• istanbul bilgi üniversitesi ceza ve ceza muhakemesi hukuku anabilim dalına tazecik asistan olmuş genç hukukçudur. çalışmaktan asla yorulmayan, azimli ve disiplinli bir kişiliğe sahip olduğu için kanımca akademisyen olmaya karar vererek hem kendisi hem de müstakbel öğrencileri için en doğru olanı yapmıştır.
    açık fikirlidir. çok okur, kendini sürekli geliştirmeye çalışır. şimdiden (lisans diplomasını alalı 3 ay olmuş olmasına rağmen) birkaç makalesi vardır.
    kendisinin kısa bir süre içerisinde ceza hukuku alanında iyi bir isim yapacağına inanıyorum.
    öğrencilerine tavsiyem, kendisinden mümkün olduğunca faydalansınlar.

    (bkz: bilgi üniversitesi hukuk fakültesi asistanları)
  • gündeme dair güzel tespitte bulunmuş araştırma görevlisidir. gündemler değişir ama bir ceza hukukçusunun açıklaması kenarde bulunsun;

    "konumuz malum... bunun üzerine herkes bir şeyler söylüyor. ben sosyal veya felsefi boyutundan ziyada salt hukuki boyutuyla ilgili görüşlerimi aşağıda aktarmaya çalışacağım. diğer boyutları önemsiz olduğu için değil. aksine oldukça önemli olduğu için sınırlı bilgimle sulandırmayacağım. zaten konuyla ilgili yazılanları çizilenleri az çok hepimiz okuyoruz:
    15 yaş öncesi görünüşte rıza olsa dahi hukuk sistemi bu rızayı geçerli bir rıza olarak saymıyor. bu bakımdan cebir, tehdit veya iradeyi sakatlayan ya da zorlayan bir sebep olmasa da fiil cinsel istismar olarak nitelendiliyor. eğer 15 yaşından sonra rıza yoksa veya tehdit, cebir gibi iradeyi sakatlayan veya zorlayan sebepler varsa yine cinsel istismar suçu oluşuyor. buna karşın 15 yaşını dolduran çocuğun rızası varsa, artık bu rıza fiili hukuka uygun hale getirmemekle birlikte, cinsel istismar yerine reşit olmayanla cinsel ilişki denilen ve tck m. 104'te düzenlenen, takibi şikayete bağlı olan suçun oluşumuna sebebiyet veriyor.
    o halde;
    - 15 yaşını doldurmuş çocuğun rızası varsa, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşuyor. bu suç da ancak şikayet şartı sağlanırsa soruşturuluyor. dolayısıyla şikayet yoksa suçtan dolayı fail ceza almayacaktır. mantık gereği zaten öneri bu suçla ilgili değil (metinde de cinsel istismardan bahsediyor)
    - 15 yaşını doldurmuş çocuklara karşı tehdit, cebir gibi iradeyi sakatlayan veya zorlayan sebepler varsa bu durumda suç yine cinsel istismar olacaktır. ancak öneri metninde cebir ve tehdit olmaksızın denildiği için yine suçun bu görünümü de öneri kapsamında yer almıyor.
    - 15 yaşını doldurmamış çocuklar açısından ise cebir, tehdit gibi iradeyi sakatlayan veya zorlayan sebepler olmasa da cinsel istismar suçu oluşacaktır. dolayısıyla öneri işte tam bu şekilde ortaya çıkan cinsel istismar suçlarıyla ilgilidir. yani cebir, tehdit gibi iradeyi sakatlayan veya zorlayan sebepler olmadan, 15 yaşından küçük çocuklara karşı gerçekleştirilen fiillerle ilgilidir.
    peki sonuç ne olacaktır? örneğin 12 yaşındaki a'ya karşı cinsel istismar suçu, b adlı başka bir kişi tarafından işlenmiş. bu durumda a, 15 yaşını dolduruncaya kadar, b hakkında hüküm (kesin hüküm) açıklanmış ise, b'nin hapis cezası infaz edilirken evlendiklerinde cezanın infazı ertelenecektir. eğer b hakkında hüküm açıklanmamışsa, bu durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilecektir. elbette bu a ile b evlendikleri takdirde gerçekleşecektir (burada teknik kısma gireceğim sadece, bunun toplumumuzda ne kadar korkunç sonuçlara yol açacağını gerzek olmayan herkes bilebilecek durumdadır).
    ayrıca daha evvel ki cinsel istismar suçuna yardım eden veya azmettiren olarak iştirak edenler de bundan hiçbir şey yapmadan faydalanabileceklerdir. bu da düzenlemenin apayrı başka bir korkunç boyutudur.
    tabi cezacılar olarak genellikle buraya kadar olan kısımda dumura uğrayıp kendimizi kaybediyoruz. halbuki diyelim ki buraya kadar olan korkunç olayımız gerçekleşti ve a ile b evlendi. bu durumda aile hukukuna bakmak gerekiyor. zira evlilik, cinsel istismar failinin kusuru ile biterse hüküm açıklanacak veya cezanın infazına devam edilecektir.
    bunun ters anlamında evlilik failin kusuru olmaksızın sona ererse; hüküm açıklanmayacak veya cezanın kalanı infaz edilmeyecektir. yukarıdaki örneğe geri dönersek, b'nin hiçbir kusurlu davranışı olmadan evlilik biterse, b kalan cezasını çekmeyecektir. örneğin a, esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolabilir, ölebilir vb. daha vahimi var! yargıtay içtihadına göre evlilik gereği kişinin cinsel birliktelik kurma vazifesi var (bu ayrıca eleştiri konusudur) ve bu vazifesini yerine getirmemesi haklı boşanma sebebi. yani şöyle bir tablomuz var: cinsel istismar suçundan mağdur olan a, cinsel istismar fiilini gerçekleştiren b ile evlendiriliyor (evlendirilecektir yani toplum yapımızı düşünün!). ayrıca b istediğinde makul bir biçimde eş vazifesini yerine getirmediği, yani b ile sevişmediği için a haklı bir şekilde b'den boşanıp, daha evvel gerçekleştirdiği cinsel istismar suçunda da cezalandırılmayacaktır.
    kimsenin bu tabloyu birine yaşatmaya hakkı yoktur. adalet bakanı denilen şahsiyet utanmadan yalan yanlış bilgiler vererek kendi seçmenine oynuyor. getirilmek istenen bu hüküm, cinsel istismarın en kirli görünümlerine bir af niteliğindedir."
  • yeditepe üniversitesi'nde ceza muhakemesi hukuku dersi veren ancak bu dersi vermesi için 40 fırın ekmek yemesi gereken akademisyen(!). şimdilerde özyeğin üniversitesi'ne geçmiştir, orada kimlerin başını yaktığı merak konusu.

    sayesinde koca bir dönem ceza hukukundan uzak bir meslek hayatı sürecek, günün birinde dua mı edeceğiz yoksa beddua mı muallak…
hesabın var mı? giriş yap