• deli gibi uykusuz gunumde bile takildim kaldim tv’de gorunce. ne muthis bir ask hikayesi. yillardir izlememistim. romantizm kotami doldurdum yine.
    fikrim hala degismedi. farkli pozisyonlari deneyerek jack o tahta uzerinde kalabilirdi. gayet genis, yeterdi. rose jack’i harcadi resmen. ıkisi de kurtulabilirdi. yine agladim bak goruyor musun.

    gece gece icim yandi edit: bu film her seferinde canimi acitir. sebebi size cok sacma gelebilir ama benim cocuklugumun net resmidir.

    varlik icinde yokluk cekerek buyudum ben. evimiz capitol’e cok yakindi. hatta telefon numaramiz o zamanlar capitol sinemalariyla bir rakam farkliydi. gunde belki en az 5 kere capitol sinemalarini yanlis arayanlar olurdu, aliskindik. o zaman internet yok tabi, telefonla rezervasyon yapiliyordu. titanik vizyona girince yanlis aramalar oyle artmisti ki surekli arayanlar titanik filmini soruyordu. filmin popularitesini anlamama sebep olmustu. o zaman ilkokul 5. siniftaydim ben. anneme yalvardim, hayir baban izin vermez dedi. babamin pintiligini sozlukte bilmeyen yoktur. o kadar yalvar yakar ama beni filme goturen olmadi. okulda filme gidenler ballandira ballandira anlatiyordu, icim gitti. ben de bazen capitol sinemasini gizli gizli arayip kac seanslarina yer var diye soruyordum sanki gidecekmis gibi, sonra telefonu kapatiyordum. gidemedim bir turlu. ıki yil sonra kitabi cikti (yada ben iki yil sonra buldum) hemen okudum ama hic de oyle anlatildigi gibi bir hikaye yoktu. ıcimde uhtedir titanik.

    simdi derdini sikeyim, sinemaya gidememissin vah vah diyenler hakli tabi. acmi yattin ulan deseler hakli. cok ulasmak isteyip de ulasamasigim bir sey oldugu icin icimi acitiyor.
  • herkesin izlemesini şiddetle önerdiğim gerçek bir hikayeden alıntı efsane film. rose ve jack'in göz kamaştırıcı aşkları filmin içindeki minik mizahi kesitler çok çok hoş (:
  • filmdeki mantık hatası ağırlığı kaldırmayan tahta parçası değil sadece 3,5 günde birbirini tanıyan 2 insanın ölümüne aşık olmasıdır. gemi 10 nisan 1912'de southampton'dan kalkıyor. 11 nisan gecesi tanışıyorlar. 12 nisan'da sohbet ediyorlar. 13 ve 14 nisan'da iş ilerliyor ve 15 nisan'da gemi batıyor. 3 günde iki insan birbirinden hoşlanır da ölümü göze almak nedir? filikadan atladı kız. yuh... zaten film ilk çıktığında da eleştiriler bu yöndeydi. diyaloglar zayıf, senaryo abartılı. 11 dalda oscar alınca unutuldu tabi.
  • birkaç gündür titanicle alakalı çok şeye denk geliyorum. ve evet titanic'i hiç izlemedim. olaylara az çok hakimim. aslında iyi bir film kültürüm oluşsun diye de uğraşmıştım lisedeyken.
    dün en son dayanamayıp izleyeyim madem diye düşündüm. ancak 5. dakikasından itibaren gözlerim kapanmaya başladı. olmayacak bu iş diye düşündüm ve bir dahaki titanic izleme fikrine kadar konuyu kapamıştım. ancak bugün alakasız yine karşıma çıktı birkaç kez.
    belki de bu akşam bir kısmını izlerim. uykum da var aslında.
  • ilk okul zamanlarımda günde en az bir kere 3. cd den başlayarak izlediğim film. replikleri 3. cd den itibaren ezbere biliyordum.
  • bugün tekrar izlediğim film.
    bu sefer dikkatimi çeken karakterlerin titanic'e she demeleri oldu. it demeleri gerekmez miydi?
    sonra araştırmalarım sonucu gemilere feminen zamir verildiğini öğrendim.
    konuyla alakalı (linkini aşağıda bulacağınız) bir yazı da buldum, yazının ingilizce'den çevirdiğim ilk paragrafı şu şekilde:
    "gemiye "she" denir çünkü çevresinde her zaman çok fazla telaş, koşuşturma vardır ve genellikle etrafında erkekler bulunur. beli vardır ve sabittir. onu güzel tutmak için çok fazla boya gerekir. boya masrafı sizi yoracak olan ilk harcama değildir. sizi yoracak olan bakımıdır; tepeden tırnağa süslenebilir. onu doğru şekilde idare etmek deneyimli bir adam gerektirir; ve dümende bir erkek olmadan kesinlikle kontrol edilemez. üst taraflarını gösterir, altını saklar ve limana geldiğinde her zaman şamandıralara yönelir."

    yazının ilerleyen kısımlarında latincesi navis olan ship kelimesinin feminen olmasından dolayı da gemilere feminen zamir verildiği yazıyor. fakat çoğu insan, gemiye she denmesinin sebebi olarak yukarıdaki paragrafla da biraz bağlantılı olan 'tarih boyunca erkeklerin gemilerine hayatlarındaki önemli kadınların isimlerini verme' geleneğini görüyormuş.

    yazının tamamında daha fazla ayrıntı bulabilirsiniz:
    why is a ship a she
  • "bir kadının kalbi sırlarla dolu bir okyanustur."
  • titanik filminin başında leonardo dicaprio ile arkadaşı ile kumar oynayan ve sonrasında elindeki biletleri kaybeden adam arkadaşından dayak yiyordu. dayak atan arkadaşı aslında o arkadaşı sayesinde hayatta kaldığını öğrendiği anda ki sarılmalarını da filmde işleseler ne hoş olurdu.
  • 1912 yılında 1.5 milyon pound'a tamamlanan gemi. şimdiki parayla bu, yaklaşık 360 milyon avro ediyor.
hesabın var mı? giriş yap