*

  • bir kitap ismi.

    tektanrıcılık ne zaman ve nasıl başladı? kitabı mukaddes'in tanrı'sı nasıl oluyor ya da sırası geldiğinde her çeşit insani duyguyu sergileyebiliyor? tanrı neden "biricik"tir? nerede bulunuyor ve bugün dünyada nasıl bulunabilir? tevrat'ın tanrı'sı bir görünüp bir kaybolan doğası, kendini ele geçirilmez olarak ortaya koymasıyla "erotik" bir tanrı mıdır aynı zamanda? nuh, ibrahim, musa ve isa hangi yönleriyle kutsal sözün birer elçisi olmuşlardır?

    inancın en güzel tarihi'nde yaklaşık 3300 yıl önce orta doğu'da ortaya çıkan tektanrı inancı ve bu inancın geçirdiği evrelerin öyküsünü okuyacak; "insan"ın bazen sığınma, bazen ürkme, bazen de dileklerle-şikayetlerle başvurma ihtiyacıyla bağlılık duyduğu tanrı fikrinin nasıl oluştuğuna tanıklık edeceksiniz.

    yazarlar: jean bottéro, marc-alain ouaknin, joseph moingt.

    serinin diğer kitapları için sırasıyla;

    (bkz: yerkürenin en güzel tarihi)
    (bkz: dünyanın en güzel tarihi)
    (bkz: bitkilerin en güzel tarihi)
    (bkz: hayvanların en güzel tarihi)
    (bkz: insanın en güzel tarihi)
    (bkz: aşkın en güzel tarihi)
    (bkz: inancın en güzel tarihi)
    (bkz: mutluluğun en güzel tarihi)
  • özgün adı la plus belle histoire de dieu olan, ülkemizde türkiye iş bankası kültür yayınları tarafından ilk kez 2003 yılında yayımlanmış kitaptır.

    kitap alanında uzman 3 kişi ile yapılan soru cevaplardan oluşuyor. ilk bölümde jean bottéro ile kitabı mukaddes’e göre tanrı’nın doğuşu anlatılıyor. putların/resimlerin yasaklanması, hz.ibrahim dönemi olayları, huruç efsanesi gibi konulardan bahsediyor.

    ikinci kısımda haham ve öğretim üyesi marc-alain ouaknin yahudiliğin doğuşu, yayılması, talmud anlatıları, sürgün hakkında cevaplar veriyor.

    son kısımda ise katolik ilahiyatçı joseph moingt yeni ahit, dirilme, yahudilikten hıristiyanlığa geçiş, dört incildeki konulardan bahsediyor.

    okuduktan sonra farkettim ki biz müslümanlıktan başka bir dine ait neredeyse hiçbir şey öğrenmiyoruz. ne okulda ne ailede ne de herhangi bir şekilde. burada öğrenmekten kastım dine çağırmak gibi değil. örneğin dört incilin (matta, markos, luka, yuhanna) isimlerinin yazan kişiler olduğunu bilmiyordum. on emir’i, talmud’un yahudilerdeki önemini, isa’nın öldürülmesinde halkını refaha kavuşturma amacı olduğunu düşündüklerini bilmiyordum.

    inanç kalben olmalıdır ancak akla yatkın olmayan bir şey kalpte de tamamen yer alamaz diye düşünüyorum. öğrenerek, anlayarak inanmalıyız.
  • okuyunca röportaj yapılan yahudi din adamının üstten bakışı * * kişisel mi, yoksa genel bir durum mu diye düşüncelere sevk etmişti. sonra corey gil shuster'in röportajlarını izledikçe yahudilerin genel olarak hıristiyanlığa bakış açılarının farklı olmadığını fark ettim. bu anlamda belki de o ana kadar hiç kafa yormadığım bu konuda bana bakış açısı kazandıran bir kitap olmuştur.
  • jean bottero, marc-alain ouaknin ve joseph moingt'ın yahudilik ve hıristiyanlıktaki tanrı inancını anlattığı eser.

    röportaj şeklinde kaleme alınmış, bu yüzden soru cevap şeklinde ilerlemektedir.

    birinci bölümde jean bottero bir tarihçi olarak tarihsel-eleştirel yöntemi kullanarak kitabı mukaddes'teki tanrı anlayışının değişimini ortaya koymuş. burada yaptığı çıkarım hz. musa'dan önce insanlığın insan-biçimci ve çok tanrılı bir inanca sahip olduğu şeklindedir. hz. musa'yı tek tanrılı inancın başlangıcı olarak gördüğünü söylese de aslında bunun henoteizm olduğunu da belirtir. ('birtanrıcılık' da denilen henoteizm çok tanrılı yapıyı yadsımayan ama tanrılardan yalnızca birine ibadet edilen, diğerleriyle ilgilenilmeyen inancın ismidir.) tek tanrılı inancın ise musa'dan beş yüz yıl sonraya ait olduğunu söyler, çünkü tanrının tekliğini ifade eden sözler mö vii. yüzyıla ait olduğu düşünülen tesniye kitabında yer almaktadır.

    kitabın ikinci bölümünde ise bir rabbi olan marc-alain ouaknin yahudilikteki kutsal kitap ve tanrı inancını anlatmıştır. bir inananın bakış açısından yahudi kutsal kitabının anlamını görürüz.

