• ulkede ve ulke disinda da gozlemledim kendisini. ulke disinda daha coklar. gosteris meraklisi degiller anladigim kadariyla. etiketine, markasina bakmiyor giysinin. nasil mutluysa oyle giyiniyor. baskasi, olmayani ne der kaygisi da guduyor.
  • aaa, biri benden mi bahsetti. ayrıca size öyle geliyor, markası, rengi sizi metrelerce öteden çarpmıyor belki, ama terimi emen, sağlığıma zarar vermeyecek , etrafıma koku salmayacak kumaştan elbisemi, çıkarırsam ayağımı kokutmayacak çorabımı ve ayakkabıyı giyerim.

    markası mı canım; değişir, mahmutpaşa tezgahından seçilmiş de olabilir, marks&spencer da, massimo dutti de olabilir, lc waikiki de.

    edit: özet geçmeye çalışırken yanlış anlaşılmaya sebep olmayalım, öyle renk uyumu olmayan, rüküş şeyler giymem ama "benim kadar maddi durumu olmayan bazı arkadaşlar, benim yerimde olsalar bebek'te salınan futbolcu sevgilileri gibi dolanır" diye özetleyeyim de belki meram anlaşılır.

    edit 2: öncelikle bu entry girip kendi başıma bela açtığım için kendime yandı ha yandı
    sonralıkla bu entrymi anlamayıp bana edit edit uzun cümleler kurdurana arkadaşlar, umarım erkek* değilsinizdir, yoksa tarih sizi "bir kadına uzun cümleler kurduran cinsimizin yüz karaları" diye yargılayacak.

    arkadaşlar çok kazandığımdan değil (2014başı 7binküsür net maaştan işi s....er deyip bırakmıştım, istifa ettim, kimse atmadı), şu anda da piyasadan ekmek çıkarmaya çalışıyorum, bu kıyafetler de çok pahalı değil, 10 liraya alacağına indirimde 60 liraya alıyorsun bir bluzu, mahmutpaşaya gidince de 40 liraya hayli hayli alıyorsun, 10 tane alıp 1 yıl sonra atacağına da 3 tanesi 3 yıl dayanıyor.

    üzgünüm kısa özet: anlamayan gelsin bunları yavaşça okusun bana mesaj atmasın, meşgul olacağım, size laf anlatacağıma, para kazanmam lazım, bir zahmet siz de bu yazdığımı anlamayan kitap kurtlarındansanız, kitap okumayı bırakın, entrymin printini alın, mahmutpaşa'da bir esnaftan rica edin türkçe'den türkçe'ye çevirsinler. ayyy adamları delirteceksiniz, günaha girdim.

    artık benim aradığım kumaşlar her yerde çok az, vakko'ya uzun zamandır gitmedim, varsa onlarda vardır belki, bir markanın bir sezonu bırakın modeli, kumaş ve dikiş olarak benim istediğimden o kadar az üretiyor ki artık, o atalar, hotiçler, betalar boşuna batmadı, dibine kadar hak ettiler benim gözümde, fason isteseydik sanki nine westten alışveriş yapmayı bilmiyorduk.

    ben hep mükemmel mi alışveriş yaptım ve yapıyorum, hayır; hem bir öğrenme süreci var, hem de bir şeytana uyma hala oluyor.
  • iki tiptir: bir tanesi gerçekten giyinmek için giyinir, sebebi cimrilik de olabilir, kılık kıyafet olayına ilgisiz de olabilir. kıyafetler üzerini kapatır, ahım şahım bir şıklığı yoktur ama genel hali için buraya böyle gelinir mi de demezsiniz, iyi giyinmemesi göze batmaz. diğer tip ise net cimridir ve üstüne zevksizdir, pütür pütür olmuş penyelerden, basma kumaşlardan elbiseler, hırkalar giymeye utanmaz.
  • (bkz: acun ilicali) nin tr de basi cektigi kisiler toplulugudur.
  • iyi giyinmenin para kazanmakla ilgisi olmadığının göstergesi olan insandır.
  • ya cimri ya da nerd'dur
  • kendine saygısı olmayan insandır.

    düşüktür, bayağıdır...

    bu arada kıyafet şu an hemen her şeyden çok daha ucuz durumda, para ile ilgisi yok, kişilik meselesi.
  • (bkz: mark zuckerberg)

    tamam hacım anladık "hayat felsefesi" olarak paraya pula, giyim kuşama çok da önem veren bir insan değilsin ama, o t-shirtler ne be kardeşim. 1 milyoncudan alınma gibi duruyor yeminle.
  • zenginliğini belli etmemeye çalışan kişidir
  • akademisyenler bu kulvarda başı çekenlerdendir diye düşünüyorum. giyinmek zevkli bir iştir. esasında biraz para da ister tabii sadece zevkle olmaz. parası olup da zevksiz giyinen insanlara kanlı gözlerle bakıyorum.
hesabın var mı? giriş yap