• trt belgesel'in kendi kalitesinin çok üzerinde olan ve kanımca kanalın en başarılı programı. bein iz'de de zaman zaman iyi yapımlar ile karşılaşıyorum ama bu program türk televizyonlarının halihazırda devem eden belgesel serisileri arasında açık ara en başarılısı.
  • h.g. wells'in insanlığın geleceğini çok farklı ele aldığı kitabı. kitapta darwin'in evriminden, bilim felsefesinin geleceğine ilişkin bir çok konuda ilgi uyandırıcı ögeler var.

    muhakkak okunması gereken kitaplardan.
  • 2 sekilde olabilir makine

    1-geçmişe gidilip hem geçmişte gidildiği andan itibaren degişiklik meydana gelecek ( şöyle baktım; değişiklik olursa bunu sadece paralel evrene (gerçi paralel evren varsa gecmişe gitmeye gerek de kalmaz. tabi bilinmeyen baharatların çorbaya ne lezzetler katabileceğini uzaktan bilemiyoruz.) geçişlerle açıklayabilirsiniz çünkü şuan geçmişimizi biliyoruz değişen-degiştirilen-tuhaflık olmadı ama eğer zaman makinesi bulunduysa gelecekte, şimdi ki zamana ve bizim eskimize gelinmiştir, çünkü gelecektekilere göre biz geçmişiz ama onlar bunu değiştirirse farkına varırız. farkına varmadan olabilir mi? bunu paralel evrenlerde bizim sayısız kombinasyonlarımıza gidilerek bir benzer olasılığımız üzerinden geçmişine gidilip yeni bir evren oluşmasına olanak tanınabilir. örneklendirelim 2000 yılında yaşıyorsunuz ve zaman makinesi bulundu 1980 yılına parkta oynadığınız güne dönecek ve kendinizle konuşacaksınız (yaratıcılık sizde tabii) ama aslında öyle bir geçmiş yaşanmadı, peki makine icadoldu 1980desiniz, kendinizle konuştunuz ve geri yaşadığınız tarihe döndünüz. aslında geçmişin akışına gelecekten mühale olduğu için döndüğünüz zaman aynı olması yalnızca şöyle olabilir; paralel evrende bir nevi başka sen-e yapmakta olduğun şeyin evrenine gidersin, gittiğin için o evrendeki gelecek seni ve o evrenin bir kısmını değiştirip paralel evrende bir evren daha oluşmasına sebebiyet verilebilir. geçmiş -gelecek değişmiş olur ama yeni ve bizim görmediğimiz bir evrende olduğundan problem yok gibi(uzuyor bitirelim). peki gecmise gidebilmeyi saglayan! ama normal olarak geçmiste ve gelecekte degisikliğe “neden” makine! paralel evren veya bilmediğimiz başka bir boyut haricinde, 1980e döndüğüm, kendimle konuştuğum zaman yine 1980 mi oluyor peki? hangi yıl tuşuna basarak gidicem, ne oldu orada? simdi "1980" hangisini alacak degişenimi?eski yasanan(hic gelecekten gelen ben ile konuşmamiş ben)nerede?

    2-sadece uzaydaki yaşadığımız görüntülerin ve seslerimizin kaydedildiği, titreşimlerin kayıtları bulunup birleştirilecek ve geçmiş izlenilebilecek.
  • (bkz: #86887273)
  • zaman makinesi, h. g. wells'in 1895 yılında yayınlanan bir bilim kurgu kitabıdır. aynı ada sahip iki filme de uyarlanmıştır.kitap zaman makinesinin kullanıldığı ilk eserlerden biri oluduğu için bilim kurgu edebiyatı için oldukça önemlidir.

    kitapta zamanda yolculuk yaptığını iddia eden bir araştırmacının evine çağırdığı bir gurup aydına bu yolculuğu anlatmasıyla başlayan hikayeyi çok gizemli bir şekilde bitirmeyi başarmış yazar.

    bu tarz edebiyatı seven herkesin okuması gereken bir kitap olarak görüyorum bu kitabı.çünkü buradaki ögeler birçok filme ve benzeri romana referans olarak kullanılmıştır.zamanda yolculuk anında kişinin hissettikleri ve zamanın nasıl döngüsel biçimde aktığı gibi bir çok ilginç betimlemeye yer verilmekte.

    ayrıca yazarın başka efsanevi kitapları da bulunmakta.bunlardan bir kaçı;

    dünyaların savaşı 1989
    dr.moreau'nun adası 1896
    körler ülkesi 1904

    edit:düzeltme
  • yazar 1895 yılında basılan kitabında insan ırkını "eloiler ve morloclar" olaraka ikiye ayırmıştır. eloiler üst insanı temsil ederken, morloclar ise onlar adına yine onlar için çalışan köleler olarak varolmaya
    çalışan kesimi oluşturur. ancak zaman içerisinde durum tam tersi bir hâl alır. öyleki eloiler 802.701 yılında artık efendi değil, sadece morloclar için birer protein kaynağıdır.
    (bkz: h.g.wells)
  • sene 1945’tir.

    bir yabancı, içinde bir kız bebek bulunan bir sepetle karanlığın içinden çıkagelir ve sepeti yetimhanenin önüne bırakır. rahibeler bebeği bulurlar ama nereden geldiğini bilemezler. bu yüzden rahibeler ona jane adını verirler.

    jane bir yetim olarak büyür. benim annem kim, babam kim diye merak eder durur.

    yetim jane, 17 yaşına geldiğinde çok güzel bir kız olur ve ilk defa bir erkek arkadaşı olur. serseri oğlan kızın hayatına girer ama işler olacağına varır: tartışırlar. kız, erkek arkadaşıyla kavga eder ve hikaye oldukça hüzünlü bir hal alır.

    ilk olarak, kız hamile kalmıştır. erkek arkadaşı onu terk etmiştir. terk edilmiş bir şekilde hamiledir ve dokuz ay sonra apar topar hastaneye götürülür. güzel bir kızı olur. ama o gece, biri hastane camını kırar, jane'in bebeğini kaçırır ve jane'i yapayalnız bırakır.

    sonrasında olanlar, bundan daha kötü. jane'in kanaması vardır ve ölmek üzeredir. doktorlar, acilen deneysel bir ameliyat yapmak zorunda kalırlar. jane'i jim'e çevirmek durumundadırlar.

    jim, ertesi gün korkunç bir baş ağrısıyla uyanır. tüm kötü haberleri öğrenir. erkek arkadaşı, onu zaten hamileyken terk etmişti. birileri bebeğini çaldı sonrasında. ve artık, jane bile değil mi? artık o, jim.

    jim, büyümeye devam eder ve bir bar sarhoşu olup çıkar. her zaman birileri, "kimsin sen, jim? nerelisin annen ve baban kim?" deyip dururdu. ve nihayet bir gün jim yine sarhoşken bar kavgasına tutuşur ve yere yığılır. barmen yanına gelir ve şöyle der: "jim, jim, uyan. ben aslında barmen değilim. ben bir zaman yolcusuyum. gel birlikte zaman makinesine binelim ve bu jim veya jane'in gerçekte kim olduğunu öğrenelim."

    böylece geriye giderler. geçmişe doğru giderler. zavallı jim, geçmişte nerede olduğunu bilemez. ama birden, 17 yaşında güzel bir kızla tanışır. ve ilk görüşte aşık olur. ancak yine olanlar olur. tartışırlar. sonra kız arkadaşının hamile kaldığını anlar. jim kendi kendine şöyle der: "olamaz. tarih tekrar ediyor. bu, benim başıma da gelmişti. bebeğimin en iyi eğitimi alacağından emin olmalıyım."

    dokuz ay sonra bir gece, jim hastane camını kırarak içeri girer ve biricik kızını kaçırır. sonra, jim, bebeği alır ve zaman makinesine gelir. tekrar geriye gider, 1945 yılına kadar gider.

    fırtınalı ve karanlık bir gecedir. jim, elinde bebeğiyle karanlıktan çıkagelir ve yetimhanenin önüne bırakır bebeği. rahibeler ertesi gün bebeği bulunca ne yapacaklarını bilemezler ve ona jane adını verirler. jane, acaba benim annem kim, babam kim diye merak eder ve fırtınalı bir gecede kapı eşiğine bırakılmışım diye düşünür.

    jim, nihayet kendisini toplar ve hayatımı bir sarhoş olarak geçirmeyeceğim zamanda yolculuk ekibine katılacağım, diye düşünür. böylece jim, birçok tarihi olayda önemli rol oynar.

    artık jim, yaşlı bir adamdır. "uzun ve güzel bir yaşamım oldu. ama son bir görev daha gerçekleştirmek istiyorum." der. "son görevimde, zamanda geriye gideceğim ve sürekli, 'sen kimsin? annem baban kim?' diyen insanlarla kavga eden bir bar sarhoşuyla buluşmak için peruk takarak bir barmeni canlandıracağım."

    ve işte can alıcı nokta. kim şu sorulara cevap verebilir: jim'in annesi kimdir? babası kimdir? oğlu kimdir? kızı kimdir? torunu kimdir? dedesi kimdir? büyük büyük dedesi kim... var mı arkada taraflardan bir cevap?

    jane, kendi kendisinin soy ağacıdır. tüm ailenin bir araya geldiğini ve bunu tartıştıklarını hayal edebiliyor musunuz? biri, "bunu bana sen yaptın?" diyecek; öbürüyse, "hayır, ne yaptıysan, sen kendine yaptın." diyecek.

    michio kaku
  • muhteşem bir h.g. wells romanı olmasına rağmen kitapla ilgili çok az yorum var. 1800 lerde doğmuş yaşamış bir insanın hayalgücüne tanıklık ediyoruz. herkes okumalı
  • zamanda yolculuk yapılan hede.

    bir başka açıdan; (bkz: saat)
  • "bugün 'gelişen uygarlık' olarak nitelenen şeyin ahmakça bir çöplük yığını olduğunu ve sonunda kendisini üretenlerin başına çökeceğini düşünürdü."

    zaman makinesi / helbert george wells / 1895
hesabın var mı? giriş yap