1960'lı yıllarda istanbul'da genç olmak
-
babamdır. ama anlattıklarına göre çalışarak emek harcayarak hayatta kalanlar için bugünden çok da hallice değildir. ahh şu aklımla lisede olsam kafasının bir değişik şeklidir.
-
(bkz: yıl 1960 işte)
-
menekşe plajından denize girebilmektir.
-
isterdim bunu.. nüfus taş çatlasa iki milyon, boğaziçi yeşil, ıssız ve masalsı, türk filimleri dokunaklı, açıkhava sinemaları başrolde, meyhaneler başrolde, beyoğlu lezzetli, edebiyat üst düzey, müzikler hakeza, erenköy'de sayısız köşk var, hemen her sahilden denize giriliyor, insanlar naif, yiyecekler hormonsuz, arnavutköy çileği benzersiz..
dürüst, iyi kalpli ve teklifsiz bir hayat yaşanıyor.. -
benden 15 yaş büyük abimin yaşadığı şeydir. yokluklara rağmen yüzü kararlılıkla batıya dönük ve batı tarafından da benimsenmiş bir şehirde yaşamaktır. trafik sıkışıklığı, sokaklarda taciz, park yeri problemi yoktur. dışarı çıkarken şık giyinilir, zira kadıköy vapurunda herkes paris'li gibidir. kimse kimseye gözünü dikip bakmaz, zerafetle gazetesini-kitabını okur.
"those were the days" (çalar radyolarda)...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap