• ay battı. fikret kızılok kırkbeşliği haberin var mı'nın b yüzünün ikinci parçasıdır. enstrumentaldir. hatta 99'da kalan müzik'ten çıkan toplama albümünde adı haberin var mı (enstrumental) olarak geçer. tehlikeli madde grubunun performansıdır.
  • gerizekalı uyuyan güzel'in eline iğneyi batırdıktan sonra ve uyumadan önce söylediği cümle.

    sen ki koskoca prensessin sana mı kaldı iğne oyası yapmak, dikiş dikmek bre ahmak. aha da zıbardın kaldın! ama ben senin derdini biliyorum, prens gelsin öpsün de uyandırsın diye yedin o haltı. iyi bok yedin. şimdi bütün kadınlar öpülerek uyandırılmak istiyor senin yüzünden. o seni öpüp uyandıran abza prensi de bi yakalarsam. ulan bırak uyusun işte, kız mı yok sana!
  • ne ekşide ne de başka yerlerde pek adı anılmayan şahane şarkı.
    kızılok'un da tarzının çok dışındadır.
    o nedenle kızılok sevenler bile pek bilmez.

    şarkı, değişken ve tempoloudur.
    oybsa ki ay, sakin, sessiz batar:

    http://www.flickr.com/…otos/atafotogrup/5255339520/
  • fikret kızılok'un, zamanında acaba jon lord veya ken hensley ile beraber mi çalışmış diye kendi kendime sorduğum şarkısı.
  • -ne gerek var bilmiyorum- ama türünü belirlemek gerekirse; turkish psychedelic jazz/funk denebilir....

    benzeri örnekleri için:

    emin fındıkoğlu'nunçeçen kızı kaydı ve mustafa özkent'in gençlik ile elele albümü dinlenebilir.
  • buradan dinlenebilecek hamaney şiiridir.

    ay battı, subh açıldı!
    zeyneb nevaya geldi..
    zehra dedi, "-huseyin vay"
    alem sedaya geldi..
    cennateden eşitti,
    peygamber-i gerami,
    neleynsiz, ebasız,
    kerb-u belaya geldi..
    yel esti, gün tutuldu,
    zulmet, fezaya geldi..
  • içinde müthiş tınılar barındıran fikret kızılok parçası.

    şuradan dinlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=jjqegbnn-ow
  • john steinbeck kitabı.

    "genç kadın birdenbire durdu. elleri hiç kıpırdamıyordu. kapıya bakıp kulak kabarttı. sokaktan devriyelerin ayak sesleri geliyordu. geçip gittiler, sesleri hafif, uzaktan duyulur oldu, biraz sonra büsbütün kayboldu. molly yeni bir uç bulup yumağı sarmaya başladı. tekrar durdu. dışarda hafif bir ses vardı. kapı üç defa vuruldu. molly yünü bırakıp kapının dibine gitti:
    “kim o?” diye seslendi.
    kapıyı açınca, paltosuna sımsıkı sarılıp sarmalanmış biri içeri girdi. gelen, atkılarına sıkı sıkı bürünmüş, al yanaklı aşçı kadın annie idi. burnunun ucu kıpkırmızı olmuştu. soluk soluğa odanın dört bir köşesini gözden geçiriyordu."
  • john steinbeck'in savaşın getirdiği psikolojik gerilimde insanı ruhsal olarak nasıl yiyip bitirdiğini anlattığı kitap. koşullar ne olursa olsun insanın insansız olamayacağını anlatan roman.

    "-dünyadaki tek olanaksız görev, yapılmayacak tek şey.
    +nedir o?
    -insan ruhunu sonsuza değin yok etmek."

    "şöyle bir görüş vardır: bir şeyi kılıfına uygun olarak yaparsan, başarıya ulaşırsın. insanlar kimi zaman işin, biçimiyle yetinir. bir ordumuz vardı -tüfekli askerler- ama gerçek bir ordu falan değildi o. düşmanlar mahkeme kurarak hakkı adaletin varlığına inandıracaklarını düşünüyorlar."

    " geçit töreninde, kalabalıklarda, futbol maçlarında, savaşta biçimler belirginligini yitirir; gerçekler gerçek dışı olur; insanın düşünce yetisini yoğun bir sis örtüsü kaplar. gerilim, coşku, bıkkınlık, devinim tümü birbirine geçerek külrengi tek bir büyük düşe dönüşürler. öyleki, bu düşten ayıldığında, insanları nasıl öldürdüğünü, onları öldürme buyruğunu nasıl verdiğini anımsamazsın bil. sonra bu olaya tanık olmamış başkaları, bu olayın nasıl olduğunu anlatırlar sana. sen de , 'evet, anlaşılan öyleydi.' dersin belli belirsiz."
hesabın var mı? giriş yap