    “müslüman geleneği, yahudilerden (ve hıristiyanlardan) 'ehli kitap' olarak söz etmiştir. fakat bu deyim gayet haklı olarak tartışılmıştır. büyük çağdaş yahudi düşünürü armand abecassis'in bir deyişine göre, yahudi kavmi 'kitap ehli' değil, 'kitap'ın tefsirinin ehli'dir. okuma, yahudinin temel etkinliğidir. okumaya ve tefsire bu adanmışlık, bilim terimiyle söylersek, bu hermenötik içsel çağrı, tanrı uğruna, hatta tanrı'dan ya da tanrı'nın canlı kalmasından sorumlu olmanın bir yoludur.” (s. 56)

    yahudilikte tanrı ile metin arasındaki ilişkiyi ve dolayısıyla yorum arasındaki ilişki yukarıdaki pasajda açıkça görülmektedir. tanah'ın tefsiri olan talmud'un yahudi geleneğinde neden bu kadar önemli olduğunu anlarız.

    üçüncü bölümde ise hıristiyanlıktaki tanrı anlayışını, isa'nın nasıl anlaşıldığını katolik bir ilahiyatçı olan joseph moingt anlatır. moingt incillerin konumu, yahudilere bakış, teslis üzerine tarihsel süreçte ortaya çıkan görüşleri aktarır.

    "pavlus 'o bizi yoksulluğuyla zenginleştirmek için kendisi yoksulluğu seçti.' der. böylece, tanrının kafalardaki tüm bilinen imgesi veya imgeleri (mutlak kudrete sahip, hükmedici, korkutucu, dehşetli tanrı) değişmiş oluyor: bir insan olmayı kabul ediyor tanrı, hem de zayıf, güçsüz ve ölümlü bir insan..." (s. 126)

    hıristiyanlıkla birlikte tek tanrı inancına yaklaşımla ilgili büyük bir değişim yaşanmıştır. hıristiyan teolojisinde teslis'e farklı pek çok anlam yüklendiğini görürüz.

    kitap içerik olarak iyi hazırlanmış, faydalı bir çalışma olmuş fakat bir iki noktada eleştiri yapılabilir. kitabın adının içerikle uyumlu olmadığı söylenebilir. çünkü kitap kesinlikle 'inancın tarihi'ni anlatmıyor. kitapta ele alınan konu bir bilim adamının bakış açısıyla kitabı mukaddeste tanrı, bir hahamın gözünden yahudilikte tanrı ve bir katolik ilahiyatçının gözünden hıristiyanlıkta tanrı inancıdır. inancın en güzel tarihi adı verilip sadece yahudilik ve hıristiyanlıktan bahsedilmesi inancın bu iki dine indirgendiğini göstermektedir. bu da oldukça problemli bir yaklaşım.

    diğer bir nokta ise kitabın oldukça küçük puntoyla basılmış olması. iş bankası yayınlarını genellikle beğenirim ama bu sefer kitabı okumakta zorlandım.

    olumlu olarak söylenebilecek nokta ise kitabın soru-cevap şeklinde yani sohbet havasında olması kitabın okunmasını kolaylaştırıyor.
  • monoteizimin (tek tanrıcılık) çıkış noktasının musa peygambere dayandığını iddia eden ve sonrasında hıristiyanlığın doğuşunu anlatan bir kitap. kitap ilgimi çeken noktalardan bir tanesi ; "paulus, hıristiyan olan paganlara zorluk çıkarmamak için, sünneti düpedüz kaldırır, ve yine bunu sözüm ona "manevileştirir": gerçek sünnet, der, yüreğin sünnetidir. ama bunu yaparken, yorumla, kitap'ın ayetleriyle bağı da koparmış olur. yaptığı, tefsir veya yorum değil, iptaldir."

    bu alıntı bana günümüz islam dünyasında oluşan sahte şeyh, hoca, profösör vs vs kimisinin sünneti kendi menfaatleri için kullanması kimisinin de sünneti inkar ederek ortaya uydurulmuş bir din çıkarmaya çalişması. şöyle bir baktığımızda içimizde ki paulusların sayıca azımsanmayacak olmaları.
hesabın var mı? giriş yap