• ebeveynlerin itirazlarinin dikkate alinmamasi gerektigi evlilik turudur. fikirleri sorulmali, tartisilmali ama ikna olmamalari durumunda saglam bir tavir alinarak kararlilik gosterisi yapilmalidir. yumusarlar. sonra hoslarina bile gider. nihayetinde cocuklarindan vazgecemezler.
  • tarafların aleviliği ve sünniği sadece etiket düzeyinde olduğu sürece sorun çıkmayacak evlilik türü.
  • (bkz: normal)
  • anadolu'nun bagrindan kopup istanbul'a gelirsin. birine gonul verir, hayat arkadasi secersin. bir omur boyunca paylasilmayacak aniyi bir universite bitirene kadar onunla paylasirsin. dogru insan oldugundan emin olursun, temelini kendi ellerinle insa ettigin binanin acilisini yapmak icin ailesiyle tanisirsin. iste o an allah belasini versin bu ayrimi yapanlarin dedigin andir. ekonomisiymis, kurt sorunuymus, trafikmis, gecim derdiymis hepsi hikaye. bu ulke insani bu sorunu eger 2009 turkiyesi'nde hala cozememisse, evlenmek istediginiz kizin babasi karakterinizi zerre bilmezken sirf etnik kokeninizden dolayi size pislik muamelesi yapiyorsa iste budur hayata kusme nedeni. duzene lanet etmek fayda etmez, gozu yasli kala kalirsiniz..

    elin amerikalisinda komsuluk iliskisi yok, sevgi yok, aile bagi yok diyoruz ama bir amerikali kizini bir muslumana verirken turkiye'de bir sunni kizini aleviye verirkenki kadar dusunmuyor, kan kusturmuyor, gunah almiyor.

    sonuna kadar gidin, direnin, vazgecmeyin, pes etmeyin diyesim geliyor ama yok arkadas. kafalardaki lanet olasi onyargilari silemedikten sonra istersen peygamber cocugu ol fayda etmiyor. her kim ki oglunun kizinin mutluluguna bir "lanet" yuzunden goz gore gore engel oluyor, en kotu bedduayi onlara ediyorum icimden..

    (bkz: mutlu ask yoktur)
  • gayet iyi giden, bir adet 27 aylık nutropu gibi yaramaza sahip olan, ikinciye ufaktan niyet etmiş ama bir yandan gözü korkan*, diğer yandan iki olsun, bizim olsun mantığını güden evliliktir.****.***

    bir başka örnek vermek gerekirse, ilk başlarda büyük problemlere gebe olan, aleviye kız vermeyen baba modunda, ama zamanla insanca davranmanın ve özverili olmanın etkisiyle, işlerini damada devredebilecek duruma gelmiş kayınpdere ve nortopu gibi 7 aylık bir velede sahip evliliktir.*

    ha sorunlar olmuyor mu? olmadı değil. ama biraz anlayış, biraz özveri, biraz da bunu kaldırabilecek ailelere sahip olmakla çözülmeyecek şey yoktur.
  • tamamen tarafların ailelerinin olgunluk seviyesi ve eğer alevi olan taraf erkek ise ve evlenme yasi standartların uzerine gelmis ise bunun getirdigi esneklik ile sorunsuz gerceklestirilebilen eylemdir. dolu dolu yasanmis 21 ayin ardindan hic sorun yasanmamistir dersem yalan olur ancak gunun sonunda (bkz: aslolan asktir)
  • evlillik aşamasına getirmek bile büyük bir problemken evlenip çoğu sorunu aşmış bu insanlar,karşılıklı olgunluğu ve saygıyı birbirlerinden esirgemedikçe ayakta duracak evlilik olacaktır.
  • bildiğin evliliktir. etrafta bi dolu kendi halinde alevi sünni evliliği, yine bi dolu problemli alevi sünni evliliği, yine bi dolu problemli alevi alevi evliliği, yine bi dolu kendi halinde alevi alevi evliliği, yine bi dolu problemli sünni sünni evliliği, yine bi dolu kendi halinde sünni sünni evliliği mevcuttur. kaynak kıçım değildir; bir bölümü akrabam olmak üzere hepsi yakın tanıdığımdır. evlilik garip bir şey zaten. bir müddet sonra kesin iki taraftan birinin ailesi kuyuya taş atıyor, diğer taraf onu çıkarmaya çalışıyor.
  • bölümümüzde görüntüsü ve davranışlarıyla bizden büyükmüş gibi duran bir kız arkadaşımız vardı. aklımda ona dair imgede değişmeyen iki öge, hep giydiği yüksek belli kot pantolonu ve eski moda altın küpeleri. annesi babası ilkokul öğretmeniydi ve öğretmen çocuğu olmakla gurur duyardı. dördüncü sınıfta bir çocukla birlikte görür olduk, derse girerken, sarıldığı sevgilisinden adeta koparak ayrılır, biter bitmez hemen ona koşardı. nihayet o kadar mutlu görünüyordu ki. bu arada duyduk ki kız alevî, oğlan sünnî olduğu için kızın başka bir şehirde yaşayan ailesi okula gelmiş ve hocalardan çocuklarını o gençten ayrılması için iknâ etmelerini istemişler. hocalarımız da buna hakları olmadığını söylemiş. neyse, mezun olduktan sonra evlenebilmişler diye duyduk, sevindik. üç sene sonra bir sabah, ekmek alırken gazetelerin ilk sayfasında (üçüncü sayfa değil, manşette) gördüm fotografını; kocası önce kendisini, sonra annesi ve erkek kardeşini bıçaklamış ve küçük çocuklarını alıp ailesine emanet etmiş, bir kaç gün sonra da teslim olmuştu. ifadesinde karısının ailesinin bu işe hiç razı olmadığını ve kızlarını ondan ayırmak için sürekli uğraştıklarını, cinayet günü de yine bu yüzden çıkan tartışma sırasında cinnet getirip onlara, özellikle de çok sevdiği eşine kıydığını söylemiş. bu konuya rastladığımda aklıma gelen bir gerçek vaka bu, ille de alevî-sünnî birlikteliklerinin kaderidir demiyorum ama eğer bu mesele kabullenilemeyecek bir şey olarak görülüyorsa ucu buralara kadar dokunuyor ne yazık ki. inşallah bütün bu duvarların yıkıldığı bir dünya mümkün olur...
hesabın var mı? giriş yap