13117 entry daha
  • illegal immigrants - kaçak göçmenlerin sayısı, 47 eyaletin her birinin ayrı ayrı nüfusundan fazla: 20,000,000

    https://x.com/…946286?s=46&t=g6zygzw6prlwcsmcq9nmaw
  • --- spoiler ---

    kaçak göçmenlerin sayısı, 47 eyaletin toplam nüfusunu aşmış: 20,000,000
    --- spoiler ---

    en kalabalik 3 eyalet ca, tx, fl toplam 90-100 milyon.

    geri kalan 47 eyalet nasil 20 milyonu asamiyor?
  • 20 değil 200 milyon gelsin yine yer var heryer bomboş koca kıtada.
  • suradan
    amerikanin avrupa kitasi kadar, hemen hemen, olan ic kismin nufusu oldukca dusuk. ana faktor iklim.
  • ilk körfez savaşı konusunda yeterince eleştirilmeyen devlet.

    bugünlerde biden'ın haziran 2023'te ukrayna'yı sonuna kadar* destekleyeceğiz dedikten sonra aralık 2023'te destekleyebileceğimiz kadar destekleyeceğiz* demesi tekrar gündeme geldi. tabii kapalı kapılar arkasında neler oldu bilmiyorum ama abd şahsına münhasır da olsa bir demokrasi ve demokrasiler verdikleri sözlerin arkasında otokratlar kadar duramıyorlar. bir de 6 ayda bazı şeyler değişmiştir, olayları tekrar değerlendirmişlerdir. bu yüzden de bu olaydan abd'yi değil, ukrayna'yı sorumlu tutarım. abd'nin meclisinde sürekli pazarlıkların döndüğünün bilincinde hareket etmeleri lazımdı.

    abd sık sık tonkin körfezi olayı ile de eleştiriliyor. bilmeyenler için, bu olay abd'nin vietnama asker göndermek için bahane olarak kullandığı hayali bir olay. yani evet, dürüst değil ama adamlar en azından bir false flag'le uğraşmaya tenezzül etmişler*.

    bence abd'nin birinci körfez savaşına giden yoldaki politikası bu ikisini de geride bırakacak kadar aşağılık.

    sözlük yazarlarının çoğu saddam'ın son halini bildikleri için saddam'ı hep abd'ye düşman zannedebilirler. benim de yaşım iran ırak savaşına yetmiyor. ama abd, ırak'a bu savaş sırasında milyarlarca dolarlık silah satmıştı, donald rumsfeld'le saddam'ın çarşaf çarşaf fotoğrafları var. abd ile ırak o dönem sıkı kankalar.

    sonra savaş bitiyor ve savaş sırasında ekonomisi ağır yara almıış ırak kuveyt'e bileniyor. kuveyt'ten toprak talebi ciddiye alınmıyor fakat ciddiye alınan iki mevzu var: kuveyt'in opec'e rağmen fazla üretim yaparak petrol fiyatlarını düşürmesi ve kuveyt'in ırak sınırındaki kuyuları haksız şekilde işletmesi.

    bu olaylar gelişirken, 24 temmuz 1990'da abd dışişleri bakanlığı yardımcısı "kuveyt ile özel bir savunma anlaşmamız yok" diyor. 25 temmuz'daysa abd'nin ırak büyükelçisi "arapların kendi aralarındaki ilişkilere karışmak istemiyoruz" diyor. mesela abd'nin ırak'a karşı olan tavrını rusya'ya karşı olan tavrıyla karşılaştırın... 30 temmuz'da kuveyt petrol kuyularını haksız işletmiş olabileceklerini kabul ederek, sınırdaki kuyuları daha düşük kapasitede işletmeyi kabul edip ırak'a 500 milyon dolar ödemeyi öneriyor. bugünün parası ile 1.2 milyar dolar. 10 milyar dolar talep eden saddam, abd'nin olaya bulaşmayacağına güvenerek kuveyt'i bombalıyor ve işgal başlıyor.

