black tables

• inanılmaz bir girişe sahip other lives(kunek) parçası. sizi daha ilk saniyeden itibaren alıkoyar.
  
  other lives - black tables
  
  ayrıca bunu seven bunları da sevdi;
  
  (bkz: a sign of a life)
  (bkz: section 2)
• ölüm gibi şarkı. valla ölümü hatırlatıyor bana. başka bir şey değil.
• (bkz: sozlerini de yazayim tam olsun)
  
  when the whites of your eyes come through
  you'll see something new
  with your body and mine raised up
  it's good to see you back home
  
  when the life in your eyes wants black
  things return
  you've come back
  with your body and mine raised up
  it's good to see you once more
  
  turn black tables
  and your turning black tables
  and your making your head blur
  making your head blur
  and your turning black tables
  and your turning black tables
  and your making your head blur
  making your head blur
• özellikle yağmurlu bir yaz günü dinlediğiniz zaman tadından yenmeyecek şarkıdır
• girişiyle çıkışıyla gece gece insanın ağzına sıçan şarkıdır. en azından benim sıçtı, yaklaşık bi saattir loop'ta dönüp duruyor zira biten sigarayla yeni sigara yaktırıyor durmadan.
  
  edit:
  
  "it's good to see you back home...
  it's good to see you once more..."
  
  rüyalarımda görüyorum bazen, belki adını bile hatırlamadığım birisini. hani bir masada denk gelmişsiniz arkadaş ortamında, iki cümle kurmuşsunuz ama saatlerce konuşmuş insanlardan çok daha fazla şeyler anlatmışsınız birbirinize. veya ölmüş bir eski dost. bir eski sevgili belki de, biliyorsunuz hayatınızda bir daha hiç görüşmeyeceksiniz. böyle hayatlarla bir arada olmayı özlüyorum bazen, aynı masada oturup iki cümle kurup saatlerce susmayı. rüyalarıma giriyorlar işte bu insanlar ve onlara tek bir şey söylüyorum içimden; seni çok özledim.
  
  böyle bir şey işte bu şarkı, ben böyle hissediyorum en azından. yine çok içmişim anlaşılan.
• muhteşem bir piyanoya sahip olan şarkı. öyle bir şarkıdır ki, zaten daha önce dinlemişsiniz, hep biliyormuşsunuz izlenimi verir. ilginçtir.
  
  bir de sözleri "making your head blur" değil "making your head whirl" şeklindedir.
  
  masalar bazen dönüyor^* işte. yapacak bir şey yok.
• 2 3 ay önce keşfetmiş olduğum muhteşem other lives şarkısı. sadece ismini görmem bile içimden bir şeylerin kopup gitmesine neden oldu. öyle vurucu, öyle etkileyici bir şey.
• yeni bir you/aurora/you/seaside macerası. ya da faciası.
  
  yani:
  
  ayaksız masa. mürekkepsiz kalem. soluk boruna kaçan dünya. nefes almak yok. döngü: bu defa oturduğun sandalyede. elektrikler kesik. fin. finito. finish.
  
  -bitiş-
  
  mânâ her dilde aynı yine: sus.
  
  başla-ma-
  
  dön-me-
  
  -başa sar-ma-
  
  bırak. ya da bırakma.
  
  çevir. dur. git.
• bu parça çalsın, biz o sırada gözyaşlarında eriyelim. bitsin tükensin sonra, içimizde bir şey kalmasın.
• "it's good to see,
  you once more."