• ehliyetin de ayni sekilde verilmesi gereken durum
  • sınavı osym yapacağı için hiç bir boka yaramayacak eylem.
  • teoride iyi gibi duran ama pratikte felakete sebebiyet verecek sistemdir. bir defa öyle bir test yok. hadi diyelim ki yapıldı, güvenliğini nasıl sınayacaksın? hatırı sayılır akademisyenlerin, zekalarıyla hayatları boyunca gerçek bir iş başarmamış insanların yarısı puanlarıyla ortalıkta gezmesiyle sonuçlanacaktır.
  • aziz nesin'in bir lafına göre türkiye'nin yüzde altmışlık kısmının çok az bir yüzde ile oylamaya etki edebileceği anlamına da geliyor.
    (bkz: türk halkının %60'ı aptaldır)
  • dahilik ile delilik arasındaki ince çizginin farkında olmadan geçilmesi ile çok tehlikeli olabilecek bir sistem. benim kafamda ise insanların eğitim düzeylerine göre oy verebildikleri bir sistem var. eğitim düzeyin lisenin üstünde ise oy verebiliyorsun, altında ise minimum bir asgari ücretlinin verdiği vergiye denk vergi veriyorsan oy verebiliyorsun. yap böyle bir sistemi ondan sonra görelim ileri demokrasi neymiş nasıl işlermiş.
  • mevcut sistem'in hiç bir şekilde etkilenmeyeceği, aynı teticeye gelebilme olasılığımızın çok yüksek olduğu durum.
  • demokrasinin "dünyadaki en iyi seçim yöntemi" olmadığı aşikar. en basit alternatifi olarak monarşi'yi ele alalım. örneğin osmanlı imparatorluğunda padişahlık klişe olarak babadan oğula geçiyordu ve şehzadeler doğumlarından itibaren hem savaş hem de yönetim konusunda dersler almaya başlıyorlar, hepsi birer yönetici adayı olarak yetiştiriliyordu. sonuçta içlerinden ya en kıdemlisi, ya arkasında en çok desteği olan ya da diğerlerini ortadan kaldırabilecek kadar güçlü olanlar başa geçiyordu. günümüzde kimler geçiyor? ağzı en çok laf yapan, insanları en kolay kandırabilenler.

    bu tarz bir sistem, doğal seleksiyonun bozulmuş dengesini dünyada yerine getirebilecek bir sistem olabilir. hangi dengeden mi bahsediyorum? zeki, eğitimli ve çalışkan insanların geliştirdikleri teknolojiyi kullanarak onlardan daha hızlı çoğalan cahil, aptal ve tembel insan sürüsünün bozduğu dengeden tabi ki. bir tarafta yüksek eğitimli, zeki bir çift var ve bunlar evlendikten sonra tek bir çocuk (ya da bilemedin iki) yapıp ömürleri boyunca böyle yaşıyor. diğer tarafta ilk karısından 3, ikinci karısından 2, üçüncü karısından 2 ve metresinden de sonradan ortaya çıkan 1 çocuğu olan adamı ele alalım. zekanın genlerle aktarıldığı varsayımından yola çıkarsak dengenin nasıl bozulduğunu daha rahat görebiliriz. üreme konusunda burada verdiğim örnek götümden attığım ve hayal mahsülü bir detay değil, çocuk sayısıyla zeka seviyesi arasındaki ilişki üzerine dünyada bir sürü araştırma var, başlangıç için şuraya bakabilirsiniz. ha diyorsan ki zeki insan mı yoksa eğitimli insan mı, tabi ki eğitimli insan. okuma yazma bilmeyen, başbakanın neler yaptığından bihaber, düşünmeyen, araştırmayan insanlar böyle olan insanlarla eşit oy hakkına sahip olduğu sürece dünyayı (dolaylı olarak) aptal ve cahil insanların yönetmesi kaçınılmazdır.

    peki bu düşünce faşist bir düşünce mi? hayır. nedenini de söyleyeyim, zeka engelli insanların oy hakkı zaten şu an yok. renk körlerinin ehliyet alması yasak. alkollü insanların da ehliyeti olsa dahi araç kullanmaları yine yasak. sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
  • belli bir kesimin zeka testi skorunda kağıt üzerinde patlama yaratacaktır
  • sonuna kadar desteklediğim uygulama. hiçbir şey eşit değilken seçme ve seçilme hakkı niye eşit amına koyim? sen işe girerken diploma soracan, askere alırken diploma soracan, ehliyet verirken diploma soracan, seçim yaparken "hepiniz eşitsiniz" siktir ordan! işime öylesi geliyo demiyosun da... hem belki insanları rekâbete sürükleyeceği için eğitim ve beraberinde zakâ düzeyimiz artar milletçe;

    -lan metin, sen kaç birim oy kullandın lan?
    -3 abi, sen?
    -ahah, beyinsiz. sigigi benle muhatap olma daha, 17 birim kullandım olm ben.
    -ayıp oluyo ama abi! (vay anasını, bidahaki seçimlere bunu sikmezsem n'oliyim, hemen aöf'ye yazılıyorum amk...)
  • yanlış bir uygulama olurdu, çünkü;

    - siyasi eğilimler aynen dinde olduğu gibi inançlara dayalı olurlar. profesörün dindarı* olduğu gibi ateisti de olur. yani zeka inançlar üzerinde belirleyici etkiye sahip olmadığı gibi siyasi eğilimler üzerinde de doğrudan etkili olamayabilir.

    - çeşitli zeka türleri vardır. (emotional, intelligence vb.) hangi zeka türüne göre ölçüm yapılacağı önemlidir. burada zekasına çok güvenenlerin mesela duygusal zeka olarak ne seviyede çıkabileceklerini düşünmeleri gerekir.

    - bir de zeka için cevher akıl için mücevher derler. akıl, zeka ile ilgili olduğu kadar tecrübeler ve yaşanmışlıklarla, değerlendirebilme yetisiyle, gözlem gücüyle ve daha bir sürü başka şeyle ilgilidir. her zeki olan akıllı olmayabilir mesela. bu durumda ne olacaktır.

    - son olarak zeka testleri hangi kültüre göre hazırlanacak, kimler tarafından uygulanacak ve kimler tarafından değerlendirilecektir. bu sorulara muktedirler cevap vereceklerse eğer halimiz nice olur.

    arz ederim.

    tanım: iyi bir oylama sistemi olacağı çok şüpheli olan oylama biçimidir.
hesabın var mı? giriş yap