• öze dönmektir, kendini bulmaktır. 74 kıbrıs harekatı sonrası uygulanan ambargodan sonra çayı bu kadar yaygınlaştığını babamdan, birinci ağızdan duydum. aslında makul, milli mücadele yıllarını konu alan "küçük ağa" romanında da pek çok yerde anadolu halkının çektiği yokluğu vurgulamak için "kahvehanelerde kahvenin yine olmamasından ötürü ıhlamu içildiği"nden söz ediliyor. hasılı kahve zaten bizim içecek kültürümüzün parçasıydı, çay sonradan geldi. ve o saçma romantizmini de ağızlara sakız yaptı (ben var seversen çay var içersen... herşeyi salla çayı demle....çay öğün çalış güven....etc etc)
  • (bkz: tamam)
  • son yıllarda ülkemize ilaç gibi gelmiştir.

    daha öncesinde içeriğini bilmediğimiz, sıcak suda eriyen tozları tüketiyorduk, ne zaman ki "french press" diye bir aletin var olduğunu ilk kez bir kafede gördük o gün ufkumuz açıldı.

    daha sonra makinası var mı? nasıl demlenir içilir, espresso nedir, latte nedir diye sora sora öğrendik. dünyanın en sağlıklı içeceklerinden birini dünyaya nazaran çok geç öğrenebildik.

    edit: yazım, wolkeno'ya teşekkürler
  • eski kültürün canlandırılmasıdır.

    kahvehane kültüründen bihaber gençlerin sabuklamalarına kulak asmamak gerek.

    kahve ve kahvehaneler gayet bizim kültürümüzde yüz yıllardır olan nanelerdir. hatta batılılar osmanlı üzerinden tanımıştır kahveyi.

    ayrıca yeni olsa ne olacak?. çay yeni mesela, 100 olmadı türkiyeye geleli ama millet benimsedi güzel güzel içiyor.

    insanların yaşantısına karışmaktan vazgeçin. milletin sikinin kahyalığı size düşmez. insanlar ister gösteriş yapar, ister bohem takılır isterse de davar gibi yaşayıp ölür gider. az liberal olun len. bırakınız yapsınlar, bırakınız içsinler amk.
  • türkiyeye özgü değildir. bütün dünyada 2000'lerin başından itibaren ortaya çıkan 3. dalga kahve akımı(ya da nitelikli kahve akımı) denilen akımın sonucudur. elbette özentilikten dolayı kahve tüketen insanlar da vardır ama kahve bu ülkenin milli içeceğidir. 60-70 sene öncesine kadar herkesin kahvesini kendi kavurup, kendi öğütüp içen ve çay nedir bilmeyen bir ülkeydik.

    --- spoiler ---

    türk kahvesini bu tanımlamadan ayrı tutuyorum çünkü uzun süredir kültürümüzde olan bir kahve
    --- spoiler ---

    evet sayın çok bilenler. uzun zamandır (400-500 yıldır) kültürümüzde olan kahve ile bugün içtiğimiz türk kahvesinin birbiriyla alakası "mantı uzun zamandır kültürümüzde olan bir yiyecek" deyip kıymalı filiz makarna yapmaya benzer. şu an türk kahvesi diye tüketilen kahvenin tarihimizdeki türk kahvesi ile tek benzer yanı demlenme yöntemidir.(o da yarım yamalak) niteliksel olarak aralarında dağ kadar fark vardır. daha da merak edenler türk kahvesi başlığına gidip @kahvedelisi başta olmak üzere konu hakkında bilgi sahibi yazarların entrylerini okuyabilirler.
  • free wifi kültürü olmasın o
  • alkolün pahalı olmasındandır.
  • starbucks v.s.'ye çemkirmeyi anlarım da avrupa ve ortadoğuda ilk kahve dükkanı 1500'lü yıllarda bu topraklarda açılmıştır. çok hızlı yaygınlaşmıştır. bazılarında masa oyunları oynanır, bazılarında kitap okunurdu. (bkz: kıraathane)

    bu kültür avrupaya 200 yıl sonra gitmiştir. orada da çok hızlı popüler olmuştur.

    1300'lü yılların ortalarında keşfedildiği düşünülen kahve pişirme tekniği olan türk kahvesinin bu kültürdeki etkisi büyüktür.

    ilk çay tohumlarının getirilip, tarımının başlamasının 1930 yılında olduğunu eklemek lazım. çay bizim kültürümüzde yoktu, sonradan montelendi.

    (bkz: kahvehane)
  • dışarıya çıktığımda, ince belli bir bardak demli çay bulamama sebebiyet vermiştir. arkadaş tamam kahvecisiniz, çok güzel, über, fantastik, sikimsonik kahveleriniz var anladık. ama bi köşede, benim gibi " kro"lar için bi demlik adam gibi çayınız olsun. birileri çay istediginde sallama getirmeyin gözünüzü seveyim.
  • işsizlik ile doğru orantılıdır
hesabın var mı? giriş yap