    peki saddam salak mı da abd'nin olaya bulaşmayacağını düşünüyor? hayır, abd'nin her türlü yetkilisi olaya bulaşmak istemediklerini söylüyor. açıkçası saddam salak olsaydı ırak'ın başında o kadar uzun süre kalamazdı. bugün de bir grup, rusya'nın saçma sapan şeyler yaptığını iddia edip "rusya neden böyle bir şey yapsın ki, rusya'nın ne çıkarı var" sorusu geldiğinde "çünkü putin salak tamam mı" cevabını sık sık veriyorlar. hayır, putin salak değil, saddam da salak değildi. belki salak diktatörler de vardır* ama onlar biraz daha istisnadır.

    konuya dönersek, abd savaşı engellemek gibi bir çaba içinde olsaydı ırak'ın borçlarının yapılandırılmasına yardımcı olabilirdi. sonuç olarak ırak, iran'la abd'nin proxy'si olarak savaşıyordu, ırak'ın borç batağına saplanması da bu şekilde oldu. ama mesele savaşı engellemek değildi...

    sonra abd, bugün çalışmaması için çok uğraştığı birleşmiş milletler güvenlik konseyi'nden önce işgali kınayan sonra da ırak'ın geri çekilmesini emreden kararlar geçirtiyor. bu dönem henüz tek kutuplu dönemin yeni başladığı dönem. abd açıktan uluslararası hukuk'a karşı çıkmak istemiyor. o sırada rules based order yok, international law var. rules based order 1999 yılında nato'nun yasal değil ama meşru* diyerek yugoslavya'yı bombalamasıyla başlıyor.

    neyse, 1990 yılında birleşmiş milletlerde kim sınırdaki petrol kıyılarını fazla işletti diye komşusunu işgal eden bir ülkenin arkasında durur ki? yani uluslararası hukuk belli... ama abd ve çin, hatta belki fransa'yla birlikte, abd'nin bu savaşı gelecek 35 yılı bu şekilde biçimlendirmek için kullanacağı bilselerdi, veya bugün abd'nin güvenlik konseyi'nde yaptıklarını görselerdi geri çekilmeyi emreden ve koalisyonun hukuki altyapısını oluşturan kararı veto edip saddam çekilmeyi reddederse ne olacağı muğlak bir kararı desteklerlerdi.

    muhtemelen saddam'ın yaptığı tek salaklık burada, zira olayın buraya geleceği belliydi, çekilebilirdi. abd'nin buradaki stratejisi muhtemelen saddam'ın kişiliği üzerine kuruluydu. belki genel olarak bir diktatörün zayıflık göstermek istemeyeceğini de varsaymış olabilir. saçma bir varsayım sayılmaz. ya da saddam geri çekilmeye meyil göstermiş olsaydı, abd bu geri çekilmeyi olabildiğince utandırıcı bir hale getirmeye çalışabilirdi. bunlar benim uydurmalarım tabii, ama buradaki tezim belli: abd bu savaşa girmeyi daha saddam kuveyt'i tehdit etmeden önce kafasına koymuştu.

    tartışmalarda kuveyt'in de abd'nin planları dahilinde hareket ettiği söyleniyor. mesela saddam ikinci körfez savaşı'ndan sonraki sorgusunda, savaş öncesi müzakerelerde kuveyt dışişleri bakanının "ıraklı kadınları 10 dolarlık fahişe yapacağız" dediğini iddia etmiş. bunu bilemem. ama kuveyt'in bu işe girmesi cidden gerizekalılık olurdu. saddam'ın elinde geniş bir kimyasal silah envanteri vardı ve bunları kuveyt'te kullanabilirdi. bence suudi arabistan dahil hiç kimsenin böyle saçma bir risk almak isteyeceğini sanmıyorum. bu savaşın çıkmaması bütün arap ülkelerinin işine gelirdi. saddam bu kimyasal silahları kürtlere karşı kullandı, halepçe'de kadın çocuk demeden 5000 kişiyi öldürdü. kaç kişi bu saldırıdan dolayı sonradan kanser gibi illetlerden çekti söylemek zor. muhtemelen abd bu riskin farkındaydı ama umursamadı.

