• ülkemize yapılan ekonomik saldırılara karşı, normal dönemde yaptığımız çalışmaya ek olarak, karşılık beklemeden her gün bir saat fazla çalışma ile ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunabiliriz.

    1-memur arkadaşlar, her gün bir saat mesai yapıp ücret talep etmesin.

    2-öğretmen arkadaşlar, bir haftalık ek ders ücreti almasın.

    3-polis arkadaşlarımız, bir saat fazla çalışsın.

    4-işçi arkadaşlarımız, günlük üretime ek on parça fazla üretim yapsın.

    5-esnaf arkadaşlarımız, kar oranlarını biraz aşağı çeksin.

    6-çiftçiler boş tarla bırakmasın.

    7-iş adamları istihdama katkıda bulunsun.

    8-madenci arkadaşlarımız haftalık üretimi %5 artırsın.

    9-turizmciler her hafta müşteri sayısını 5 turist arttırmaya çalışsın.

    yazılmayan diğer sektörler alanlarına göre günlük-haftalık-aylık gibi olağan işlerini bir basamak yükselmeye çalışsın.

    en azından yıl sonuna kadar böyle bir kampanya başlatalım.

    gönüllülük esasına bağlı olacak şekilde yürütülsün.

    bunun sonucunda;

    1-kamuda tasarruf edilecek

    2-sanayide üretim artacak

    3-piyasada işsizlik azalacak

    4-alış-veriş artacak esnaf kazanacak

    5-ithalat azalacak, ihracat artacak.

    6-yerli malı tüketimi artacak

    ekonomi büyüyecek, milletin vicdanı rahatlayacak, yapılan bu saldırı berteraf edilecek.

    her kesim, her bir vatandaş, her bir aile taşın altına elini koysun.
    bunu başarabiliriz.
  • aylarca kaynak eksikliği olduğunu bas bas bağırmamıza rağmen şirkete yeni adam almayan eski patronumun söylediğidir. sonuç; istifa

    kısa vadede verim arttırıyor gibi gözükse de uzun vadede verimi olduğundan da düşük bir seviyeye çekecektir.
  • ücretini almadan her gün iki buçuk saat fazla çalışarak katıldığım başlık.

    cumartesi günü yapılan tam mesaiyi buraya katmıyorum bile. yüce devletimiz özel sektörü daha ne kadar görmemezlikten gelecek acaba çok merak ediyorum. mobbingler, fazla mesailer, çalışılan resmi tatiller. bi pazar izinlisin, uyuyup dinlensen mi yoksa gezsen mi emin olamazsın hiç bi zaman.

    dünyanın en iyi ekonomisine sahip olsan ne yazar, kendimi en enerjik hissettiğim şu yaşlarımda ömrüm ofis odalarında geçiyor.
  • 4-b sınıfından muzaffer arkadaşımız güzel hayallerini belirtmiş. gerçek hayatta bu ülke için maddeler şöyle düzenlenebilir:

    1- memur arkadaşların 1 saat fazla çalışmasına gerek yok. gün içi 4 saatlik molalarından 2 saat azaltsınlar yeter.

    2- öğretmek istemeyip, öf püf derse giren öğretmenler başka işlere ayrılıp, yerini atanamamışlara bıraksınlar.

    3- polisler için memurları kapsayan 1. maddeye ek olarak, kabadayılık yerine halka hizmet etmeleri şartı da eklenebilir.

    4- işçi arkadaşların evindeki çocuğu doyurmadan 10 parça ek üretimi düşünecek hali olduğunu sanmıyorum.

    5- esnaf arkadaşlarımız kar oranlarını aşağıya çekmek yerine ilk önce mekanlarına vergi levhası assınlar, vergilerini ödesinler.

    6- çiftçi zaten ekonomik olarak da, etik olarak da, ahlaki olarak da çökmüş durumda. çiftçiyi hiç katma bu listeye. çiftçi "x ürünü eken para babası oluyor beyler" denmeden bir şey ekmez. yeni ihaleci sınıfı.

    7- iş adamları istihdama katkıda bulunmadan önce iş güvenliğini sağlasınlar, işten çıkartmaları durdursunlar, adil zam yapsınlar, işçileri düşünsünler.

    8- madencilere hiç bulaşmayın. adamları toprağa gömüp duruyorsunuz. ayıptır.

    9- turizmcilerden gelecek iyilik cthulhu'dan gelsin.
  • çok zekice bir öneri gerçekten de. nasıl kimsenin aklına gelmemiş şimdiye kadar? yoksa gelmiş mi acaba? avrupa'da haftalık çalışma saati en yüksek ülke türkiye. madenler halihazırda kapasitesinden fazla çalışıyor; ki soma faciası bu zihniyetin ürünüydü. çiftçiye baksan; tarlada kilosu bir lira olan şey pazarda 5 lira. çünkü devlet köylüsünü koruma ihtiyacı hissetmiyor. öğretmenler 50-60 kişilik sınıflarla cebelleşiyor. polislerin mesaileri insanlık dışı. neyin fazla çalışmasıymış bu? dalga mı geçiyorsunuz?
  • para almadan saatlerce fazla çalışıyoruz zaten düzenli olarak.

    not: beyaz yakalı özel sektör kölesi.
  • ucretini alarak her gun bir saat az calisma olsaydi desteklerdim.
  • hala daha vatandaştan fedakarlık beklenmesi nasıl bir zihin bulanıklığı olabilir acaba? zengini de fakiri de bence fazlasıyla bu ülkede fedakarlık yapıyor. dürüst olanları tabii...kendi emeği ile, alın teri ile çalışan herkes. fedakarlık yapması gereken; elini taşın altına koyması gerekenler artık devlet ve devlet büyükleri olması gerekmiyor mu? meclisteki milletvekillerinin, politikacıların, bürokratların israftan kaçınması; devletin tasarrufa gitmesi ve gerektiği şekilde vergisini vermeyenden adil bir şekilde vergi tahsilatını gerçekleştirmesi ile zaten işler yoluna girecektir. faturayı hep ödeyen zaten masum vatandaş.
  • benim önerilerim de şunlar:

    siz veya çocuklarınız okul araç gereçlerine zarar vermesinler. okul kalemlerin çoğu öğrencilerin verdiği zararlardan kaynaklanıyor.

    çocuklarınızı meslek lisesine gönderin. tekniker olsunlar, ara eleman açığını kapatsınlar.

    yüksek maaş beklentisiyle evde oturup, baba parası yemeyin. size ne verilirse, onu kabul edin.

    alış veriş yaparken, fiş ve fatura talep edin. fiyatı ucuza getirmeye çalışarak, kayıt dışı ekonomiyi beslemeyin.

    çocuklarınıza akıllı telefon değil, tuşlu cep telefonları alın. siz akıllı telefonların derse yardımcı olduklarını hayal ederken, onlar sosyal medyada fink atıyorlar.

    bu liste daha uzar ama çoğu sizin işinize gelmez.
hesabın var mı? giriş yap