everybody's gone to the rapture

• the chinese room tarafından hazırlanan yeni bir sanat eseri. dear esther efsanesinin duygusal devamı. merakla beklemekteyiz. umarım konusu en az onun kadar vurucu ve yaratıcı olur.
  
  http://thechineseroom.co.uk/rapture.html
• hakkında ufak bilgiler gelmeye başlayan oyun.
  
  kıyamet öncesi kaderlerini değiştirmek isteyen 6 karakter olacakmış, oyun süresi 60 dakikalık limit ile sınırlandırılmış, yaratılan dünya bir uçtan bir uca 20 dakikada gidilecek kadar büyükmüş. başka ayrıntı yok, lakin oyunlarda hiç sevmediğim bir tür süre sınırlaması olması veya böyle bölümler içermesidir, dear esther'in bir güzelliği de buydu zaten... neyse göreceğiz.
• trailerı ile kendini bekleten ve merak ettiren oyun.
  
  "this story begins with the end of the world"
  
  http://www.youtube.com/watch?v=f3pg7k6vyyy
• http://www.youtube.com/watch?v=zj8bn3a-tvo
• herkese hitap etmeyecek ancak hitap edecek kesim için sağlam bir oyun.
• atmosferi harika olan keşif oyunu, ps4 için özel üretildi ama türkçe altyazılı olmaması çok kötü.
  
  oyunun ilk yarım saatini oynadım, merak edenler için.
  
  https://www.youtube.com/watch?v=nevia1zcete
  
  https://www.youtube.com/watch?v=v9af7wbxpfi
• dear esther tarzını sürdürmek isteyen ama aynısı olmasın diye dear esther'deki anlatıcı yerine hikayeyi farklı bir biçimde vermek için bariz zorlama bir yöntem seçmişler. sadece hikayeyi anlatmak/deneyimlemek yerine hafiften mesaj falan vermede işin içine girmiş.
• jessica curry'nin ayrılmadan önce the chinese room a son hediyesidir. farklı kişilerin hikayeleri arasındaki geçişlerde değişen ışıkları tamamlayan enfes bir soundtrack ve hepsinin ardında biraz doğaüstü, biraz bilimkurgu tadında bir hikayenin üzerinden ön plana çıkan karakterler ve aralarındaki ilişkiler...
  
  --- spoiler ---
  
  her bir karakterin ışığını takip ederken, o ışığın o karakterle bütünleştiğini fark ediyorsunuz. wendy inatçı, frank sakin ve stephen'in çocuğuna hamile olan lizzie'nin yanında ikinci bir ufak ışık daha var.
  --- spoiler ---
• pc için steam de 60 tl fiyat biçilen oyun. next station:
  
  (bkz: kat.cr)
• bir süredir radarımda olan bir oyundu. ps4'ü olan bir arkadaşımdan konsolu alıp oyunu 1-2 günlüğüne kiralamak ile youtube'dan walkthrough izlemek arasında gidip geliyordum ki oyun pc'ye çıkmış.
  
  öncelikle söyleyim, ben bu yürüme simülasyonu türüne hafiften gıcığım. daha doğrusu bu tür oyunların feci şişirilip 9 gibi puanlar almasına gıcığım. sinemada, edebiyatta milyonlarca benzeri olan sıradan hikayeler anlattıkları halde göklere çıkarılıyorlar. mesela bu oyunu yapan firmanın ilk oyunu dear esther en fazla "ilginç"ti. gone home aşırı sıkıcıydı. life is strange'i kurtaran şey bir parça da olsa adventure öğesi barındırmasıydı.
  
  bu oyununsa en azından hikayesi ilginç.
  
  --- spoiler ---
  
  everybody's gone to the rapture'ın hristiyanlığı temel aldığını biliyordum. kimine göre oyun, isa'nın gelmesi ve ruhların göğe yükselmesiyle alakalı. rapture inancı yani.
  
  oyunun son sahnesinde, yani 6. kuledeki ses kaydına yaklaşınca maddi dünya bir anlamda kayboluyor ve kendimizi sonsuz uzay içerisinde görüyoruz. biz aslında oyun boyunca kate'mişiz.
  
  daha önceki ses kayıtlarında, ışık şeritlerinin kolektif bir bilinci taşıdığı, uzay-zamandan bağımsız bir yönü olduğu söyleniyordu. kate aslında ölümün sanıldığı gibi bir şey olmadığını, yaptığımız şeylerin ölümle kaybolmadığını, hatta dünyanın biz yokken var olup bizden sonra da var olmaya devam edeceğini söylemişti. başka bir yerde gördüğüm yorumu alıntılayım "dünya adına ötanazi" yapmıştı.
  
  burada bu ışık şeritleri için hristiyanlıktan çok platon'cu idea fikri aklıma geldi. gerçi hristiyanlık felsefesi de yaratılış, varlık, oluş yönünden plotinus'a, dolayısıyla platon'a dayanır.
  
  bence bu ışık şeritleri idea'lar. yani asıl var olan onlar. bizim gördüğümüz tüm maddi oluşsa tali. yanlış anlamadıysam kate-stephan bu ışık şeritlerini bir çeşit alternatif yaşam formu olarak görüyordu. bu onların bilimci bakış açısına daha uygun tabii. ama oyunun bakış açısı bilimci değil, felsefi yönden idealist bir bakış açısı.
  
  yani evet, oyun gerçekten kıyamet temalı. ama bence ilahiler ve kilise manzaraları eşliğinde hristiyanlık üzerinden gitmektense felsefe-bilimkurgu üzerinden gitmeleri oyunu daha ilginç yaparmış. çünkü oyunun sonu dinden çok felsefeye yakın bir yerde duruyor.
  
  --- spoiler ---