• dalgınlıkla yanlış yöne gitmek. durumu farkettiğinde telefonu çıkarıp mesaj okur gibi yaptıktan sonra geri dönmek.
  • öss zamanlarıydı, dersaneden yeni çıkmışım kafam bir dünya minibüse bindim. amacım beşiktaştan 2. köprüyü kullanarak karşıya geçmek. minibüse bindim leventte inmek üzere ama nasıl bir hayal dünyasına dalmışsam levent'i kaçırıp 4. levent'te indim. sonra panik oldum ya ben nerdeyim ki diyerek. hemen çok dahiyane bir fikir geldi aklıma, metroya binerek levent'e geri gittim. levent'ten otobüse bindim, tekrardan 4. levent yolundan geçerek karşıya geçtim. evet küçükken biraz aptaldım sanırım.

    edit: imla
  • markette alışveriş yaptıktan sonra kasiyere kredi kartı uzatılmıştır fakat kasiyer boş gözlerle bakmaktadır. jetonun düşmesiyle birlikte, kredi kartı olarak uzatılan nesnenin, kırılmasın diye şeffaf plastik kutuya konulan aylık akbil olduğu anlaşılır ve aniden cebe geri konulur. ve bozuntuya vermeden diğer cepteki kredi kartı kasiyere bir kontrol edildikten sonra uzatılır.
  • üni zamanlarında yakın arkadaşımın bir hadisesine canlı şahit olarak en aptalcalar arasına girebilir.

    çocuk saatlerce istatistik sınavı için çalışmıştı.. biz de kantinde laflıyoruz, karı kız kesiyoruz, futbol vs.. o sınavda ecel terleri dökerken.. kantinle de fakülte arasında baya bir yol var hani..

    geldi bu, çıktı sınavdan.. elinde de notlar falan var.. "nasıl geçti" soruları hakim muhabbette.

    bu iyi geçti havalarında.. notları masanın üstüne atıverdi o karizma ve rahatlama moduyla..

    ama malesef en üstte de sınav kağıdı..
  • işyerinde kola makinesine para atacağın zaman cüzdanının ceketinde olmadığını farketmek. "aha cüzdan gitti, nerde düşürdüm acaba" diye yusuf yusuf olmak, o anda gaza gelip tüm kredi kartı ve banka kartlarını iptal ettirmek, arkadaşından aldığın borç para ile mesaiden sonra taksiye binip eve dönmek ve cüzdanın komidinin çekmecesinde olduğunu görmek. kredi kartı ve banka kartlarını iptal ettirdiğin için kartlar gelene kadar şubelerde kuyruğa girip para çekmek, bol nakit parayla dolaşmak zorunda kalmak, en azından cüzdanda bulunan ehliyet ve nüfus cüzdanını yeniletmek zorunda olmadığını düşünüp züğürt tesellisi yaşamak.
  • hiç adeti olmadığı halde. aylardır poğaça alıp yemek hiç aklına gelmemişken, son parası olan yol parasıyla, durup dururken ve hatta hiç gereği yokken poğaça alıp, şirkette tırım tırım eve dönüş parası için 1 saat boyunca kendisini oradan kurtaracak birini araması.
    evet bunu yapan insan var, tam da 1 metre sağımda. bana bakıyor. al buna bak
  • bu seferki aptalca dalgınlık teyzemden. cep telefonlarının yeni yeni yaygınlaştığı ve henüz yeni alıştığımız dönemlerde bir tane kalas ericsson telefonumuz vardı. o telefondan acil bir şey için evini aramak istedi. bu sırada ya köprüden karşıya geçiyorduk ya da geçmiştik net hatırlamıyorum eski zaman tabi. o sırada teyzemden bomba bir soru geldi:

    -şimdi biz karşıdayız ya evi aramak için 0216 mı çeviriyoruz yoksa 0212 mi?

    hayır aslında zekidir teyzem işte demek ki dalgınlık insana bunları da yaptırıyor.
  • - metrobüs turnikesinden çıkarken akbil basmaya çalışmak
    - elektrik kesilince arıza bildirmek üzere iski'yi aramak

    çok gergin, dalgın olduğum günlerdi tabi benim de. yukarıdaki 9000 küsür kişi gibi. olur öyle. yani.
  • lise yillarimda gizli gizli odamda sigara ictigim zamanlar, son sigarami yakabilmek icin bizimkilerin yatmasini 4 saat kadar beklemis, sonrada sigarayi ters yakmistim.
  • sol elimde kola bardağı varken bana saat sorulması, dalgınlıkla kolumu çevirip saate bakmam, kola bacaklarımdan süzülürken birkaç saniye boyunca hiçbir şey yapmadan şaşkın şaşkın dökülen kolayı izlemem.
hesabın var mı? giriş yap