girye
-
osmanlicada aglama, goz yasi. halk dilinde ise yuzde gamze kadar derin olmayan, belli mimikler ile ortaya cikan cokukluklerdir, yuz susudur.
-
(bkz: eşk)
-
girye, gözyaşı demektir. urfalı büyük şair nabi efendi'nin şu ölümsüz beytinde geçer:
ne girersin araya, yâre niyaz ettikçe!
hani ey girye, mürâat-i edeb, n'oldu sana?
yani ki;
ey girye (gözyaşı)! ben sevgiliye niyaz ettikçe (yalvarıp yakardıkça) sen neden araya girip duruyorsun! hani, nerde kaldı görgü kuralları? [iki kişi konuşurken araya girip onların sözüne karışmak, görgü kurallarına aykırıdır. şair, gözyaşına bunu hatırlatıyor] -
gözyaşı demektir.
bana sor sevgili kâri', sana ben söyliyeyim,
ne hüviyyette şu karşında duran eş'ârım:
bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
ne tasannu' bilirim, çünkü, ne san'atkârım.
şi'r için gözyaşı derler; onu bilmem, yalnız,
aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
oku şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
(bkz: mehmet akif ersoy) -
dudaklarındaki giryende bûseler, yahut,
o gözlerindeki nîlî sükût-ı istifham...
ahmet haşim'in o belde şiirinde böyle geçmektedir -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap