• şımarıklık düpedüz... aç bırak götoşu bak nasıl yiyor

    geçen vejeteryan olduğunu söyleyen biri geldi bizim kömür limanı'na... oralar artık bizim
    akşam mangal yakılıyor, et falan bişiler bişiler işte. kalabalık grup. ekmek arası yiyip doyacaksın. dalışlardan çıkmışsın zaten herkes donuz gibi aç
    yok ben yemem
    e yeme, seçeneğimiz yok burada maalesef
    o ekmek arası sucuğu bir götürüşü vardı... n'oldu lan vejeteryanlık

    bu kedi besleyenlerde de var cinslik. yok benim kedim o mamayı yemez, çok seçici çok nazik prenses her şeyi yemez
    o senin salaklığın olmasın, kedinde vücut bulmuş
    memur kedisi benimkiler, ne versem onu yerler. yemezlerse en fazla yarım gün aç gezer, akşamına bakarsın yemek kapları pırıl pırıl.
  • benim evime böyle bir insan geldiğinde ve dahi "hmm bunu mu yaptın? ben pek sevmem." diye bızıklandığında suratına dahi bakmadan, "dolapta peynir, tezgahta ekmek var." der, yemeğime devam ederim. salaklık bende elbet. direktoman kapıya da yönlendirilebilir.
  • tadı yerine besin değerine göre uygulandığı sürece zararsızdır.
  • gerçekten çok saçma bulduğum önyargıdır. önyargıdır diyorum çünkü hayatında ıspanağı ağzına sürmediği halde, tadını, çiğnenişini bilmediği halde ağzına ıspanak sokmayan insanlar var. cidden tuhaf.

    sonuçta bir besin maddesi çok abes bir şekilde pişirilmemişse ya da çok kötü bir aşçının elinden çıkmamışsa yenir yani. anlamıyorum sırf kurulan sofradaki yemekleri sevmediği için çatalını yemek boyu sadece o yemeklerle oynamak için kullanan insanları.

    bunu illa maddi duruma, şımarıklığa falan bağlamamak gerekir. allah'a çok şükür hayatımda parasal anlamda çok büyük sıkıntılarım olmadı ve yer yer insanı delirten şımarıklıkları olabilen bir insanım. ( ekşi itiraf tadında oldu bu, neyse.) ama hayatımda bugüne kadar sofraya konan bir yemek için "aaa, hayır yaa, iğrenç bu, hayatta yemem." demedim, kolay kolay diyeceğimi de sanmıyorum. bok mu lan bu insanın midesi bulansın?

    ha geçen gün sözlükte açılan bir başlık üzerine çiğ çiğ yenen balıklarla ilgili bir sürü video izledim ve gözlerimden yaşlar geldi, hem üzüldüm hem de ne yalan söyleyeyim midem bulandı. önüme tabağın içinde, üstünde yeşilliklerle, vücudu hareket eden, can çekişen bir balık getirseler beni orada sikeceklerini bilsem yine de yemem o balığı, bu apayrı bir mevzu.

    ama kardeşim ıspanaktan bahsediyoruz, kerevizden, bamyadan, pırasadan, domatesten, soğandan, sarımsaktan bahsediyoruz. çok da atla deve değil yani.
  • kanimca "cakma elitlik" gostergesi. netekim yapmam, yapani da sevmem!

    not: ilisikteki gobegi emek emek islerken hic bir ayrimcilik yapilmamistir!
  • bana göre güzel çevreme göre kötü bir özellik. mesela patlıcanın her yemeğini yiyemem. patlıcanın kızarmasını ve musakka olanını yerken patlıcan yemeğini yiyemem. lahanalı böreğini ve kapuska yemeğini yerken lahana sarmasını yiyemem. bu böyle uzar gider. çevrem genellikle askere gidince ne yapacaksın aç kalınca mecbur yiyeceksin tarzı şeyler söylüyor zamanı gelince düşünürüz diyorum. birde bu yemek seçmenin farklı bir boyutu var bende. her gün taze yemek istiyorum. mesela dün bir yemek yapıldı ertesi gün yiyemiyorum. bunun yüzünden aile tarafından çok tehdit edildim sonuç onlarda taze yemek istiyor.
  • iş ortamında sorun olan durumlardan birisidir. öğle yemeği çıkartan iş yerlerinde yemek belli çeşit olduğu için sık sık dışarıdan yemeye veya aç kalmaya sebep olabiliyor.
  • anne ve babalar çocuklarının yeni besinleri denemesini sağlamak için çok çaba gösterir. ama bu çaba bazı çocuklar için boşunadır. kuzey carolina üniversitesi’nde yapılan ve obesity dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, çocukların yeni besinlerle tanışmayı reddetmesinin tabaklarında hangi yemeğin olduğundan çok genleriyle ilgili olduğunu söylüyor.

