• yakınlarda yayımlanmış olan ve beğenerek okuduğum zaaf isimli öykü kitabının yazarıdır. beni bu kitaba ve yazara götüren 'hazır değilim' adındaki öykü; kurgusuyla, konusuyla, tasvirleriyle, tespitleriyle ayrı bir yere koyduğum öyküler arasında yerini aldı bi defa ama hepsi birbirinden farklı tatta olan öyküler arasında 'totem ve tabut' veya 'saatin icadı' gibi hakkı yenmemesi gerekenlerle 'kuyruk bilimi konseyi' gibi acı bir gerçeklik duygusu eşliğinde eğlendirenler de vardı.
    biraz daha merak etmek için bakılabilir: http://okuryazar.tv/?p=1296
    ayrıca ellerine sağlık dediğimiz yazarın 2008 yılında yayımlanmış 'gertrude 2'ye nasıl bölündü?' diye bir romanı, uzun metraj sinema filmi, dizi film senaryoları ve çeşitli yerlerde yayımlanmış öyküleri de varmış.
  • halihazırda istanbul film akademisi'nde filmlerle psikoloji atölyesini yürütmektedir. sakin, insana huzur veren bir konuşması ve tarzı vardır. her hafta farklı bir tema işlenmekte ve o temaya ilişkin filmlerden bazı sahneler izlenmektedir. şimdiye kadar aile, faşizm ve şiddet, yabancılaşma, ihanet, hırs ve tutku gibi temalar işlenmiştir.
  • huzurlu kadın.
    okur,yazar,dinler,yorumlar.
    güzel ve yerinde tespitleri için: https://twitter.com/suleoncu
  • 'ebeveyn olmaktan kaçan erkeğin çocuk yerine ne yaptığına bakınca, genellikle işkolizm, sosyal medyanın kötüye kullanımı, hemcins gruplarıyla uzamış yüzeysel ritüeller, sanal seks bağımlılığı, oyuna kaçma ve/veya içe kapanma gibi savunmalar görüyoruz. bu eğilimler genellikle yetişkinliğin reddi ve anlamlı bağlar kurmaktan kaçış savunmalarıdır. böyle bakıldığında erkeğin babalığı reddi bilinçli bir tercihten, sakin bir karardan ziyade; düşünsel ve duygusal bir çırpınış, psikososyal bir budanmışlık, hadım edilmişlik gibi görünüyor.' demiş, aklına analizine sağlık.

    devamı için: http://journo.com.tr/damizlik-sorunsali
  • damızlık sorunsalı yazısında erkeklerin sorumluluk sahibi olması gerektiğini ve kadınların isteklerini yerine getirmesi gerektiğini, bunun bir zorunluluk olduğunu ve aksinin toyluk, ergenlik, "psikososyal bir budanmışlık, hadım edilmişlik " olarak tanımlayan hadsiz yazar. kimsenin kimseye karşı böyle bir görevi yoktur. sırf bir kadın birini seçti diye her istediğine sahip olacak diye bir kaide de yoktur. kadın adamı seçmiş onu "yeterli" bulmuş ama yazının hiçbir yerinde adamın da çocuk sahibi olmak isteyip kadını yetersiz bulmuş olabileceği ihtimalinden bahsedilmemiş mesela.
  • türkiye'de gördüğüm en zeki psikolog. bir twitter hesabı var derslerde okutulur cinsten. gerçi türkiyede okutsan bunu anlamazlar.
  • zırva, osho çakması, tutarsız ve öyle gazel okuyan birisi. mıyk mıyk laflar edeyim, günün sözü derecesinde kişilik. günlük burç yorumcularındana farkı yok. böyle tozpembe değil hiçbir şey özellikle de insan psikolojisi.
  • "hiçbir sevgili, anne babadan kalan borcu ödeyemez.
    sevgilinin bir davranışı, jesti ya da ihmaliyle tetiklenen karmaşık, yoğun, baş edilmesi zor duygulara kapılıyorsan; hatta bir anda çocukken olduğun kadar savunmasız, yetersiz, çaresiz, kaygılı, kırgın, öfkeli hissediyorsan, böyle bir durumda etkiye orantısız tepki veriyor ya da küsüyorsan; o anda büyük ihtimalle yetişkin rolünden çıkıp çocuk rolüne geriliyor ve çocukken anne babanın senin için yapmasını istediğin şeyleri sevgilinden bekliyorsun. ya da onların vaktiyle yapmadıkları için sevgilini suçluyor, ona öfkeleniyorsun. üstelik ondan iç dünyanda ne olup bittiğini sen söylemeden (ve bunu sen bile bilemezken) anlamasını, senin yerine sorumluluk ve insiyatif alarak senin duygu durumunu regüle etmesini bekliyorsun.

    sevgili ya da eş ancak eşlik edebilir, belki yardımcı olabilir ama senin yaşam sorumluluğu üstlenemez."

