• tekerlekli sandalye kullanan insanların azıcık rahat yaşaması için gerekli genelde merdiven yanlarında olan hafif eğimli, düz zeminlerdir.

    http://www.izmimod.org.tr/yasa/engelli.html
  • ihtiyacimiz olmadigi surece pek cogumuzun eksikligini farketmeyecegi, ama olur da bir gun tekerlekli sandalyeye muhtac kalirsak "bu nasil medeniyet, bu nasil sehircilik" diye saydira saydira aranacagimiz hayati kolaylastiran sistemlerden biri.
  • çağdaş bir şehrin kaldırımlarının olmazsa olmaz parçalarından birisidir. sadece engelli araçlarını değil, bebek arabaları, bisikletler ve yük taşıyan el arabalarını kullananlar için de hayatı çok kolaylaştırır. belediyeler veya kaldırım inşaatını yapan şirketler için hiçbir ek maliyeti yoktur sadece öküz olmayıp bunu düşünmek yeterlidir.
    ancak; birtakım bencil, sorumsuz, vurdumduymaz ve hatta ahlaksız araç sahibi, bu rampaları kapatacak şekilde park etmekte hiçbir beis görmezler. 100 metre fazla yürümemek için engellilere, çocuklu ailelere, bisikletlilere sokağa çıkmayı zehir ederler. eğitim şart falan demeyin. bu şekilde parkeden araçlarda sayısız defa baro, tıp, üniversite veya büyük şirketlerin çıkartmalarını gördüm.
    maalesef ne polis, ne de belediye görevlileri bu "kıytırık" konuyla uğraşıyorlar. şimdiye kadar sadece manisa belediyesi'nin bir kaç ay önce bu konuya eğildiğini duydum. bu yüzden de böyle öküzlemesine park eden araç gördüğümde bazen kendimi tutamayıp sileceğini sertçe kaldırırken lastiğinin elimde kaldığı oldu. (iyi de oldu). bi de arasıra gayri ihtiyari sigaramın izmariti elimden uçup koru sileceğin lastiğine yapışıyor.
  • bunun ismini niye engelli rampası yapmışlar diye düşündüren rampa. füze rampası gibi sanki milletin götüne fişek takıp engellileri gökyüzüne fırlatıyorlar. ne alakası varsa. google'da aratayım dedim böyle bir şey var mı diye. retarded ramp yazmışım. artık engelli vatandaşlara handicapped deniliyor. hatta handicapable diyorlar. hatta onu bile demiyorlar person with a disability diyorlar. biz bok yedik retarded ramp yazdık.

    artık insanlara kör de denilmiyor. görme engelli demek lazım. sağır da denilmiyor, ona da işitme engelli deniyor. prostat da denmiyor onlara da işeme engelli deniyor. bunu ben uydurdum galiba. ne demişler işitme engelli duymaz uydurur. mesela trafikte sinyal vermişsin geçeceksin adam sana korna çalıyor. dönüp kör müsün be adam diyemezsin. "görme engelli misin canım kardeşim" diyeceksin. disability etiquette diye bir konu var. bizim pederlerin jenerasyonu biraz insafsızmış özürlü vatandaşlara "arızalı" filan gibi etiketler yapıştırıyorlarmış. veya adamın lakabı mahallenin delisiymiş. "deli la bildiğin deli" diyorlar, halbuki zihinsel özürlü, mentally handi-capable, person with an intellectual disability yani entellektüel özürlü filan deseler daha iyi olurdu. kim açısından daha iyi olurdu acaba? o insan deliyse zaten bunları ayrıştıramaz da bizim toplum açısından. kendimizi iyi hissetmek açısından herhalde. bu arada yine deli dedim.

    yabancılar zihinsel engelli için yavaş anlamına gelen "slow" kelimesini de kullanıyorlar. bu da uygun değilmiş. biz demiyoruz pek. bu çocuk biraz yavaş diye. sonra orada kafalar karışmıyor mu? yani kız arkadaşına slow dance teklif ettiğinde özürlü muamelesi yapmış olmuyor musun?

    bizim ahraz dediğimize veya dilsiz dediğimize yabancılar artık "person who doesn’t use speech to communicate" iletişim için konuşmayı kullanmayan kişi gibi abuk sabuk bir ifade kullanıyorlarmış.

    fakat dediğim gibi bana bu engelli rampası lafı da, bildiğin delirmiş, kafayı sıyırmış birine de "hımm. sanırım zihinsel bir rahatsızlığı var" demek de çok doğru gelmiyor. zihinsel rahatsızlığı olan kişi deyince sanki bir tane hap alacak şurup içecek de zihinsel rahatsızlığını atlatacakmış gibi bir izlenim yaratılıyor. halbuki deli lan herif. benim eski komşum deliydi. adam rahatsız filan deyip geçti millet. anlatamadım bir türlü. oğlum deli lan bildiğin tımarhanelik deli gece kalkıyor kendi kendine şarkılar söylüyor diyordum herkes "hımm olur öyle, sanırım zihinsel bir takım sıkıntıları var deyip geçti". ya öyle değil, bu adam mazhar osman'lık, acilen tımarhaneye kapatılmalı diyordum kimseye dinletemiyordum.

    ha ne oldu? ben apartmanı terk ettim, sonra öğrendim ki apartman boşluğuna atlayıp intihar etmiş. ha ne oldu şimdi? ben bu adam deli, kendine ya da başkalarına zarar verecek diyordum dinlemiyordunuz ya ne oldu şimdi. fıkrasına gülünmeyen hasan mezarcı gibi hissettim şu dakikada. bir de özürlü vatandaşlarımızla dalga geçiyormuş gibi oldum. ne iğrenç bir insan oldum lan ben böyle.
  • toki'lerde görebileceğiniz rampadır.
    ancak bu rampalar öyle dik, öyle gereksiz yerlerdedir ki ''koymuş olmak'' için konulduğu bellidir.
  • küçük kızın korkuluğun direği etrafında dönmesiyle sonlanan video. niyeyse beni çok güldürdü.

    başta dedim bunlar hangi dili konuşuyo acaba hangi ülkede çekmişler, sonra bi baktım pembe eşarplı otoriter bir teyze geçti. daha sonra çocukların söyledikleri daha da anlaşılır oldu. "yeeaa kaymaa aaabeeee"
  • etkiye tepki
    araç sahibi öğrenilmiş çaresizliğin dibini görmüştür, bundan sonra engelli rampasına park etmemesi gerektiğini o kadar güzel kanıksadı ki, aynı hataya düşmeyeceği konusunda son derece eminim.
  • engelli bir insanın yardım almadan çıkabilmesi için eğimi %6-7 yi gecmemesi gerekir. bu da demek oluyor ki bir kat yani aşağı yukarı 3 metre yüksekliğe çıkmak için 50 metre rampa aşmanız gerekir, tahmin edebileceğiniz gibi engellilere eziyetten başka birşey değildir. bu nedenle projelerde kullanım yoğunluğu farketmeksizin her yapı için mevcut olan asansörleri az biraz büyük tutarak engelli asansörü olarak da kullanılabilmesi amaçlanmalıdır
  • bazen bazı yerlerde "engellilerden kurtulma rampası" gibi düşünülen ve hayata geçirilen hizmet.

    görsel 1
    görsel 2
hesabın var mı? giriş yap