• matrix filmindeki küçük budistin neo'ya söylediği aslında kaşık yok sözüne gönderme.
  • alışageldik söylencelerin ve düşünce kalıplarının ötesine çıkan söylem. ama bu sözü her din kendisine göre yorumlarsa asıl anlamını yitirebilir. çünkü 'yaratılmış' olan, hiçbirşeyi 'doğrudan' algılayamaz, hep bir dolayımlama yapmak zorundadır. düşüncenin hammaddesi yine bir düşüncedir. ve bunu çok az kişi 'görebilir'; değirmen dolaylı düşüncenin bir ürünüdür. kendi kendini yaratamayan bir 'şey', kaçınılmaz bir şekilde 'yaratma' kavramına doğru sürüklenir. bu 'yaratma' kavramı, dolayımlı olarak akla yerleşen 'kavramın eyleme dönüşmesi' sürecinin sahibi olan, 'özne' kavramıyla birleşince, bu imgeyi isimlendirme ihtiyacı da hisseder. zaten hissetmeyen, böyle birşeyi düşünmüş sayılmaz. isimlendirilmemiş nesnelerin yarattığı rahatsızlık, birşeyleri ispatlamasa da, orada olduklarına dair bir işaret sayılmalıdır. bu yüzden 'değirmen yok' derken aslında değirmenin tamamiyle yokluğunu kasdetmiyorum. bu, değirmen olarak ifade edilen kavramın-inancın-düşüncenin-nesnenin bizim sandığımız şekilde 'yaratılmış' bir varlık-anlık olmayabileceğini-olmadığını vurguluyor. asıl amacı bu olmasa da, 'yaratılmış' her canlı-varlık-kavram, 'var olmakla' zaten kendisini doğrular. ama bir inanış, sırf inanıldığı için 'var olamaz'. çünkü 'inanan', 'inanından' evveldir. yapabileceği tek şey 'inancını' doğrulamaktır ki 'inanç kendini doğrular' sözü, inanla sınırlı bir 'eylemdir'. ve bu özgürlük ona armağan edilmiştir; dileği 'gerçekleşecektir'.
    inanılanın 'yaratılması' ise inananın özgürlük alanının dışındadır.

    iyimser olun: korktuğunuz öcülerin, sırf siz korktuğunuz için gerçek olduğunu bir düşünün!!! "şüphesiz biz onlara yeryüzünü yaşayabilecekleri gibi donattık; internet, eksi sozluk, zem zem kola ... etc."
hesabın var mı? giriş yap