    çok güzel analiz, betimleme. yaygın bir davranışı harika çözümlemiş.
  • yeni dönem ilişki gurularından biridir.

    “otuzuma geldim, hâlâ kendimi bulamadım!” diye hayıflananlar; ergenlik fizyolojik olarak 25, sosyo kültürel olarak 30 yaşına kadar devam ediyor. insan prematüre doğan, dolayısıyla geç olgunlaşan bir canlı. ve yirmili yaşlar, en verimli çağ değil en belalı çağdır. ruh hastalıkları, kişilik bozuklukları yirmili yaşlarda kendini gösterir, depresyon, öz yıkım ve öz kıyım davranışları sık görülür. aklın karışık, duyguların kırılgan, dış etkilere açık olunan kritik bir dönemdir. kariyer, ilişkiler ve finansal durum ile ilgili güvensizlik, kaygı, şüphe ve hayal kırıklığı ile tanımlı çeyrek yaş krizini de düşünürsek birey aslında otuzlarının ortasında ancak kendine geliyor diyebiliriz."

    gibi yazıyı hesabında sabitlemiştir.

    yirmili yaşlar bir şeyler inşa ettiğimiz yaşlardır. öyle bunalıma veya boşlamaya gelecek yaşlar olmadığını düşünüyorum. ayrıca erkek ve kadın eşit şartlarda ve benzer beklentilerde ilişki perspektifi çizmeye çalışıyor. tespitlerinde kadın ve erkek olarak ilişkiden beklentileri farklı olduğunun farkında olup özenle es geçiyor.

    ablacım soruyorum; gençsin diye hovardalık yapıp, çılgınca şeyler deneyip ve kırılgan yapısını güçlendirmeden otuzuna varınca olgunlaşacağını beklemek biraz safdillik değil mi? sözlükte buna benzer aforizma kasan kadınlarla dolu zaten, senin ne farkın var onlardan? sosyal medya biona yazdığın şunlar -klinik psikolog, yazar, psikodramatist, sinefil / yetişkin birey ve çift terapisi (nişantaşı/ist) / sinematerapi atölyesi / boun, ıftı, ıpı, aetd- umarım zengin çiftleri etkilemek için değildir.

    yeni modamız yaşları old'lar new'ler diye havada uçuşturup olgunluğu ötelemek hangi mantığa sığar. bir on yıl sonra yirmili-otuzlu yaşlar ergenlik deyip kırklı yaşlar olgunluk yaşı deyip komple verimli yılları çöpe atmanızı sağlayacak projeyle geleceklerine eminim. bunları dinleyenlere yeni kayıp yıllarına hazırlanmalarını tavsiye ediyorum.

    çocuklarınıza sorumlulukları ve karakterlerini geliştirecek şekilde planlayıp geçen yılların pişmanlığı ile karşılaştırmayın. 'ergenlik' yaşını bu kadar yükseltmeyin. bu kötülüğü yapmayın. başarılı insanlar ergenlikten itibaren bir şeyleri yaparak başarılı oluyorlar. okuyarak ve deneyimleyerek yeni yetenekler kazanıyorlar. ilişkiler bazında ise ülkemiz olumlu durumlar artmasına rağmen hala dezavantajlı durumdadır. ilişki yaşamayı yirmilerine gelmeden öğrenmeleri gerekirken belli çevrelerde yaşayanlar yirmili yaşların ortasına kadar sarkıtmasına sebep oluyor. öyle olunca geçiş sürecinde maval okuyan bunun gibiler çok artacaktır. kaybedecek vakit yok iken bu tavsiyelere uymak kayıpları artıracaktır. aklı selim kişiler olarak bunları elemek boynumuzun borcudur.

    bu guruları takip eden kız 'kuru'ları bir şeyler oldurmaya çalışıyor. bu tiplemelerin biyolojik olarak çocuk çoluk işi zaten çıkmaza girmiştir. evrim denen mekanizma bunları elemek için uğraşıyorken erkekler olarak bu tiplerden çocuk yapan varsa geçmiş olsun. hem çocuğa hem emeğinize yazık arkadaşlar.

    hiçbir şey için erken değildir. geç kalmak her zaman zarardır. erken kalkan yol alır. geç kalmaya teşvik edenlere para kazandıran olmayın.
  • (bkz: #160651440)
hesabın var mı? giriş yap