• ülke olarak ne noktaya geldiğimizin aynası olan televizyonda canlı olarak izlediğim rezillik.

    her yıl olduğu gibi 23 nisan çocuk bayramında başbakan ve bakanlık koltuklarına çocukları oturtturuldu. sonra önce çocuklardan sorular alındı. enerji ve tabi kaynaklar bakanının başbakana sorduğu soru

    "sayın başbakanım ülkemizin en büyük problemi elektrik. rusya'nın 1953'ten beri nükleer santrali var, bizim neden yok?"

    bak hele 10 yaşındaki çocuk rusyada ne zaman nükleer santral kurulduğunu bilmiş de orada soruyor.

    küçük başbakan da cevap veriyor " yeni geliyor, çalışmalara başladık."

    sonra gazetecilere soru hakkı geçiyor, birisi soruyor " seçim dönemi yaklaşırken muhalefet partilerinin vaadlerini nasıl buluyorsunuz, kaynak bulunabilir mi?"

    küçük başbakan cevaplıyor " bol keseden harcamak işte.."
    küçük maliye bakanı oradan ses çıkarıyor " ben kaynak bulabileceklerini sanmıyorum."

    maksat bak çocuklar bile neler söylüyor bu ülkede dedirtmek. bak çocukların bile anladığı şeyleri siz anlamıyorsunuz demek.

    yahu çocuk bayramında bile çocukları pis siyasetlerine alet etmek nasıl bir rezalettir. hani şeref yoksunu olduğunuzu biliyorduk da bu kadarını yine de insanın içi almıyor.

    (bkz: 6 milyarlık evrende akp dönemine denk gelmek)

    edit:imla

    debe editi: 23 nisan'da neşe dolmama sebebimizi tekrar hatırlamak için;
    tüik verilerine göre türkiye’de toplam nüfus içerinde çocukların sayısı 22 milyon.
    bu çocukların %44’ü, yani yaklaşık 10 milyonu yoksul!
    tutuklu çocuk sayısı 2672!
    çocuk işçi sayısı 1 milyondan çok fazla!
    çocuk gelin sayısı 181 bin!
    tecavüze uğrayan çocuk sayısı 7 bin!
    bu sayılarla çocuk işçiliğinde avrupa da birinci, çocuk gelin sayısında ikinci, tutuklu çocukta üçüncüyüz.
  • bundan sonra 23 nisanlarda koltuklara çocukları değil onların yerine papağanları oturtsunlar. baktım da sayın başbakan çocuğa bir sürü şey fısıldadı. çocuk hiç kendi konuşmadı ki. davutoğlu ne dediyse onu tekrar etti.. e o zaman ne gerek vardı çocuklara?

    bir de sayın başbakanımız diyor ki, 'şanslısınız valla basın bize olmadık sorular soruyor'. la arkadaş sizlere soru sorabilen yalnızca yandaşınız olan basın mensupları. onların sorduklarından da memnun değilseniz daha neyden memnun olacaksınız?

    kısaca rezalettir tüm yaşananlar...
  • ben sana rezalet çıkarma demiyorum. yine çıkar ama usturuplu çıkar.

    çocukları "muhtemel sorular" için önceden bu cevapları söylemek üzere hazırlasanız yine anlardık, zira yapmadığınız şey değil (bkz: kpss'de kopya skandalı) olsa olsa bunu size yakıştırır, güler geçerdik.
    ama bu sefer cidden çok absürd olmuşsunuz lan. soru gelince elini ağzına götürüp çocuğa cevabı fısıldamak, çocuk söyleyince de kıs kıs gülerek "ufff nası koydu ama velet" diye bakmak..

    bu sefer kendinizi bile aştınız. alkış.
  • davutoğlunun çocuğun kulağına "bol keseden atıyorlar" demesini istediği gözlerden kaçmamıştır.
  • ben zaten, bi' kere erdoğanı rezil eden bir çocuk oturmuştu o koltuğa ondan sonra bunlar bir daha bu tufaya düşmezler, bu güne hazırlanırlar demiştim. aferin hazırlanmışlar. çocuklar verecekleri cevaplar ve sorular özenle seçilmiş. bir pikaçu gibi her birir üzerlerine düşen görevi icra etmişler.

    (bkz: 6 milyarlık evrende akp dönemine denk gelmek)
  • nükleer santral ucubeligine cocuklari da alet ettiler ya, yaziklar olsun.
  • çocuk işte ne anlar nükleerden, hesaptan kitaptan diye de yorumlanabilir
  • bu kadarını william golding dahi tasavvur edemezdi.
    (bkz: sineklerin tanrısı)
hesabın var mı? giriş yap