    çalışmanın yürütücüsü kuzey carolina üniversitesi, gillings küresel halk sağlığı bölümü’nden prof. myles faith çocukların beslenme alışkanlıklarında özellikle de yeni besinleri denemekten kaçınmalarında genlerinin önemli rolü olduğunu belirtiyor.

    besin neofobisi yani yeni besinleri denemeye karşı duyulan isteksizlik ve korku bazı açılardan çocuğun yapısıyla ya da kişiliğiyle ilgili bir durum olarak düşünülebilir. ancak bazı çocuklar yeni besinleri denemeyi reddetmeye diğer çocuklara göre genetik olarak daha yatkın. fakat bu, davranışlarını değiştiremeyecekleri ve daha az seçici hale gelemeyecekleri anlamına gelmiyor.

    çalışmada, yaşları 4 ile 7 arasında değişen 66 ikizin %72’sinin yeni besinleri denemekle ilgili isteksizliklerinin genlerinden kaynaklandığı, diğerlerinin isteksizliklerinin ise çevresel etkenlerle ilgili olduğu tespit edildi. bu konuda yapılan önceki çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş ve yaşları 8 ile 11 arasında değişen çocukların %78’inin, yetişkinlerin ise %69’unun genlerinin etkisiyle yeni besin denemekten kaçındığı görülmüş.

    hem de çocuklarda besin neofobisi ve vücut yağ ölçümleri arasındaki ilişkiyi de incelemiş. ebeveynleri kiloluysa çocuklarının da kilolu olma durumunun sadece çocuk yeni besinleri denemekten kaçınıyorsa geçerli olduğunu görmüşler. bunun beklenen bir sonuç olmadığını belirtiyorlar.

    faith bu sonucun, besin neofobisinin ve mizacın uzun dönemde beslenme alışkanlığını ve vücut ağırlığını nasıl etkilediği gibi sorular doğurduğunu söylüyor.

    çevresel etkenlerin etkisi açısından bakıldığında, elde edilen bulgular, ebeveynlerin çocuklarının yeni besinlere ilgisini nasıl artırabileceklerini düşünürken, sadece yeni besinleri denemeyi reddeden çocuğun değil kardeşlerinin kişilik özelliklerini de göz önünde bulundurması gerektiğini gösteriyor. uzmanlar ebeveynlere, çocuklarına örnek olmak açısından, evde yeni besinler denemelerini ve çocuklarının denemekten kaçındığı besinlerin aslında ne kadar lezzetli olduğunu vurgulamalarını öneriyor. denemesi için birkaç besin seçeneği sunmanın da çocuğun seçim yapması açısından yararlı olacağını söylüyorlar.

    -özlem ak ikinci
  • en çok anneler yapar bunu. o kadar yemek arasından tutup pırasa, bamya, ıspanak, brokoliyi seçerler.
  • "...
    "en sevdiğin yemek hangisidir babacığım?"
    "hepsi, hepsi oğlum. şu yemek iyidir, öbürü kötüdür demek büyük günahtır."
    "neden? bir seçme yapamaz mıyız?"
    "hayır efendim, yapamayız."
    "ama neden?"
    "çünkü aç olan başka insanlar var."
    utanarak sustum. yüreğim bu kadar incelik ve acıma gücüne hiçbir zaman ulaşamamıştı benim.
    ..."*
hesabın var mı? giriş yap