    savaşı uzun uzun anlatmaya gerek yok. benden daha iyi bilenler zaten başlığında yazmışlar. benim derdim de zaten savaşı değil, abd'nin politikasını anlatmaktı. esasen bu savaşın abd politikasının temel bir parçası olduğunu iddia edenler de var. yanlış hatırlamıyorsam ray macgovern'ın iddiasına göre abd'li politikacılar oldukça para harcadıkları orduyu politik amaçlarla kullanmak istiyorlar. olayları tırmandırırken orduya danışmıyorlar. ray macgovern'ı genel olarak severim ama pek güvenmem. o yüzden bu kısmı çok ciddiye almayın.

    tabii üç kuruş para için komşusunu işgal eden saddam asıl suçlu olsa da saddam'ın inandırıldığı gerçeklik abd'nin yarattığı gerçeklikten farklıydı. abd ise gayet mükemmel bilgi ile hareket ediyordu. ne kürtlerin ne de kuveytlilerin başına gelebilecekleri umursamadı.

    bu anlattıklarım tarih öncesinden falan değil, 35 sene önce olmuş bitmiş olaylar. rusya ukrayna savaşı'na kadar da insanlar uluslararası ilişkileri bunların bilincinde yorumluyordu. yani abd'nin "güvenilir ve dürüst bir partner" olduğu, verdiği sözlere imza attığı anlaşmalara sadık kaldığı miti gayet yeni yazıldı. yine de şaka gibi inananları çok.
  • bugün oklahoma ve nebraska'da tornado yani kasırga olmuş. 4 kişi ölmüş. yaralananlar var. çok geçmiş olsun. inşallah çok hasar olmamıştır.

    https://youtube.com/…-wezxjfnpa?si=7yvhl475vwk5z1js
  • filistin protestolarına takındığı tavır ile özgürlükler ülkesi imajını sarsmıştır, devirleri bitmiş. abd’yi abd yapan değerleri çiğnemişler. çin halk cumhuriyeti’nin gerisine düşecekler.
  • madem iş gücü lazım diye sınırdan geçenlere göz yumuyorlar, açsalar ya madem green card kotasını biraz.

    green card kazananların hepsi doktor mühendis değil ya. hatta çoğunluk hizmet sektöründe çalışacak insanlar oluyor.

    ülkeye göre kota uygulayabildiğin, kim olduğu belli, sabıka kaydı olan, doktor raporu almış birikimiyle gelen insanlara eziyetler edip; insan lazım diye sınırdan geçenlere göz yumuyorlar. saçmalığa gel.

    yasal olarak gelmeyen öyle tipler var ki, işsiz kaldığında her türlü pis işi yapacaklarını garanti ederim. bunlar gelsin, ama green card başvurusunda ufak bir yanlış yaptı diye insanların önce parasını alıp sonra eleyin.

    kendi fotoğrafını kızının, kızının fotoğrafını da kendi yerine yüklemiş diye doktor parası, vize her şeyi ödetip sonra eledilerdi. böyle çok var sadece bu değil.

    ha bir de konsolosluk binası içinde vize parasını falan aldıktan sonra kota doldu olayı varki evlere şenlik.
  • retorik soru olmak bakımından tanım: green card kotasını yükseltirlerse ücretleri nasıl düşürecekler?

    halihazırda bilimsel ve teknolojik gelişmenin öncüsü, özel yaşam serbestiyetinin maksimum olduğu ve yaratıcı, üretici olabilene sağladığı refah dünyanın en iyilerinden olan ülkedir de, şimdi işçi ücretlerini düşürmeye uğraşıyor anlaşılan. yoksa çin'le rekabet edemez hale gelecek. (aksi durumun, yani çin'de ücretlerin abd düzeyine çıkması durumunun ihtimali yok gibi. bunun en büyük sebebi yol açacağı tüketimin dünyanın sonunu getirecek olması.)
  • bu ülkeye ait vize randevularınızda tarih sorunu yaşıyorsanız bize ulaşabileceğiniz ülke.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap