• kişinin hayat kalitesini birden bire çok ciddi oranda yükselten şeydir. bundan sonra yapılacak her şey hayat kalitesini 1 tık 2 tık yükseltir. 1+1 evde yalnız yaşamak 10 tık yükseltir. istediğin zaman kafa dinlersin canın sıkılınca arkadaşların gelir takılırsın. anlatılmaz yaşanır. nefes aldığını hissedersin.
    karışan yok istediğini yap dolabında biran l koltukta televizyon açık sadece televizyon ışığında biranı yudumlamak sonra da uyuyakalmak bile bazen insana o kadar iyi geliyor ki, hayat bu diyorsun. kendi krallığın resmen. özgürlük bu hayatta en güzel şey.
  • sıkılacak insan villada yine sıkılır. yıllardır yaptığım şey bu. kimse de bu karı tek yaşıyor yollu herhalde demedi, pislikten tozdan hastanelere düşmedim, anamın evine hasret kalmadım. nasıl kafalar var anlamak mümkün değil.

    edit: destek mesajlarınız için teşekkürler. kutu dolup taşmış. ya samimisiniz ya yavşıyorsunuz hadi hayırlısı.

    edit: yoğun çalışmaktan bakamadım ama kutu patlamış, yıkmışsınız buraları ibneler. yüz milyonuncu defa yavşıyorlar yazılmış. vay a.q! ağzım da bozuk, burdan birine de vermem, ev de benim, keyif de benim. gömen de sağ olsun. hadi kaçtım.
  • bu tür başlıkların son dönemde oldukça fazla gündeme geldiğini görebilmekteyiz.

    bunun temel sebebini hepimiz biliyoruz. özellikle 2016 yılından sonra üniversiteden mezun olanları kapsayan bu süreç özetle 23-28 yaş aralığını kapsıyor. başlık altında entry giren arkadaşlarımızın çoğu bu yaş aralığında ve hayalleri olan kişiler diye tahmin etmekteyim.

    gençler ailelerinden ayrılamıyor, kendi özel alanlarını oluşturamıyor ve kişisel dünyalarına odaklanamıyor. her ne kadar aile evinde kalmanın bazı avantajları olduğu söylense de bu durumun sürekli hale gelmesi ülkemizin gelişimini dahi kısmen engelliyor diyebilirim. teknoloji ile birlikte yetişen 23-28 yaş arası gençleri ebeveynlerinin anlamasına mümkünat bulunmuyor. aralarında zihinsel anlamda en ufak bir bağ dahi kurmaları çoğu zaman mümkün olmayacak.bu gibi bir durumda kendi kişisel inziva alanını yaratamayan genç beyinler kendi içlerine kapanmakta ve ailelerine karşı kaçamak bir döngü içerisine girmekteler.

    "kişisel üretim" dediğimiz kaide şu anda ülkelerin ve kitlelerin gelişimini tetikleyen en önemli konu. bu kişisel üretimin tetiklendiği zamanlar ise tamamen boş diye tabir edebileceğimiz zamanlar. yani zihnin boş olması gerekmekte. buna engel olarak bahsedebileceğimiz en önemli iki konu ise:

    1. ülkemizde iş yerlerindeki mesai anlayışı
    özellikle bir gencin haftada 7 gün veya 6 gün çalıştırılması bu kişisel üretimin tetiklenmesine en büyük engellerden biri. yapılan araştırmalara göre kişisel üretim bireyin boş zamanlarında tetikleniyor. kitlesel boyutta gençlerin tüm zamanlarının iş yerlerinde baskı altında sömürülmesi, "mesaiye kal iş böyle öğrenilir" mantığı tüm her şeyi çürütmekte.

    2. bireylerin kişisel özgürlük alanlarının bulunmaması
    başlıkta geçen ev konusu da tam da bu noktada gündeme gelmekte. 1+1 dahi olsa gençlerin ufacık bir özgürlük alanı arayışı günümüz şartlarında neredeyse imkansız hale geldi. hem kişisel üretim yapılacak bir alanın olmaması hem de cinsellik anlamında dahi yaşanması gereken ilişkilerin ya kaçamak koşullarda ya da zorlu koşullarda yaşanabilmesi hem ruhen hem de fiziken gençler için çok sağlıksız bir durum oluşturmakta.

    bu ortaya çıkan durum sadece bireyleri değil kitlesel olarak yayılarak tüm ülkedeki aklı ve sağlığı kötü yönde etkilemekte. kişisel üretimin azaldığı bir ülkede yenilikler ve girişimler değil sosyolojik olarak bozuk yapılanmalar yükseliş gösterecektir.
  • benimdir. 18 yaşında başladım yalnız yaşamaya, hemde başka bir şehirde. zaten çocukluğumda mutsuz bir evde büyüdüğüm için çocukluğumdan beri kurduğum bir hayaldi. hiç unutamıyorum ilk eve çıktığımdaki günleri, tarifsiz bir mutluluktu. evime istediğim saatte girip çıkıyorum, tartışabileceğim kimse yok, tamamen sana ait bir düzen, her akşam arkadaşlarını çağırıp eğlenmeler vs derken bu da bir yere kadardı tabi. yıllar geçtikçe yalnız yaşamamın bir tercihten ziyade mecburiyetten olduğunu anladım. arkadaşlarım bende kalınca çocuk gibi yüzüm gülüyor çünkü yalnız yaşayınca insan sigaranın çatırdama sesini duyuyor. her zaman iyi bir şey değildir yani yalnız kalmak.
  • 5+1 evde yalnız yaşamaktan kat kat iyidir, boş odalar depresyon sebebi resmen.
  • "yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi hayvandır
    ya da tanrı."
    aristoteles
  • 7sene 1+1
    3sene 2+1 evde yaşadım.
    1aydır da 3+1 evde yaşıyorum.

    1+1 ev, samimidir. sen neysen evin odur. tamamen seni yansıtır, saklayamazsın.
    2+1 ev, her an ev arkadaşı alıp hayatımın içine edebilirim hissi oluşturur. o ikinci oda kafa karıştırır.
    3+1 ev, doğalgaz faturasıdır, daha büyük yalnız hissettirir.
  • evet kesinlikle bir yere kadar olduğuna katılıyorum. bir noktadan sonra 2+1'e geçiş yapmak gerekiyor. *
  • 1 yılın neredeyse tamamında şahane, 15-20 gününde ise berbat geçer. o da hasta olduğunuzda bir başınıza oluşunuzdandır. ve genel olarak 4 yıl sürer.
  • bu olay tr'de ise başlık şu olmalı yalnız ve zengin yaşamak
hesabın var mı? giriş yap