• arka mahalle cocugu olmak, acısıyla tatlısıyla, dayağıyla kavgasıyla, aşkıyla platoniğiyle, 9 aylığıyla gol atan kalecisiyle, saklambacıyla yakartopuyla, istopuyla keserim ulan topunuzuyla, dansa davetiyle ip atlamasıyla, başaltısıyla kovalamacasıyla, özlemiyle hasretiyle, kızmabiraderiyle piştisiyle, ayrılığıyla kavuşmasıyla, umuduyla hayalkırıklığıyla, sevgisiyle nefretiyle, borsasıyla milyarderiyle, yeni doğana sevinç, ölene hüzün gözyaşları dökmesiyle, çocukluğu doya doya yaşamaktır..
    arka mahalle çocuğu olmak, kızgın güneşin altında saatlerce top oynamak, deli gibi terlemek, susamak, koşa koşa eve varmak, dolaptan çıkarılan soğuk su şişesini kana kana içmek, sonra koştura koştura maça devam etmektir..
    arka mahalle çocuğu olmak, kanayan diz kapaklarını ancak gece pijamasına bulaşan kan lekesini görünce fark etmektir..
    iki diz kapağı da kendini bildi bileli kabuk bağlamış olmaktır, kabukları soymaktan zevk almaktır..
    arka mahalle çocuğu olmak, sırf arkadaşları onu çağırdığında zaman kaybetmemek için bağcıklı ayakkabı yerine cırtcırtlı ayakkabı giymektir..
    arka mahalle çocuğu olmak, okuldan eve geldiğinde kapıyı açıp çantayı içeri fırlatıp sokağa koşmaktır..
    anneyi her akşam ''yemek hazıırr çabuk gel üçe kadar sayıyorumm bak'' diye bağırtmaktır..
    arka mahalle çocuğu olmak, hava kararmasına rağmen maça devam etmek, o günkü maçın her gün bir tekrarını oynayacağını bilse bile bu gerçeği görmezden gelip ''anne bu maçın telafisi yok'' demek, balkondan seni izleyen platonik aşkın için oynamaktır o maçı, attığın golden sonra ona doğru bir bakış atıp ''bu golü senin için attım'' mesajı vermektir..
    ibnelik yapmaktır arasıra, kız için adam satmaktır, bir bilye uğruna çirkeflik yapmak, kavga çıkarmaktır, küsmek, üç gün konuşmamak, dördüncü gün birdenbire konuşmaya başlayıp tekrar enseye şaplak göte parmak olmaktır..
    bir mahalle sakini ''topunuzu keserim ulan'' tehdidinde bulunduğunda küslükleri unutup birlik olmaktır..
    sevmediğin bir çocugun bile hakkını korumak, arka çıkmaktır..
    yan mahalledeki serserilerden korkmak, apartmanın önünden çok fazla açılmamaktır..
    istop oynarken kızların üzerindeki renkleri seçmektir, saklambaç oynarken ya yumanın dibine pusup çat diye ebeleyerek karizma yapmak, ya da üç mahalle ötedeki çimlere uzanıp saatlerce dönmeyerek diğerlerini deli etmektir..
    gece çimlere uzanıp yıldızları izlemek, kızlardan konuşmak, hayallerini paylaşmaktır kankalarınla..
    aylak olmaktır, boşbeleş olmaktır..
    öyle boşbeleş olmaktır ki,
    götünden sallamanın en güzel örneği oyunlar uydurmaktır her allahın günü..
    trend olan her yeni oyundan iki haftada sıkılmak, yeni maceralara yelken açmaktır.x, y yi seviyor diye dedikodular çıkartmaktır..eğer x siz iseniz gerçek de olsa iddiaları sert bir dille yalanlamak ''çirkin, dişlek lan o nesini sevecem..'' demektir..yalan söylemektir..
    arka mahalle çocuğu olmak vefalı olmaktır..
    arkadaşın sünnet olduğunda onu yalnız bırakmamaktır..o maç yapabilecek duruma gelene kadar onunla tüm gün evde oturup borsa, milyarder, kozmaça oynamaktır..
    arka mahalle çocuğu olmak tehlikeli işlere bulaşmaktır..
    bir yerlerden kelebek bulup milleti korkutmak, ninja yıldızını kızlara fırlatmak, nunchaku ile arkadaşın kafasını yarmaktır..
    dersaneye diye evden çıkıp atariye gitmektir.jeton yerine bin lira atıp oynarke yakalanmak temiz bir tokat yemektir..
    arka mahalle çocuğu olmak inşaat temeli üzerinde süpermencilik oynayıp zıplarken demire takılıp boşluğa düşmek kafayı yarmaktır..
    arka mahalle çocuğu olmak siyah poşetli dergi çalmaktır büfelerden, fransaya satmak ümidiyle boklu derelerde kurbağa toplayıp çuvallara doldurmaktır..
    platonik aşkınıza denk gelmiş numarası yapabilmek için okuldan dönüşünüzde yan apartmanın arkasında gerekirse saatlerce beklemek, o balkona çıktığında eve doğru ilerlerken sanki onca saat bekleyen denyo siz değilmişsiniz gibi trip yapıp sallamadan apartmana girmektir.
    arka mahalle çocuğu olmak akşam üstü yemekten hemen sonra tiril tiril giyinmek, saçları o an müsait olan herhangi bir ineğe yalatmak, axe deodorantı boca edip sokağa fırlamaktır.
    arka mahalle çocuğu olmak kankanla aynı kıza aşık olmaktır, nerde hercai şarkısını duysan ağlamaktır, kankanın gözünü morartmaktır, özür dilemektir sonra, omzunda ağlamaktır..
    üzerinde love yazan kalem, toka, defter kabı hediye ederek açılmaktır kıza..
    eller platonik aşkın belinde dans etmektir arka mahalle çocuğu olmak..
    aradan rahat kolkola bir çiftin geçebileceği mesafede dans etmektir..heyecandan tir tir titremektir..
    arka mahalle çocuğu olmak, hoşlandığın ve onun da senden hoşlandığını sandığın kızın siz dans ederken kasetçalara dönüp ''bit'' demesidir.sonra da ''pire, pire'' diyerek espri sıçmasıdır..
    arka mahalle çocuğu olmak ''ulan bu kadar insan içinde gururumla oynadı ona mı yanayım, yoksa bu embesile aşık olduğuma mı?'' diye tereddüt etmektir..
    ame ne olursa olsun,
    arka mahalle çocuğu olmak dünyanın en şanslı çocuğu olmaktır..
  • - sabah 8 de çıkıp gece girmektir eve, kapkara olmaktır, beyaz tenli olmamaktır.
    - önce ablanın, sonra annenin, en sonunda abinin ".... eveeee!" diye ürkütücü sesini duyana kadar dışarda oynamaktır.
    - "camide top oynanmaz" yazısını astırmaktır.
    - okuldan eve gelip, çantayı atar atmaz heyecanlı bir şekilde sokağa koşmaktır.. o an apartmanın merdivenlerini 3'er 3'er inmektir.
    - serkan , özkan, hakan, okan, erhan... diye arkadaşlarının isimlerinin kafiyeli olmasıdır.
    - diz kapaklarının her daim yara olmasıdır. kan lekesini görene dek farketmemektir. kabuk soymayı sevmektir.
    - saklambaç, uzun eşşek , misket, 9 taş, 9 aylık, kemer, simit, x' erli yakalamaç, alman kale oynamaktır.
    - hayatında hiç okul servisine binmemektir.
    - arsalarda dağcılık, komandoculuk oynamaktır kıçımıza bacağımıza dikenler bata bata. kıçımız yırtılsada..
    - kızlara pandik atmayı sapıklıktan değil piçliğine yapmaktır. marifet sanmaktır. sora bütün kankalara anlatmaktır.
    - parolalı ıslık çalmaktır, çocukları böyle toplamaktır.
    - ağaca dalmaktır.. kapıcıya yakalınıp sopa yemektir.
    - ağaçlara dalmayı bırakıp uzun sopanın ucuna çivi monte edip manavı soymaktır.
    - tren raylarının üstüne para koymaktır tren geçince paranın ezilmiş halini saatlerce aramaktır.
    - zerzavatçının, tüpçü arabalarının kasasına takılmaktır.
    - mahalle maçları yapmaktır her biri dünya kupası havasında..
    - kola kutusuyla bile maç yapabilmektir mahalle çocuğu olmak. kola kutusuna kafa atabilmektir. gol atabilmektir. kafan patlasada..
    - sahilde denize girmektir. anne duyunca dayak yemektir.
    - kızgın güneş altında saatlerce top oynamaktır bıkmadan..
    - boyuna top patlatmaktır yeni bir top almaktır defalarca.
    - sokağa çıkma yasağında minübüs caddesinde maç yapmaktır.
    - oruçluda olsa bütün gün maç yapmaktır.. kana kana susamaktır maç bittiğinde pişman olmaktır.
    - caminin minaresine çıkmaktır gizli, ezan okumaktır.. küfüretmektir! sora imama yakalanmaktır
    - camiye teravih namazına gidip namazı gülerek kahkahalarla kılmaktır. "bu sefer gülmeyelim olum" dense de gene gülmektir.
    - mahallenin kızına aşık olmaktır platonik.. yıllar sora "şimdi görüorum çok çirkin olmuş" demektir.
    - mahallenin serseri ama delikanlı abilerine özenmektir.
    - mahallenin abileri sayesinde kavga etmeyi öğrenmektir her gün kavga ettirilerek.
    - çimenlik olan arsalarda bütün gün maç yapmaktır.
    - trene kaçak binmektir sora zorunlu kartal' da inmektir bekçi yüzünden. eve yürüyerek dönmektir.
    - mahallede feyyaz olmaktır, gullit olmaktır, baggio.. donatello olmaktır, dhalsım olmaktır..
    - boru oynamaktır; mermilerin ucuna iğne koyup kuşları vurmaktır.
    - her gördüğümüz köpeğe yanımızdakine doğru "utusstus" demektir. sokak köpekleriyle arkadaş olmaktır mahalle çocuğu olmak.
    - hiç ders çalışmamaktır! zayıf alınca bile umursamamak, cumartesileri gene okulun bahçesinde maç yapmaya devam etmektir. zeki olup bir şekilde yırtmaktır.
    - bayramda bina bina dolaşıp el öpmektir. şekerleri yere paraları cebe atmaktır
    - yılbaşlarında torpil, kızkaçıran patlatmaktır.. birbirine fırlatıp sora 1.kattan aşşağı uçmaktır. omuzunu çıkartmaktır
    - inşaatlara girip demir toplayıp eskiciye satıp furuko gazoz içmektir mahalle çocuğu olmak!
    - topitop çubuğuyla arabaların lastiklerini indirmektir.
    - mahallenin ortasında patates köz yapmaktır. sonra kel gelio diye kaçıp ağaca çıkmaktır.
    - okulun bahçesinde maç yapıp camları indirip kaçma-maktır!
    - kızların kafasına ağaçtan koparıp yenilen ayvaları atıp sora onlara doğru pişkin pişkin sırıtmaktır.
    - mahalladeki camii' nin kur' an kursuna gitmektir.. tam kur- an' ı sökecekken kaçıp, bahçesinde maç yapmaktır.
    - top sektirmece gibi gereksiz bir oyunu oynamaktır saatlerce..
    - yerden para bulup lunaparka koşmaktır.
    - bakkalın önünde toplanmaktır, oturmaktır. çekirdek çıtlatmaktır saatlerce, ertesi gün kim attı kabukları sorulursa 'kim? biz yemedik' demektir..
    - bank çalıp kaldırıma monte etmektir, üstüne halı fleks çekip kedilere akşam yatak yapmaktır.
    - oyuncu kartlarıyla oynamaktır. kökmek kökülmektir.. ne olursa olsun sıkılınca yumul yapmaktır.
    - duvar diplerine umarsızca işemektir.
    - mahalledeki yeni apartmanların asansörlerine binmektir. bunu bir bok sanmaktır.
    - sünnet olduktan sonra pipinizi asansörde arkadaşınıza göstermektir.
    - kar yağdığında heyecan yapmaktır, tutması için dua etmektir. kartopu savaşında suratının ortasına yemektir!
    - yokuştan aşağı araba lastiği bırakıp kaldırımdan sekip 3. kattaki evin camından içeri sokmaktır.
    - tusubasayı izleyip maçlarda akula vuruşunu denemektir.
    - kışın üşümemek için mahallenin ortasında kocaman ateş yakmaktır.
    - mahalle mahalle gezen dönen salıncakçı geldiğinde anneden para dilenmektir.
    - başka mahalle çocuklarından dayak yesek bile güvendiğimiz mahallenin piskopat abilerine sölememektir. çocukken bile delikanlı olmaktır
    - dışarda annenin yaptığı sandviçi maç yaparken bile yiyebilme özelliğine sahip olmaktır.
    - karambolde birini seçip kaldırıp çop tenekesine atmaktır.

