• (bkz: eşim ve ben)
  • cinsellikle ilgili hemen her soruma cevap bulmamı sağlayan, ergenliğimin google'ı diyebileceğim açık mavi kaplı eşsiz kaynak. neyi merak etsem bu ansiklopediye bakıyordum(evet merak ettiğim herşey cinsellikle ilgiliydi). tabi bir süre sonra anlamadığım yerleri anneme sormaya başlayınca olaylar içinden çıkılmaz bir hal aldı.(bkz: öğretmen çocuğu olmak)
  • eskiden birçok evde olurdu bunlardan. bugün gazetesi mi ne, kuponla vermişti. bizim evde kitaplığın üçüncü rafında, üzerinde "çocukların erişemeyeceği yerde saklayın" yazan ilaçlar dururdu; dördüncü rafında eros cinsel bilim ansiklopedileri. o derece tehlikeliydi yani biz çocuklar için. sanki içinde pipi resimleri falan değil de, "nükleer silah yaparken dikkat edilecek hususlar" vari tehlikeli bilgiler varmış gibi gizlenir, saklanırdı bunlar.

    gel zaman git zaman, ablamla birlikte bu tehlikeli zulayı patlatmaya karar verdik. masa, masanın üzerine de sandalye koyup bu gizli belgelere ulaştık. resimlerden bazıları ablama tanıdık geldi, bazıları bana. ben ona tanıdık gelenlere bakmak istedim, o bana tanıdık gelenlere. evet, ilk cinsel deneyimim budur dostlar. buraya kadar herşey güzeldi. ta ki; ben bir pipi resmini kesip beslenme çantama zulalayana kadar. soğuk sandiviçim ile elmamı koymak için beslenme çantamın kapağını açan annem, gördüğü ayrıntılı ve muazzam pipi resmi dolayısıyla çok fena irkildi. 6 yaşında ben balkondan düşüp kolumu kırdığımda bile bu denli ürkmemişti kadıncağız.

    şimdi düşünüyorum da "bu ülkede çok küfür ediliyor, gençler ne biçim olmuş hepsi bokum gibiler, tüm gençler sapık, hepsi seksist vs." gibi nidalar, ünlemler boşuna. sen çocuğa neyin, ne işe yaradığını anlatmazsan, kendisi anlar. yanlış anlar. işte bu yüzdendir ki ~sanırım~ bu ülkede cinsel organıyla düşünen insan popülasyonu bu denli çok. önce eros ansiklopedi'yi vereceksin çocuğa, alıp karşına konuşacaksın; sonra hala sapık olmuşsa dövüneceksin sevgili ebeveyn. bak işte pipisiyle düşünüyor şimdi çocuk. o kadar sakladın, gizledin ki sen bu hadiseyi, şimdi en değerli organının pipisi olduğunu sanıyor.
  • çocukların ulaşamayacakları yerde saklayın mı yazıyordu bilemem ama, ailem 13 yaşımda okumam için vermişti bu ansiklopediyi. 3 ciltti sanırım. içinde tüm cinsellik, biraz genetik, cinsellik tarihi, erotizm kavramları, sanat, fahişelik, farklı toplumlarda cinsellik, kabilelerde sünnet falan gibi çok kapsamlı konular vardı.

    5 yaşındaydım, annem bana üremeyi şöyle anlatmıştı;

    "annenin karnında bir yumurta vardır, babayla gece sarılınca, babanın karnından bir yumurta daha gelir, bu ikisi büyük bir yumurta olurlar. sonra anne bunu 9 ay karnında taşır. orda bebeğin odası vardır. (ki ben bu odayı bir yatak, bir video ve bir gitar olarak tasvir etmiştim. yatağı anlıyorum, videoyu anlıyorum çünkü raksotekten şirinler asteriks falan izlediğim yıllardı 87, ama gitarı neden düşündüm anlamıyorum.) sonra doktorlar karnından bu bebeği alırlar. "

    hatta hatırlıyorum, bu öğrendiğim üreme şeklini babama akşam gelince bir hevesle anlatmıştım da, babam "annen tavuk mu kızım" demişti. dünyam yıkılmıştı. neyse velhasılı, 5 yaşından sonra bana pek de düzgün bir açıklama yapmadılar. 13 yaşıma kadar etraftan duyduklarımla idare ettim. işte pipi büyüyormuş falan. ucundan bir şey çıkıyormuş herhalde.

    hatalı buluyorum ailemi bu konuda. etraftan bok gibi bilgiler duyacağıma aşama aşama anlatsalardı işte. neyse akıllarına geldi sanırım 12-13 gibi dayadılar bu ansiklopedileri. oku bunların hepsini dediler. ben günlerce okudum okudum okudum. tamam kitap alışkanlığım vardı ezelden. annemin bize kitap okumadığı, ya da okuma saatleri koymadığı tek bir gün yoktur ama 3 ansiklopediyi nasıl merakla okuduğuma bitirdiğime hala şaşarım. nasıl cinsel bilgiye açmışım. nasıl merak ediyormuşum.

    bu kitabı bitirdiğimde, adet görmemin yakın olduğunu biliyordum. yani aslında her şeyi biliyordum sanki ve ilk olarak adet görecektim. yine 13 yaşımda, iç çamaşırımda ilk kan gördüğüm gün, hiç şaşırmadım. sadece annemden orkid istedim. ki orkidi biliyordum çünkü harıl harıl reklamı yapılıyordu o aralar. okullara falan gidiyorlardı.

    anne annem, 1930 doğumlu ya da 32, çocukken bir komşusunun sürekli kanadığını, verem (ne alakaysa, kanser falandır belki) olduğunu duymuş. ölecekmiş. sonra bu döneme yakın anne annem adet görmeye başlamış. anne annemler tam 5 kız kardeşler, ama hiçkimseye söylememiş. tam 1 sene kanadığını gizlemiş, ve hastayım öleceğim diye ağlamış. sonra ablaları farketmişler de yardım etmişler.

    oysa ben hiç şaşırmadım adet olduğumda, aaa kan dedim sadece. yani özetle diyeceğim ki bilgi ne güzel şey.
  • bizimkiler evden gider gitmez hemen kitaplıktan indirdiğim, onlar gelmeden hemen önce de nizami bir şekilde kitaplığa geri yerleştirdiğim mucize kaynaktır. düşünün kitaplığın en üst rafına sandalyeye çıkarak yetiştiğim yaşlar. ah ergenlik, kitabın içinde bir şey de yok ha! penis, vajina gibi kelimeleri görüp "vay anasını" dediğimiz yaşlar işte, hah bildin, o yaşlar işte.
hesabın var mı? giriş yap