gönül koymak

• alinmadir, kirilmadir.
  
  zaman zaman da kizlarin attigi bir triptir, ilgi istediklerinin belirtisidir.
• bir isi tüm yüregiyle yapmaya hazır olmak..
• gönül koymak biraz gizlicedir.gönlün içindekini okumayı bilen, gönlün kapısından bir vakitler içeri girense, kısa ama net bir doğru orantıyla, gönül koyanın gönlü balta girmemiş ormandır.
  nihayetine bakmalı tabi, gönüllerin birliği genişlemeden sorumlu maslahatgüzarı, bir gönül adamı bulup, ona kapağı atmalı.
• bir gönüllülük durumudur.
• yaşamın devam etmesine neden olan bir güçtür.
• ihtimallere tutkun bir delinin gözü kara hamlesi. gönül... masada kaybedilmiş son mülk. nesine varsanız, hepsini kaybedersiniz. bir gönül kalır, onu da koyarsınız. o da gider. böyle devam ederseniz sona bir can kalır, saçmalamazsanız iyi ederseniz. çok fena kulak çekerim. aklınızı başınıza toplayınız.
• bir işe, bir yola, bir amaca baş koymak anlamında kullanıldığını gördükçe sinirlendiğim (bana ne oluyorsa) laftır. savaş ay çok yapardı bunu... sahi savaş ay nerede yahu? yaşıyor mu?
• gönül büyük uykudayken sersemce göz kırpıştırır bu hamlede, 'kalk geldik' diye göz kırpan düşlerine karşı esner ve gerinir usulca.tıpkı bir kazazede gibi, bilinmeyenin ıssız ve tenha kıyısına kendini dar atar ve olaylar gelişir.
  şuna bak yaşamın ortasında çevremizi aşk sarmış...
• trip sözcüğü yerine kullanılması gerekendir. çok daha sevimli en azından.
• ancak en sevdiklerine yapabildiğindir. onun dışındakilerle zaten gönülden geçen fazla bisey yoktur. bazen bu anne olur, bazen sevgilin, bazen en yakın dostun. hepsi de gönülde uyutulanlardır. insan sevdikleri sözkonusu olunca hep bir masal yazıyor üzerlerine. sonra inanıyor. sonra bazen kırılıyor, gönül koyuyor. ama sevilen, bir söz bir edayla kendisini yine o gönüle koyduruyor.