---

    film kendi pledge, turn ve prestige sahnelerine sahip. önce size iki sihirbazın macerasını vaat ediyor, sonra bu ölümcül bir kavgaya dönüşüyor. prestij kısmında öğreniyoruz ki kavganın kazananı en başından belliymiş. lord caldlow en başından beri sahnedeymiş ve borden ve fallon sanılandan daha yakınmış. angier'ın ödediği bedel yüzünden çok cesur buluyorum kendisini. macerasını başında bir kuşu bile öldürmekten çekinen adam hikayenin sonunda 100 kez kendini öldürmüş çıkıyor. ya da final sahnesine kadar kaç gösteri sergilendiyse. hangimiz angier'ın yaptığına cesaret edebilirdi? borden'ın işi mi daha zordu; iki farklı kadın, iki farklı hayat, sevmeye çalıştığı bir aile ve sevdiği bir aile. çok kafa karıştırıcı. seçme şansım olsa hangisi olurdum diye soruyorum kendime. scarlett bonusu işin içine girince direk borden diyesim geliyor ama, bilemiyorum. sanırım bunun cevabını hayatımın ilerleyen safhalarında vereceğim.

    --- spoiler ---
  • film olmanın ötesinde bir filmdir. ortalama - üst arası spektrumdaki bir zekaya sahip birisi için ilk izlenişin sonunda şaşkınlık yaratacak, şoka sokacak, "aman tanrım didiiim" dedirtecek; ikinci izlenişten sonra yeni anlamlar çıkartılacak düşündürttükçe düşündürtecektir. bir kereden fazla izlemesine rağmen hâla soru işaretleri olanlar için filmle ilgili bazı ipuçları:

    --- spoiler ---

    1. alfred "freddy" borden (christian bale)'in ikizi vardır. klon falan değildir o. hayatlarını sadece "yer değiştiren adam" numarasıyla sırlarının çözülemeyeceğini düşünüp tarihe geçmek üzere herkesten, hatta sevgililerinden eşlerinden bile ikiz kardeşlerini saklamışlarıdır. (evli olana alfred diğerine freddy diyelim) alfred "borden" olduğunda, freddy mühendis falton oluyor; freddy borden olduğunda ise bu kez alfred falton oluyor. bunu bu şekilde yapıyorlar çünkü sahnede bir kapıdan giren adamla diğer kapıdan çıkan adam aynı adam olmalı. yani eğer her seferinde freddy kapıdan girip alfred diğer kapıdan çıkarsa bu şovu izleyenler bir süre sonra bu iki kişinin farklı kişi olduğunu düşünebilirler ve bu da şovun kusursuzluğuna gölge düşürebilir. angier, ikizlerden birinin elini bir şovda silahla vurduğunda ve parmaklarını kaybettiğinde bir gün sonra diğerinin de parmaklarını kesmek zorunda kalmışlardır. alfred'in karısının bir gün sonra yaranın hala kanadığını görmesinin sebebi de budur, o gün diğer ikizin "borden" olma günüdür. karısının borden'a "bugün gerçekten seviyorsun" dediği günler alfred'in borden olduğu günlerdir, "hayır bugün içten sevdiğin günlerden değil" dediği günler ise freddy'nin "borden" olma günleridir. buraya kadar ıspatlanmış olan borden'ların klon değil ikiz olmalarını ıspatlamaya yettiğine göre gelelim bu olayı "kesin ip var orda" diye düşünmüş olmaktan "görmek değil inanmak istiyorsunuz" yapan kısma. bu iki kardeş aynı hayatı yaşıyorlar, alfred sevdiği kadını karısını, ikiz kardeşiyle paylaşma özverisini gösteriyor. freddy ise aslında hostes kıza aşık olmasına rağmen onla arzuladığı aşkı yaşayamamaktadır. (filmin sonunda asılan freddy'dir, sarah'ya kötü davranıp intiharına sebep olduğu için alfred'ten özür dilemiştir.)

    2. borden'ın numaralarının tesla'yla hiç bir alakası yoktur. angier'i küçük düşürmek, aşağılamak hatta belki de dalga geçmek için, angier'in borden'a ajan olarak yolladığı hostesle sahte bir günlük yollamıştır ama bu günlük şifrelidir. şifresi de o yılların mucizevi bilimadamı tesla'dır. tesla, bu iki sihirbazın bulunduğu ingiltere'den çok uzakta amerika'da bir dağ kasabasında deneylerine devam etmektedir. angier, borden'ın "sözde sırrı"nı çözebilmek için ta amerika'ya kadar gitmiştir ve günlüğün şifresini çözdüğünde çok geçtir. çünkü borden bu sözde günlüğün sonuna angier'i daha da gıcık etmek için bunun bir oyun olduğunu yazıp okumasını sağlamıştır.

    3. tesla'nın bir çok buluşu günümüz teknolojisine temel olacak düzeydedir, bir çok buluşu çağ atlatmıştır; ancak bazı çalışmaları vardır ki abd hükümeti tarafından saklanmış ve günümüze kadar hâla gizli tutulmuştur. edison'un adamlarının tesla'nın laboratuvarını yağmaladığı sahnede filmde de gösterildiği gibi belki bazı çalışmaları edison tarafından sabote edilmiştir. filmde angier için geliştiriği elektrik gücü ile klonlama cihazı da, bu noktaya dikkat çekmektedir. tarihte böyle bir cihaz geliştirdi mi -ki bence tabiki hayır- bu filmin bilim-kurgu yanı tabi. angier bu cihazın tehlikelerinin farkında olduğu için, kendini her klonlamasından sonra (birebir aynı beyne de sahip olduğundan) kendini (veya klonunu, farketmez) öldürmek zorunda kalmıştır. bu da kendince angier'in özverisidir.

    4. mühendis cutter herşeyin farkındadır. evet herşeyin. angier'in zihnini bulandıran hırsı ve saplantılarının aksine cutter, borden'ın gösterisinin bir dublör veya ikiz kardeş gibi basit bir numara olduğunu baştan beri bilmektedir. bu nedenle borden asıldığı halde, cutter angier'in atelyesinden çıkardeken içeri girmekte olan borden'ı hiç şaşırmadan selamlamıştır. cutter angier'in klonlama cihazının bilincindedir, zira mahkeme sırasında ona bu makinayı bir koleksiyoncunun alacağı söylendiğinde makinanın gücü hakkında bilgi sahibi olduğunu "çok dikkatli olunmalı, bu şeytanın makinesi" gibi sözlerle ifade etmiştir.

    5. angier, borden'ı cinayet suçundan hapse attırıp karısının intikamını a için aslında bu son gösterisini ve sözde cinayeti tamamen tasarlamıştır. cutter'a "bu kez sahne arkasında olmayacaksın" dediğinde aslında bunu kastediyordur. bu şovun angier'in son gösterisi olması, sınırlı sayıda yapılacak olması bu planın bir parçası. borden sahne arkasına kaçak olarak girerken cutter'ın bundan haberdar olduğu sahne bir çok kişinin gözünden kaçmıştır. borden sırrı çözmek için dayanamayıp sahne arkasına geçiyor, cutter bundan haberdar oluyor, klon angier'e haber veriyor ve angier prestij bölümünde sahneye çıkmıyor, cutter borden'ın peşinden aşağı iniyor borden'ın angier'i su dolu tankın içinde boğulmaktan kurtarmasını görüyor ve dolaylı olarak cinayet tanığı oluyor.
    --- spoiler ---

    film değildir. filmoğlufilmdir. film içinde filmdir. bu filmse diğerleri film değildir.
hesabın var mı? giriş yap