    25 yaşına geldiğinde ise bu yaptıklarını özlemektir; mahalleden geçerken, her bir köşesinde ayrı bir anının olduğunu bilerek, hissederek yoluna devam etmektir. mahallede saçma sapan şeyler yapan çok nadir görülen çocuklara "bunlarda çocuk mu ulan" demektir. bilgisayar başından kalkmayan şimdiki çocuklara acımaktır, üzülmektir..
  • -bütün mahalle saklambaç oynamaktır,harbiden bunu yapmıştık biz.
    -susadığında ''hanife teyze suuu'',''aysel teyzeeee suu salar mısın aşağıyaaa'' diye bağırmaktır. bütün çocuklar sıraya dizilir. o sepet en az 10 kere iner çıkar. herkes içmiştir artık suyunu.
    -okuldan eve geldiğinizde kapıda birsürü teyze terliği görmektir. içeride kısırlar,börekler olduğuna delalet eder.
    -şarkılı yerden yüksek oynamaktır ve yalandan şarkı uydurmaktır. ''saçmalama var tabii ki böyle bir şarkı sinan özen mi ne o söylüyor banane ya var iştee''
    -ekmek almaya gittiğinizde muhakkak sulugöz,altın çikolata ve ya yumiyum almaktır.
    -anne sizi tatlı,sevimli bir kız çocuğu haline getirmeye çalışır,ama siz pantolon tişörtle mutlusunuzdur. mahalle çocuğusunuzdur siz,öyle etekle,pembe tokalarla falan olmaz işiniz.
    -yaz akşamları herkesin sokakta,kapının önünde oturmasıdır. çekirdekler burada resmen sömürülmektedir. konuşulmadık konu kalmaz.
    -ve mutlaka bir neriman teyzeniz vardır. her mahallede olur bır tane onlardan. kedisi de olur.
  • hayata 10 -0 geriden başlamaktır arka mahalle çocuğu olmak.

