*

  • aylardir uzak kaldiginiz eve sonunda varabildiginizde hissettiginiz duygudur. kap kacagin yerini bilmezsiniz, komsularin kimisi cok yaslanmis, bebekligini bildiginiz cocuklar kocaman olmustur. abartilmasi halinde annenize " bir cay daha alabilir miyim teyze?" demeye kadar gidebilir :)
  • bazen misafirleriniz evinizi ele geçirir. önce çıldırırsınız, sonra inanılmaz bir ferahlama hissiyle kendinizi sokağa atarsınız. bazen de attığınızın akabine ferahlama hissi duyarsınız. aslında genellikle ikincisi olur.

    o zaman hatırlarsınız. anne ve babanızın evinin kendi eviniz olduğunu düşündüğünüz, düşünmeseniz bile öyle olduğu düşünülen -zira başka bir eviniz yoktur- o eve ait hissetmediğiniz günlerde kendinizi nasıl sokağa atıp da kaybolmayı alışkanlık haline getirdiğiniz, bir süre sonra da sevdiğinizi.

    eve geri dönme zamanı geldiğinde, teşekkür edersiniz sizi kendi evinizde misafir edenlere -içinizden ve hal diliyle tabiy, şımarmasın keratalar. zaten misafirler yabancılık hissetmesin diye evde yalnızken sizin de giydiğiniz misafir terliklerini giyer, evin en rahat koltuğuna oturur, arkanıza yaslanıp bir köpüklü kahve istersiniz, ziyadesiyle kibarca.

    kendi evinizin sahibi olmaktan da, başkasının evine misafir olmaktan da yeğ durumdur kısaca. çok sık başa gelmez, geldiğinde tadını çıkarmak gerekir, öfkesiyle keyfiyle.
  • kendi dükkanında müşteri olmak gibi birşeydir efendim.

    ayrıca; bu isimde bizi yaran bir kitap vardır. [yani?] kim yazmıştır, niye yazmıştır, içeriği nedir, hiç bir bilgim yok. sadece yazılmış olduğundan haberdarım.
  • evinde bilgisayari ve porno cd seti olan, yumu$ak yuzlu itulunun kaderidir.
  • uzun süre baba ocagından ayrı kaldıktan sonra kısa sureli tatillerini gecirmek icin geri donuldugunde yasanilan durumdur... hersey onundedir bi dedigin iki olmaz... ama artık o evde duvarlarına posterlerini astıgın dösemeleri arasına gizli hazinelerini(!) sakladıgın bi odan yoktur...
    misafirken ev sahibi konumuna dusulmemesi acısından bu ziyaretlerin fazla uzun tutulmaması gerekir.
  • o zaman bu kisi misafir terligini ayagindan hic cikarmamali, buzdolabindan izinsiz hic birsey almamali, eve gelmeden once mutlaka kimse var mi diye aramali hatta her gelisinde baklava, cicek falan getirmeli, her yemekten sonra 'elinize saglik, pek leziz olmus, tarifini alabilir miyim?' demeyi unutmamali, televizyona mudahele etmeyip ne seyrediliyorsa ilgiyle izlemeli, son cayini ictikten sonra kasigi bardagin uzerine yatay koymayi ihmal etmemelidir.
  • evin uzun süreli misafir akınlarına maruz kalması sonucu yaşanıyorsa oldukça sinir bozan durum. gelen misafirler kendilerini ev sahibi zannedip sizin programınıza uymak yerine kendi programlarını uygulayıp size de aynı programı uygulatmaya çalışarak sizi bu kimlik bunalımına itebilir, siz de türk toplumu zekidir, çalışkandır, misafirperverdir imajını zedelememek için sesinizi çıkarmıyorsanız olaylar kabusa dönüşebilir,dikkatli olunmalıdır.
  • yeni dogum yapan esinizin anne-baba-kardes-teyze-halalarinin eve sokun etmesi ve bunlardan ilkinin bir sureligine evinizde yasamaya baslamasi ile ortaya cikan durumdur. kisi ne gonlunce tuvalete gidebilir, ne istedigi tv kanalini seyredebilir ne de istedigini yiyebilir.
    (bkz: kendimden biliyorum)
  • özellikle yazlıklarda kişinin başına gelir bu hadise.tam yazlığa gideyim,kafamı dinleyim derken bi bakarsın annenin kardeşleri,teyzesi,kuzenleri eve akın etmiş.hatta eve akın etmekle kalmamış bir güzelde postu sermiş.teyze anne yarısıdır diyip hoş görürüsün ama nereye kadar?sonra farkına varırısın ki evin yönetimini misafirler devralmış,sen kendi evinde misafir olmuşsun,hatta yatağından bile sürülmüşsün.dolayısıyla misafirliğin kısa süreli ve nüfüsca az olanı makbuldur.hatta yatılı misafirlik gibi bir kurum ortadan kaldırılmalıdır.
  • yeni eve taşınmadan önce aslında ev olan evde uyunan son uyku.
hesabın var mı? giriş yap