• köyde bakkala markete gidilebilir, şehir içinde, uzun yolda, işe giderken, e-5 veya caddede dahi ölebilirsiniz, 125cc bile güç olarak çoğu zamanlarda yetmezken 50 cc ile problem yaşamanız kaçınılmaz.

    yavaş gitmek her zaman güvenli değildir
  • 125ccden başlayıp şuan 600cc 4 silindirli bir motosiklet kullanıcısı olarak yapacağım bu yorumlar belki kararsız kişilere bir nebze umarım ışık tutar.

    +düşük cc olduğu için az yakar
    +düşük ağırlıkta olduğu için manevra kabiliyeti çok kolay
    +a sınıfı ehliyet derdi yok
    +fiyat olarak diğer motosikletlere nispeten daha ucuz

    lakin bu motosikleti işe gitmek için,istanbulda yaka değiştirmek için,uzun mesafeli yol yapmak için almayı düşünüyorsanız burayı dikkate alın.

    -düşük cc olduğu için max hız limiti düşük.trafikte hız ne kadar yükselirse risk o kadar artar.aynısı düşük hız için de geçerlidir.şöyle düşünün makascı andavalın biri ortalama 100km/hız ile seyir ederken bir anda 20m ilerisinde 50km/h ile giden bir araç çıkacak.sonunu siz düşünün.
    -bu tarz motosiklet markalarının çoğu kötü firmalardır.bu sadece 50cc için geçerli değil, aynı firmanın bütün motosiklet modelleri için geçerlidir.çünkü işçilikleri,kullanılan malzeme-materyal ve servis hizmet kaliteleri çok düşüktür.bu yüzden motosiklette japondan şaşma diye bir tabir vardır.tabiki 3-4 japon olmayan markayı tenzih ederim.kısaca servis yolu çok görürsünüz.
    -ayrıca benim gibi gerçekten motosiklet tutkusuyla alıyorsanız illaki bu güçsüz motosiklet sizi tatmin etmemeye başlayacaktır ve tekrardan ilanlara veya marka kataloglarına yumulacaksınız.

    benim şahsi görüşüm eğer imkanınız ve zamanınız varsa ehliyet alıp biraz daha çıtanızı yükseltmeniz yönündedir.ama ben sahile gideyim,markete sigara almaya gideyim veya 5-10km uzaklıkta otoyola çıkmadan gidebileceğim bir işe sahibim trafik çekmek istemiyorum diyorsanız hayırlı olsun şimdiden.50cc motosiklet mi yiheaaaaaaaaaacıları pek sallamayın ve ihtiyacınıza göre seçim yapın.ama kesinlikle ve kesinlikle ekipmanınızı aldıktan sonra motosikletinizi alın.
  • ülkemizde maalesef çoğunlukla keriz.avi durumudur.
    ehliyet almamak için bir kesim bu motorlara haddinden fazla ödemektedir.
    işin komiği aradaki farkla ehliyet alinabilmekte üstüne boşu boşuna güçsüz motora binilmektedir
  • b ehliyeti sapıklığı
  • 40 km/h hizdan sonra allaha emanet gittiginiz hissini iliklere kadar yasatir, guven vermez. yakin mesafe icin kullanislidir.
  • 50cc'ye kadar satın alımda vergiden muaf olduğu için mantıklı harekettir.
  • yaklaşık 4 seneden beri yaz kış çin malı 50cc kullanmış biri olarak artı ve eksilerinden bir çırpıda aklıma geleni söyleyeyim.

    önce artılar:
    + bakım maliyeti yok denecek kadar azdır, yağ vs değişimi için ustaya bile gitmenize gerek yoktur.
    +sigorta, vergi ve ehliyetten muaftır o yüzden alıp kenarda yatırsanız dahi masrafsızdır.
    + yakıtı yok denecek kadar azdır, bir depo yakıt ile (3-3.2 litre) 100-120km yol götürür.
    + hızı şehir içi için yeterlidir. zaten kullanım amacı budur, tutup 30-40km bile yol gitmeye gelmez.
    + satışı nispeten hızlıdır, hele piyasanın biraz aştı fiyata koyarsanız rahat satarsınız.
    + ben antalya da yaşıyorum, bu tarz sahil kentlerşnde iş çıkışı denize, balığa, basketbol oynamaya gitmek için de kullanıyorum. müthiş rahatlık.
    + trafik ve park sorunu olmuyor. (yalnız duran trafikte düşük hızda filtreleme yapın, kaldırıma ve engelli geçiş alanlarına park etmeyin)

    şimdi eksiler:
    hız her zaman düşmanınız değildir, yeri gelir yavaş gittiğiniz için tehlikeye girersiniz. bahsedeceğim eksilerin çoğu türkiye'deki trafik anlayışıyla alakalı olacak.
    - sola döneceğin yerde sol şeritte 60la giderken arkandan selektör yapar, taciz eder, kıçına yapışırlar.
    -yol hakkı senin olmasına rağmen yol vermezler, laps diye önüne atlayıp dursun işte, ufacık alet derler.
    - trafikte görünürlüğünüz yok denecek kadar azdır o yüzden azami dikkat gerekir.
    - kullanıcıları nasıl olsa 50cc diye bir çok koruyucu ekipmanı önemsemez (bazen kaskı bile). halbuki 20km üzerindeki hızda ölüm riskiniz başlar.
    - adam gibi bir ustanız yoksa kapısından girdiğiniz herhangi bir usta sizi çok sallamaz, şurasında şu var dersin he hee der geçer dinlemez.
    - somun, cıvata vb yerleri kontrol etmek gerekir zira bilhassa çin malı motorlarda titreşimden ötürü bu somunlar düşebilir, vidalar gevşeyip ses yapabilir.
    - satın aldığınız motorun yetkili servisine dahi gitseniz adam akıllı bir hizmet alamazsınız. (gerçi bu hepsi için geçerli sanırım geçen gün africa twin in yorumlarına bakıyorum herkes gömmüş hondanın servisini)

    sonuç olarak tavsiye:
    - kesinlikle tavsiye ederim, yalnız motorun ve kendinizin haddini bilin. fazlasını istemeyin, zorlamayın.
    - bakımlarını düzenli yaptırın, amaan üç beş zaman geçsin demeyin neticede altınızdaki motorlu taşıt.

    hali hazırda 2. 50cc motorumu satıyorum. antalya içinde görmek isteyen suser yeşillendirebilir.
  • 15 yaşında ford fiesta için 100.000 tl istenmesi sonucu insanların yöneldiği durumdur. burada vatandaşı suçlamak istemiyorum ama bu fukaralığın sonucu pimi çekilmiş el bombası gibi gezen onbinlerce tecrübesiz sürücünün trafiğe çıkması oldu ve oldukça tehlikeli bir hal almaya başladı.

    memleket tayland'a döndü.
  • sahip olduğum ve 110 cc başka bir motorsiklet aldığım için satılığa çıkardığım motorsiklettir. satılık altai misk 50 cc beyaz bir motorum var b sinifi ehliyet ile kullanılabildiğinden tercih edilir. 2 kişi yokuş çıkıyor lakin 20kmh hız ile çıkarsınız. ilgilenenler yesillendirebilir.
  • mondial revival 50 almayın
hesabın var mı? giriş yap