    çünkü,

    fabrikalarda, sigortalı işlerde çalışanlara imrenerek ve iç geçirerek bakan keser sallamaktan elleri nasır tutmuş inşaat işçilerinin mekanıdır arka mahalle.

    yaz tatillerinde, hafta sonu, okul sonrası bulduğu her boşlukta çalışmak ve eve para getirmek zorunda olan , ellerindeki çıkaramadıkları kir pas ve yağla okulla giden kavruk çocuklrın mekanıdır arka mahalle.

    bir tas yemekten 6 kişinin doyduğu, doymak zorunda olduğu, tek gözlü gecekondu tarlasıdır arka mahalle.

    500 liralık alacak verecek meseleleri için adam vurulan yerdir bazen.

    pazarda su satmak için merkeze her inişte bisikletli çocuklara bakıp bisiklet hayali kuran, aynı ayakkabıyı bir buçuk yıl boyunca okula giderken, top oynarken, yürürken, koşarken, yağmurda çamurda giyen fakir çocukların hayal kırıklıklarıdır arka mahalle.

    kenar mahalle ile arka mahalle arasında new york ile sina çölü arasındaki kadar fark vardır.
    zira kenar mahalle merkezin kıyısı ve bitişiğidir.
    oysa arka mahalle tepenin arkasındaki kuytu, izbe , en dipteki ve en alttakilerin hayata tutundukları yolları çamurlu fukara yatağıdır.

    bir arka mahalle çocuğu ; maddi durumu, tahsili, mevkisi ne olursa olsun içinde hayata karşı bir kırzgınlığa benzer bir “şey “ taşır daima. “şey” işte , tanımlanamaz, islam çupi’nin dedği gibi “adı konamaz”.
hesabın var mı? giriş yap