10 entry daha
  • paradan daha az harcanan.
  • bir çocuk görüyorum yol kenarında beklerken. elinde bir soda şişesi; meyveli midir acaba, belki limonludur, belki çilekli. harçlıklarıyla almıştır belki, belki cebindeki son bozukluklarla, belki bakkal amca ısmarlamıştır, sahi kaldı mı öyle mahalle bakkalları? almış almasına da açtırmayı unutmuş, belki unutmamış da, kendim açabilirim demiş, inanmış. ne güzel inanmıştır, kimbilir. elindeki şişeyi açabilmek için kaldırımın kenarına vuruyor kapağını, açılmıyor şişe. sonra yolun kenarındaki okulun bahçe demirlerine gidiyor bu kez, demirlerin kenarına dayıyor şişeyi, avuç içiyle vuruyor tepesinden. yine olmuyor. tekrar tekrar deniyor, birkaç adımda bir, yeniden. elleri acıyor belli ki, ellerinin içine bakıyor. kızarmış mıdır elleri de yüzü gibi? kızmış mıdır kendine? bir bilse nasıl güzel çabalıyor oysa ki, elleri acısa da nasıl vazgeçmiyor, nasıl baştan alıyor her defasında. o çocuğu orada, o güzel çabasıyla bırakıp, gelen dolmuşa biniyorum ben. çakmakla şişe açmayı öğrenmemiş daha diyorum, hiç öğrenmese keşke diyorum, çabalasa böyle başka bir yolunu bulmak için, yeniden, yeniden... aklıma çantamdaki çakmak geliyor o sırada. dolmuşun canımdan arkama bakıyorum, ilerlemişiz ya çocuğu göremiyorum. onu teselli etmek ister gibi; çakmakla şişe nasıl açılır ben de bilmiyorum, diyorum.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap