• hastanelerin yataklı polikliniklerinde gözlenen durumdur. özel, devlet fark etmez. enfeksiyon sebebiyle 40 derece ateşlenen yavrun saatler sonra uyuyakalmışken gece 3'te tangır tungur içeri girip ışığı yakarlar, bir de üstüne hadi annesi ateşini ölçelim fıstığın diye bağırırlar. haydi bakalım sabaha kadar uyut uytabilirsen tekrar. bak normali bunun nedir biliyor musun girersin içeri sessizce, anneye fısıldayıp ateş ölçeceğim dersin anne kalkar yardımcı olur işini yapar gidersin. odaya girerken bir koçbaşınız eksik arkadaş.
  • sis atmıyorsa katılamayacağım tespittir.
  • hastaneyi otel, hemşireyi de housekeeper zanneden ebeveyn beyanı.

    odanızda kapıya asmak için rahatsız etmeyin kartı, ya da ışığı yok muydu acaba ?

    edit: işini saygısızca, isteksizce, lütufmuş gibi yapan, kaba davranan hemşireleri hastane yönetime vb. şikayet edin. hakkınızı arayın. böyle kişileri eleştirmekte, ekşiye taşımakta haklısınız. ben olsam ben de yaparım. kimseye zorla meslek yaptırılmıyor. her meslekte olduğu gibi böyle hemşireler de var.

    ama başlıktaki gibi konularda sonuna kadar haksızsınız. empati yoksunu olan sizlersiniz. o an o çocuğun kontrolü, takibi oldukça önemli. önce bir türkiyede hemşire başına düşen hasta sayısına bakın. bir hemşirenin o nöbeti boyunca kaç hasta ile ilgilenmesi gerektiğini düşünün. kaç saatte bir kontrol yapması gerektiğini, ilaç hazırlama süreleri, eksiksiz doldurması gereken formları, kaç hastaya yetişmesi gerektiğini düşünün. çoğunun bırakın hastaya özel ilgiyi, kendine yemek için vakit bile ayıramadığını bilin. sizden önce baktığı ve sizden sonra yetişmesi gereken belki daha ağır durumda olan hastalar olabileceği bilin. gecenin en kör vaktinde böyle şeyleri düşünemeyebilirler. çünkü o an o hemşirenin önceliği, o çocuğun uyuyup uyumadığı değil, ateşinin düşüp düşmediği. o hemşirenin önceliği, tüm hastaların tedavilerinin, ilaçlarının, kontrollerinin eksiksiz uygulanması. işini layıkıyla yapan hemşire için empati yapması gereken sizlersiniz.
  • yiyeceğin linci göze almışsındır umarım birazdan nefessiz gömecekler daha uyanmadılar geç olmadan kaç kurtar kendini dediğim hezeyanlı serzeniş..
  • enfeksiyon sebebiyle ateşi 40 santigrat dereceye çıkan çocuğun takibi, kontrolü ve tedavisinin devamlılığı, daldığı uykudan daha mühim. çocuğu ne kadar çok uyursa o kadar çok rahat eden prenses anneleri, tedavi sürecinde alışkanlıklarına ara vermeliler..
  • taksicilerin, minibüsçülerin yola dalması ile kıyasıya yarışır.
    bir yerde insanlar uzun süre çalışınca o yeri benimsiyorlar onların için çok sıradan oluyor, oranın kaşarı oluyorlar artık.
  • doğru tespit. niyeyse şak diye yakılır o ışıklar, konuşmalar bir öğle vakti hissi yaratır. varsa, yandaki hastalar ve refakatçiler de alarma geçer mecburen. aklınca alay edenler de ya olayı yaşamamış veya odaya böyle dalan vatandaşlar sanırım. sorsan "biz hocalarımızdan böyle gördük" derler, demek zorundalar, çünkü bilimsel veya sosyal açılardan izahı yok o gürültülü dalışın.
  • sağlıkçılara bulaşarak her türlü riski almış bir annenin feryadıdır. bunların kendi aralarında hasta masta gözetmeden gürültülü şekilde özel hayat dedikoduları da meşhurdur.
  • polisler gibi yat yat yat diye değil, kalk kalk kalk diye girerler ama.
  • askerde bizi, uyandırırken bile, bak uyandırmak diyorum, yumuşak bir sesle "günaydın arkadaşlar, haydi bakalım, sabah oldu" derlerdi.
hesabın var mı? giriş yap